BIST 100 9.550 DOLAR 34,53 EURO 36,14 ALTIN 3.018,93
3° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Sözcü davasında neler oluyor?

Sözcü davasında neler oluyor?

Yazarlar Emin Çölaşan ve Necati Doğru’nun da arasında bulunduğu 8 ismin “FETÖ Silahlı Terör Örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçlamasıyla yargılandığı Sözcü davasında sona gelindi. İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada yarın karar çıkması bekleniyor.

Dava öncesi gazetemize konuşan Necati Doğru, “Hukuk şerefli yaşamaktır. Şerefli yaşama hakkımıza hukuku alet ederek leke sürmek istiyorlar” derken, Sözcü gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz ise, “Bizim işimiz haber yapmak. Gazetecilik yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Sözcü davasının yargılanan isimleri, dosyanın avukatı Celal Ülgen ve Sözcü gazetesi yazarı Aytunç Erkin yarın görülecek karar duruşması öncesinde açıklamalarda bulundu.

Gazeteci-yazar Necati Doğru Sözcü davasının yargının siyasetin aleti haline getirilmesine yönelik bir dava olduğuna dikkat çekti. “Yargı gerçeği aramak, suçlu ile suçsuzu ortaya koymalıyken, siyasetin aleti yapılmak isteniyor” diyen Doğru, “Bizi yargılayan yargıçların bu duruma dikkat etmesini söyleyeceğim. Geçmişte Ergenekon ve Balyoz davalarında da kararlar alındı. Sonradan onların birer düzmece ve yargıyı siyasetçinin aleti haline getirme mekanizması olduğu ortaya çıktı. Bizi yargılayan hâkimlerinde aynı tuzağa düşmemesini isteyeceğim” diye konuştu. Doğru, Sözcü gazetesinin iktidarların uşağı olmayan gazetecilerin çalıştığı bir gazete olduğuna dikkat çekti.

‘GAZETECİLİĞE DEVAM’

Yargılanan isimler arasında yer alan Metin Yılmaz ise Sözcü davasında karar verilmesi için Cumhuriyet davasına ilişkin Yargıtay’ın vereceği kararın beklenmesi gerektiğine dikkat çekti. Yılmaz, “Cumhuriyet davası bizim davamıza örnek, o davanın düşmesi halinde bizim davanın da düşmesi lazım” diye konuştu. Sözcü gazetesinin delilsiz ve belgesiz bir şekilde suçlandığını belirten Yılmaz, “Haberler nedeniyle suçlanıyoruz. Haber her yerde haberdir. İşimizi, gazetecilik yapmaya devam edeceğiz” dedi. FETÖ ile suçlanmanın kendilerini oldukça rahatsız ettiğine dikkat çeken Yılmaz, “Biz gerçekleri yazdığımız için rahatsız ettik. Biz Ergenekon zamanında generalleri, paşaları, askerleri evlerinden gözaltına almayın. Yakışmıyor. Bu FETÖ’nün oyunu dedik. O dönem bize ‘Ergenekoncu’ vs. denildi. Sözcü’ye FETÖ suçu atmak olmaz. Böyle bir dava FETÖ ile mücadeleyi sulandırıyor. FETÖ’yü sevindiriyor” ifadelerini kullandı.

Dava kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tatilde olduğuna dair haber yaptığı için “darbecilere Erdoğan’ın yerini bildirmek” iddiasıyla suçlanan muhabir Gökmen Ulu, “Liderlerin attığı her adım haber değeri taşır. Ben Marmaris’teki tatil haberini gizli saklı değil, açık seçik yaptım. Sayın Erdoğan ve Cumhurbaşkanlığı yetkilileri de otelde beni gördü, haber yapmamda bir beis görmedi, müdahale etmedi” dedi. Daha sonra bazı basın kuruluşlarının yaptığı habere dair iftira ve karalama kampanyası başlatıldığına dikkat çeken Ulu, “Algı operasyonu yapıldı. Daha vahim olan ise savcılığın bu trajikomik iddiayı yargılama konusu yapması oldu. Neyse ki daha sonra birçok dava belgesinde FETÖ üyelerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yerini 11 Temmuz 2016 günü öğrendiği ve planlamaya giriştiği anlaşıldı” diye konuştu. Gazeteci-yazar Aytunç Erkin ise, 13 Ekim 2008 yılında FETÖ’ye ait olan Zaman gazetesinin, “Karanlık Tertip” başlığıyla attığı manşette Sözcü, Cumhuriyet ve Aydınlık gazetelerini hedef aldığını belirterek, “Söz konusu manşette bu 3 gazetenin Zekeriya Öz’ün hayatını yayınladığını, mücadeleye sekte vurulduğu ve kendileriyle uğraşıldığını anlatılıyordu. Biz o noktadan Zekeriya Öz’ü savunuyormuş noktasına getirildik. En büyük çelişki bu. Oda TV operasyonun ardından tepkiler yükselmeseydi sıra Sözcü gazetesindeydi. FETÖ’nün hedefindeydik. 2017’de yine hedef olduk. Ancak bu kez FETÖ’ye yardım ettiğimiz iddia ediliyor” dedi.

Avukat Celal Ülgen da Sözcü gazetesinin kurulduğu 2007 yılından beri yayınlarıyla sürekli olarak FETÖ yapılanmasının devlet içinde çok tehlikeli boyutlarda olduğu ve bu örgüte karşı dikkatli olunması gerektiği uyarısında bulunduğuna dikkat çekti. Karar celsesinde 6 saat sürecek bir savunma yapacağı öğrenilen Ülgen savunmasının 5 bölümden oluştuğunu, birinci bölümde “Sözcü Erdoğan’ın yerini deşifre etmedi”, ikinci bölümde “Sözcü’nün Fetö ile bağı yoktur”, üçüncü bölümde “Davanın bilirkişisi tarafsız değildir”, dördünce bölümde “Suçlanan yazılar” ve son bölümde ise “Suçlanan gazeteciler” başlıklı bölümlerin yer alacağını aktardı.(Cumhuriyet)