BIST 100 8.862 DOLAR 34,18 EURO 36,71 ALTIN 2.924,04
10° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

'Soykırım' yalanını Saray neden alttan aldı?

'Soykırım' yalanını Saray neden alttan aldı?

ABD Başkanı Joe Biden, 1915 Olayları'nı "Ermeni Soykırımı" olarak tanıyan bir açıklama yaptı. Büyük tepki çeken açıklamaya AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Hükümet temsilcilerinden ise beklenenin hayli altında bir tonla yanıt geldi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Erdoğan'ın Biden'a verdiği yanıt için 'Kedi gibi bir miyavlama sesi geldi" demişti. ABD'nin 'Ermeni Soykırımı' hamlesinde asıl hedeflenene ilişkin önemli bir iddiada bulunuldu.

Cumhuriyet'ten Işık Kansu'nun Ankara'nın bu tutumuna ilişkin kaleme aldığı "Sömürgecinin Kara Propagandası" başlıklı yazısında konunun perde arkasına ilişkin dikkat çeken bir yorumda bulundu.

Kansu yazısında, 'soykırım' çıkışıyla asıl hedeflenenin ABD'de devam eden Halkbank davası nedeniyle zorda olan AKP iktidarının ABD yanlısı tutumunun sürmesini sağlamak olduğunu, AKP'nin alttan alan yanıtlarına bakıldığında bu hedefin yerine geldiğinin görülebileceğine dikkat çekti.

Kansu'nun yazısı şöyle:

"Yüzyıllarca birlikte barış ve kardeşlik içinde yaşayan Türklerle Kürtlerin, Ermenilerle 1. Dünya Savaşı sırasında boğazlaşmasının tek nedeni, sömürgeci güçlerin çıkarlarıdır.

Dönemin Çarlık Rusyası, Rus belgelerinde de yer aldığı gibi, Kafkas Cephesi’nde Ermeni gönüllü alayları ile Taşnak, Hınçak ve Ramgavar komitelerinin Ermeni fedailerini Osmanlı’ya karşı kışkırtmıştır. Kimi kaynaklara göre, bu alay ve fedailerin savaş sırasında öldürdüğü Müslüman sayısı, savaşta Osmanlı ordusuna müttefiklerin verdirdikleri kaybın beş katıdır.

Değerli araştırmacı Prof. Dr. Hikmet Özdemir’in çeşitli çalışmalarında aktardığı gibi, bu dönemde “Ermenilere yönelik bilinçli bir katliam” yaşandığı savlarının odak noktası, İngilizlerin, ABD’yi de müttefiklerin yanında 1. Dünya Savaşı’na sokabilmek için yürüttükleri propaganda faaliyetidir.

Savaş patlar patlamaz İngiliz Genelkurmay Başkanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın oluşturduğu propaganda bürosu çeşitli masalar oluşturmuştur. Osmanlı masasının başındakiler, bugünkü “soykırım” savlarına dayanak gösterilen “Mavi Kitap” adlı, özellikle Amerikan seçkinlerini etkilemeyi hedefleyen çalışmayı hazırlamışlardır.

Bu masada üretilen belgelerin çoğunluğunun tanıksız, taraflı ve sahte olduğu sonradan ortaya çıkmıştır. Özellikle Amerikan gazete ve dergilerinde yayımlanması için hazırlanan propaganda araçları da öyledir. Örneğin, savaş sırasında yayımlanan süngülenmiş çocuk fotoğraflarının, 1. Dünya Savaşı öncesi, 1905’te çekildiği ortaya çıkmıştır.

Sonuç olarak, sömürgeci devletlerin paylaşım çıkarları yüzünden Anadolu’da yaşanan ve halkların birbirini kırmasına neden olan insanlık acısı; eli kanlı, gönlü kara emperyalistler tarafından kara propaganda üzerinden siyasete malzeme yapılmıştır.

O gün İngilizler nasıl Amerikalıları da savaşa katmak için siyasi bir oyun oynamışlarsa, bugün de ABD yönetimi benzer bir yöntem izlemektedir.

Hedef, Türkiye’yi ekonomik iflasa ve demokrasi dışı bir rejime sürükleyen, Halkbank davası nedeniyle köşeye sıkıştırılmış Saray iktidarının ABD yanlısı tutumunun sürmesini sağlamaktır.

Türkiye’ye yöneltilen soykırım suçlaması karşısında Saray’ın alttan alan açıklamasına bakılacak olursa, hedeflenen amaç büyük ölçüde yerine gelmiştir."