BIST 100 9.616 DOLAR 34,64 EURO 36,52 ALTIN 2.931,39
11° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

SOL Parti yol haritasını açıkladı

SOL Parti yol haritasını açıkladı

SOL Parti'nin kurultay sonrası ilk basın toplantısı, Başkanlar Kurulu Üyeleri İlknur Başer ve Önder İşleyen tarafından parti genel merkezinde yapıldı.

BirGün’de yer alan habere göre; SOL Parti’nin yol haritasını Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen açıkladı. İşleyen, Nazım Hikmet’in doğum gününü ve Rosa Luksemburg’un ölüm yıl dönümünü anarak konuşmaya başladı.

İşleyen, SOL Parti’nin yol haritasını şöyle açıkladı:

“Solu etkili kılarak Türkiye’ye değiştirebiliriz. Bu hedefle başlattığımız yürüyüşümüzde şimdi Sol Parti’nin kuruluş sürecini başlatıyoruz. Mahalle mahalle, sokak sokak bir araya gelmek, SOL Parti’yi birlikte kurmak, programımızı, örgütlenme anlayışımızı ortaklaşa kararlaştırmak üzere yan yana gelmek istiyoruz. Katılımcı, demokratik, halkın inisiyatifini öne alan kolektif bir siyaset SOL siyasetin temelidir.

Bu siyaset anlayışını her düzeyde hakim kılacak bu kurucu süreç aynı zamanda hayatın her alanında örgütlenmeleri geliştirmek ve çoğaltmanın da adımı olacaktır. Ancak örgütlü olursak bu kötülükle baş edebileceğimiz ancak örgütlü olursa özlediğimiz geleceği kurabileceğimizin bilinciyle SOL Parti’de örgütlenmeye, SOL Parti’yi birlikte örgütlemeye davet ediyoruz.”

İŞSİZLİK ÇALIŞTAYI

İşleyen konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Manifestomuzda, SOL Parti’nin çağrısının soyut bir çağrı olmadığını, halkın acil talepleri etrafında bir mücadele çağrısı olduğunun altını çizmiştik. Bu anlayışla, ilk adımımızı ülkenin en yakıcı sorunlarından birisi olan, gençlerin güvencesiz ve geleceksizlik sarmalında çaresiz bırakılmasına karşı atıyoruz. İş bulma umudunu dahi kaybeden, diplomaları değersizleşmiş, hayatları çekilmez hale gelmiş, işsizlik ve borç batağında boğulan gençlerin somut talepleri için mücadele etmek hepimizin en temel sorumluluğudur. Bu adımları atmak üzere, gençliği inisiyatifi ile bir Çalıştay düzenleyerek, burada ortaya çıkan somut talepleri ülke sathında örgütleyeceğiz.

“BUNU BAŞARABİLECEK BİR GÜÇ BİR BİRİKİM VAR”

Siyasal islamcı rejim bir çözülme sürecine girdi. Ama çözülme sürecine girmiş olmaları, onu bir tehlike olmaktan çıkarmıyor. Aksine, iktidar bloku çözülmenin mutlak bir yenilgiye dönüşmemesi için, daha tehlikeli bir hal alıyor. Son dönemdeki bir kaç gelişme bunun işaretlerini veriyor. Bu adımlar açık ki artık sefalete ve kör cehalete mahkum olmak istemeyen halkın taleplerini bastırmak, muhalefeti etkisiz kılmak üzere atılan adımlardır. Dış politikada İhvancı, cihatçı eksen de bunu besliyor. Ama tüm bunlara rağmen, emekçiler, gençler, kadınlar artık bu rejimde yaşamak istemiyor, bunu değiştirmek istiyor.

