Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Soylu'ya İBB hatırlatması: 557 terörist nerede kardeşim?

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu hedef alan sosyal medya paylaşımına ilişkin konuştu. Altay, Soylu'ya terör iltisaklı 557 kişinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde (İBB) işe alındığı iddiasını hatırlatarak 'İçişleri Bakanına soralım; İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki 557 terörist nerede kardeşim? Nerede? Bu apaçık bir yalandır' ifadelerini kullandı. Altay ayrıca, Soylu'nun mafyadan 10 bin dolar alan siyasetçi açıklamasını ve uyuşturucu baronu Naci Zindaşti hakkındaki iddiaları da gündeme getirerek 'İçişleri Bakanı yalan söyler mi? Bir şey daha soralım. Bu yalan değil de, bu suç, devlet görevini kötüye kullanmak: Mafyadan her ay 10 bin dolar alan siyasetçi kim kardeşim? Sen İçişleri Bakanı kisvesiyle, sıfatıyla bunu söyledin ve tüm siyasetçileri töhmet altında bıraktın. Kim bu 10 bin dolar alan siyasetçi? Başka bir soru soralım: Zindaşti nerede Süleyman Soylu, Zindaşti nerede?' sorularını yöneltti.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi.

SOYLU’YA SESLENDİ: BELEDİYEDEKİ TERÖRİSTLER NEREDE?

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alan sosyal medya paylaşımına yanıt veren Altay, şöyle konuştu:

Genel Başkanımız, ‘Türkiye’nin bütün okulların önünde uyuşturucu satılırken, İstanbul’un bütün parklarında uyuşturucu satıcıları kol gezerken, cezaevinde bir tane uyuşturucu baronu var mı?' diye sordu. Bunda ne var? Bunun neresi yalan? Çıksa hadi deseydi ki: ‘Sayın Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin cezaevlerinde şu kadar uyuşturucu taciri yatıyor. Biz bunları yakaladık ve cezaevine koyduk.' İçişleri Bakanına soralım; İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki 557 terörist nerede kardeşim? Nerede? Bu apaçık bir yalandır.

İçişleri Bakanı yalan söyler mi? Bir şey daha soralım. Bu yalan değil de, bu suç, devlet görevini kötüye kullanmak: Mafyadan her ay 10 bin dolar alan siyasetçi kim kardeşim? Sen İçişleri Bakanı kisvesiyle, sıfatıyla bunu söyledin ve tüm siyasetçileri töhmet altında bıraktın. Kim bu 10 bin dolar alan siyasetçi? Başka bir soru soralım: Zindaşti nerede Süleyman Soylu, Zindaşti nerede?

Kusurlarını, hatalarını, günahlarını muhalefet partisi genel başkanına hakaret ederek örteceğini sanıyorsun. Daha çok beklersin ve daha çok böyle senin hakaretlerinle, iftiralarla belli ki muhatap olacağız. Ama bir şeyi bilin; sizin iftiralarınız, hakaretleriniz bize yapışmaz, attığınız çamurun izi sizin elinizde kalır. Ana muhalefete çamur atarak, iftira atarak, hadsiz hakaretlerde bulunarak bu günahlarını ve kusurlarını örteceğini zannediyorsan, boşuna bekleme.

'SEÇİM DEĞİŞİKLİĞİ KORKUNUN GÖSTERGESİ'

Seçim Kanunu yasa tasarısını değerlendiren Altay, “Seçim Kanunu geldi, hayırlı olsun. Anthony Robbins şöyle bir söz söylemiş, tam bu Seçim Kanunu’na cuk oturuyor. Demiş ki: ‘Korkudan verilen karar, daima yanlış karardır.' Teklif ile ilgili söyleyeceğimiz budur. Üç hususun altını çizmek istiyorum: Bunlar, bu ittifak sistemini getirdiklerinde ‘artık baraj kalmayacak' demişlerdi ittifaklarla birlikte. Şimdi beyler barajı yüzde 10’dan, yüzde 7’ye düşürüyor bu teklifle. Gel bunu 3’e düşür niye 7? Küçük ortağını buradan nasıl korumayı düşünüyorsun? Başka ne gibi hesaplar yaptın bilmiyorum ama Anthony Robbbins’in sözünü sakın unutma” ifadelerini kullandı.

'TOMBALADAN ÇEKECEĞİN HAKİMLERLE SEÇİMİ ALAMAZSIN'

Altay, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

Beyefendi, seçim kurulu başkanlarının en kıdemli hakimler olmasından rahatsız. Değiştiriyor bunu, ‘birinci sınıfa ayrılan hakimler arasından kurayla belirlenir' diyor. Akla şu geliyor: O adliyedeki, o ilçedeki ya da ildeki en kıdemli hakimden Erdoğan neden rahatsız, neden çekinir, neden güvenmez? Kura ile çekecek, isteyen de kuraya katılmayabilecek. Yani denecek ki: ‘Kardeşim bak İstanbul’dasın. Hakim bey, gidersin Diyarbakır’a, Mardin’e, Gümüşhane’ye; ne işin var senin kurada?' Onu katmayacak. Kendileri adliyeye partizanca doldurdukları ve şimdi birinci sınıfa ayrılmış hakimlerden seçim kurulu başkanı atayacak. Erdoğan, sen kaybettiğin seçimi alamazsın.