Muhalefet Türkiye’de ise bu gelişmeler karşısında etkisiz bir konumdan çıkamıyor. Bu çürümüş düzenin artıklarıyla birleşmeyi önüne koyan, sağa yaslanmış ve sermayenin ve uluslarası güçlerin taleplerine yanıt vermeyi öne alan bir muhalefet doğal olarak halkın somut sorunlarına, özlem ve taleplerine yanıt veremiyor. SOL Parti, ülkeyi topyekun çürümeye götürecek bu dengeyi değiştirmek üzere harekete geçiyor. Bir büyük çelişki var. Bir yandan zor ve hile dışında yönetemeyen bir iktidar bir yanda da bu iktidara artık yeter diyen milyonlar. Biz, bu çelişkinin ancak solun etkili bir güç haline gelmesiyle, halkın örgütlü bir güce dönüşmesiyle mümkün olabileceğine inanıyoruz. Bunu başarabilecek bir güç, bir birikim var. Şimdi hep birlikte bu birikimi, örgütlü bir güce dönüştürmek için harekete geçiyoruz.”

“BİZ, BİRBİRİMİZİN ÇARESİ OLACAĞIZ”

Toplantıya katılan ve işsiz olduğunu belirten üniversite mezunu Gizem Gül Kürekçi, “En büyük sorunlarımızdan birisinden söz ediyoruz: güvencesizlikten, işsizlikten, geleceksizlikten. Hayalleri yarım kalmış milyonlarca gençten birisiyim” dedi.

Üniversiteyi bitirmelerine karşı gençlerin iş bulmasının mümkün olmadığını belirten Kürekçi, sözlerini şöyle sürdürdü

“İş bulabilenlerimiz ise güvencesiz ve düşük ücretli çalışmak zorunda. Böyle bir sorunumuz var ama buna ilişkin iktidarın bir çözümü yok. Önümüzü görmemiz mümkün değil. Oysa bu denli karartılmış bir gelecek tek seçeneğimiz olmamalı. Her an, her gün yaşadığımız ama kimsenin görmediği sorunlarımızı görünür kılmak istiyoruz. Sorunlarımıza birlikte çözümler aramak ve bulmak istiyoruz. Başka bir seçeneğin de olabileceğini birbirimize göstermeye; birbirimize sahip çıkmaya; birbirimizin çaresi ve umudu olmaya ihtiyacımız var.

O nedenle, güvencesizlik ve geleceksizliği tek seçeneğimiz olmaktan çıkaracak bir yolu açabilmek üzere başlayacak bu mücadele bizi mutlu ediyor. Güvencesiz ve geleceksiz gençler olarak bir araya gelmek; öncelikle bir Çalıştay’la dertlerimizi ve taleplerimizi ortaklaştırarak yola çıkmak için hazırlanıyoruz.”

“BİREYSEL OLARAK DEĞİL HEP BERABER ÇÖZEBİLİRİZ”

Üniversite öğrencisi Kemal Yılmaz da gelecek kaygısı yaşadığının altını çizerek, “Henüz bir diplomam yok ama derdimiz şimdiden çok. Üniversiteye adım attığımız ilk yıllar, hayatımızın güzel yılları olarak hatırlanır. Ama mezun olma zamanı yaklaştıkça sıkışma başlıyor. Çünkü hepimiz biliyoruz ki diplomalarımızın bir değeri yok” diye konuştu.

Pek çok arkadaşının hizmet sektöründe düşük ücretle çalışmak zorunda kaldığını belirten Yılmaz, şunları söyledi:

“Mimar, mühendis ya da öğretmen diploması bir işe yaramıyor ve hayatta kalabilmek için ne iş olursa yapmaktan başka çaresi kalmıyor. Hatta böyle de olsa iş bulabilenler şanslı sayılabilir. Bu çaresizlik karşısında bir kısım arkadaşımız yurt dışına gitmeye çalışıyor; kimisi sıra arkadaşını ekarte ederek bir işe girmeye çalışıyor kimisi de bunalıma sürükleniyor. Ama bunların hiçbirinin çare olmadığını biliyoruz. Bireysel olarak çözüm bulamayız, hep beraber çözüm bulabiliriz. Bu mücadele o yüzden aynı zamanda üniversite öğrencilerinin de mücadelesi olacaktır.”