Bu, şuna benzer: Nasrettin Hoca anahtarı kaybetmiş, sokak lambasının altında anahtar arıyor. Hoca ne oldu? Anahtarı kaybettim, onu arıyorum. Nerede kaybettin? Evin arkasında kaybettim. Niye burada arıyorsun? Burada ışık var… Tam buna benziyor. Nasrettin Hoca’nın kaybettiği yerde değil de anahtarı ışığın altında araması gibi, Erdoğan da Seçim Kanunu’yla oynayarak postu korumaya çalışıyor. Koruyamazsın…

Beyefendi kurayla seçim kurulu başkanı tayin edecek. Yani Erdoğan’ın şunu bilmesi lazım: Tombaladan çekeceğin hakimlerle seçimi alamazsın. Seçimi tombalaya emanet etme. Seçimi verdiğin sözleri tutarak almaya çalış. Seçimi milletin halini gör ve buna devletin imkanlarını seferber ederek almaya çalış.

'ŞEHİT YAKINLARINI AYAĞINA ÇAĞIRAN ERDOĞAN'

CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır ziyaretine ilişkin konuşan Altay, şunları söyledi;

Sayın Genel Başkanımızın Diyarbakır gezisinden dönüşünden hemen sonra koro halinde; Ömer Çelik beyefendi diyor ki: ‘Anneleri ayağına çağırdı.' Pes… Beyefendi diyor ki: ‘Oteline çağırdı.' Pesin pesi… Genel Başkanımız 9 Mart 2022 Çarşamba saat 21:00’de Diyarbakır Havalimanı’na inmiştir. Sayın Genel Başkanımız kalacağı otele yönlendirildiğini de Sayın Genel Başkanımızın kurduğu cümle şudur: ‘Diyarbakır annelerini ziyaret etmeden, il başkanıyla bile görüşmem.' Genel Başkanımız, Diyarbakır annelerine gitti. Nereye gitti? Diyarbakır annelerinin geçici olarak kaldıkları Diyarbakır Öğretmenevi’ne… Orada iki aileyle gayet güzel, verimli bir görüşme yapıldı. Durum bundan ibaret. Beyler; ‘Diyarbakır Anneleri ayağa çağırılmaz, otele çağırılmaz' diye yaygara yapıyor.

Sayın Genel Başkanımız kaldığı otelde Diyarbakır anneleriyle görüşmedi, Diyarbakır annelerinin geçici ikametgahında onlarla görüştü. Ama ben size bir ayağa çağırma anlatayım: Malum yaz aylarında Manavgat’ta, Marmaris’te, Köyceğiz’de, Bodrum’da, Milas’ta ve bir yangınla mücadele ekibinden bir kardeşimiz şehit oldu yangınla mücadele esnasında: Şahin Akdemir, mekanı cennet olsun.

Beyefendi de bölgeye gitti, Şahin Akdemir’in ailesi Köyceğiz’dedir. Beyefendi onları Marmaris'e getirtti. Şahin Akdemir şehidimizin annesini, babasını ve kardeşini getirtti. Bu şimdi hangi ahlaka, hangi adaba, hangi vicdana, hangi kurala, hangi inanca uyar? Sen şehidin anasını, babasını, kardeşini 80 kilometre mesafeden ayağına getiriyorsun, onlara taziye dilemek için. Sayın Genel Başkanımız Öğretmenevi’ne, Diyarbakır annelerinin kaldığı yere, ikametgahı gidip onlarla görüşüyor. Böyle bir yalan olabilir mi?

'NEBATİ AYIP ETMİŞ'

Altay, Bakan Nebati'nin Fransa'daki yatırımcılara yönelik yaptığı “En sevmediğim konu da şu yatırımcılara zorluk çıkaran mevzuat ya da bürokrasidir. Hep beraber kavga edelim, bürokrasiyi alaşağı ederiz, arkamızda Cumhurbaşkanımız var rahat olun, mevzuatı da değiştiririz” açıklaması ile ilgili bir soru üzerine, “Nebati Fransa'ya demiş ki; ‘Türkiye'yi bir diktatör yönetiyor, siz teknoratlarla uğraşmayın' demiş. Yanlış bir iş yapmış. Bize kızıyorlar ya, ‘Türkiye’yi dünyaya şikayet ediyorsunuz' diye, Türkiye’yi dünyaya rezil edenler bunlar” dedi.

Altay, Erdoğan'ın “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” ile ilgili sözlerinin hatırlatılması üzerine de “Sistemin çöktüğünü, çürüdüğünü itiraf etmiş. Aman Erdoğan, sen 2023 sonrasına karışma, zaten oyunda olmayacaksın. Erdoğan 2023’ten sonra büyük ihtimal nerede olur biliyor musunuz? Muhalefet partisinin genel başkanı olarak Söğütözü’nde oturur. 2023’ün Haziran’ında en geç -onu en geç diyorum- millet bu çürümüş sistemi çöpe atacak zaten. Erdoğan’ın buna kafa yormasına gerek yok. Bu söylediği bile, bu ucube sistemin çöktüğünün açık bir itirafıdır” yanıtını verdi.

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER