CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ABD ziyareti öncesinde, İstanbul Havalimanı’nda açıklama yaptı ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Kendisinin yurt dışında olduğu süre boyunca Genel Başkanvekili olarak Ensar Aytekin’in görevlendirildiğini belirten Özel, şunları söyledi:
''ABD’ye bugün gidiyoruz. 27’si cuma günü Türkiye’ye dönmeyi planlıyoruz. ABD’deki ziyaretlerimizin en başında BM toplantısına paralel olarak Sosyalist Enternasyonal’in toplantısını New York’ta yapıyoruz. Sosyalist Enternasyonal’de CHP’nin de içinde olduğu 77 üye ülke var. Bunlardan 36’sı Avrupa’daki ülkeler ve diğerleri de diğer kıtalardan olan ülkeler. Biliyorsunuz değişim kurultayımızın son gününde Sosyalist Enternasyonal’in küresel ve yerel sorunlara ilerici çözümler öneren komitesiyle birlikte Ankara Deklarasyonu’nu hazırlamıştık. Ankara Deklarasyonu’nu New York’taki toplantıda bizzat ben paylaşacağım, ben sunacağım. Ayrıca orada tabii ki Sosyalist Enternasyonal prezidyum toplantısında, Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcısı sıfatıyla Türkiye’yi temsilen bir konuşmam da olacak. Şüphesiz son günlerde İsrail’in artırdığı saldırgan tutumu birinci gündem maddemiz. Yine hem Türkiye Cumhuriyeti hem ABD vatandaşı olan Ayşenur (Ezgi Eygi) kardeşimizin katledilmesi noktasında İsrail’e tepkimizin yanı sıra ABD’de kendi vatandaşına gereği gibi sahip çıkması noktasında da görüşlerimizi ifade edeceğiz.
Gerekli temaslarda bulunacağız. Olmazsa olmaz bir nokta bizim açımızdan, bizim gündemimiz, CHP’nin iktidarında Türkiye Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği’ne tam üye olmasıdır. Bükreş’teki toplantının sonuç bildirgesinde de yer almıştı, önümüzdeki günlerde Alman Sosyal Demokrat Parti’nin buraya yapacağı ziyaret tahmin ediyorum 1 Ekim günü. Karşılıklı iş birliği protokolümüzde de yer alacak ki Almanya’nın tutumu çok önemli Türkiye açsından. Yine New York’taki temaslarımızda da tüm siyasi akrabalarımızdan ve görüştüğümüz herkesten Avrupa Birliği’ne tam üyelik noktasında gerekli desteği ve bunun yazılı olarak da tekrar ifade edilmesine yönelik beklentimizi her zaman olduğu gibi ifade edeceğiz. Tabii Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefi Rusya, Çin ve dünyanın diğer ülkeleriyle, Balkanlarla, Arap coğrafyasıyla köprülerin atılacağı, ilişkilerin kötüleştirileceği anlamına gelmiyor. Aksine kişisel ilişkilerden, kurumsal ve köklü bağlarımızı daha da güçlendirmeye yönelik yaklaşımlar olacak. Bu yönüyle aslında Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefiyle Rusya ile daha iyi ilişkilerin ortaya çıkma ihtimali birbiri ile çelişen meseleler değil. Konjonktürel ve kişisel kararlar, kaprisler, kavgalar yerine kurumsal, diplomatik ilişkiler son derece önemlidir.''
ABD’de bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir görüşmesinin olup olmayacağına ilişkin soruya Özel, şu yanıtı verdi:
“ABD’de ben Türkevi’ne gideceğim. Sayın Büyükelçimiz ve BM Daimi Temsilcimizden randevu istedik. Dün de gördüğüm kadarıyla oradaki diplomasi muhabirleri bu görüşme bu binada yapılacak diye haberleri geçiyorlardı televizyonlarda. Yalnız bizim o ziyaretlerimiz cuma gününe planlandı. Sayın Erdoğan ile aynı anda Türkevi’nde olmayacağız. Belki birkaç saatliğine o, orada açıklamasını yapıp ayrılacak. Ben gittiğimde orada olsaydı elbette bir merhaba demek, bir çayını içmek en doğrusuydu. Dünyanın öbür ucunda Türkiye’nin ana muhalefet lideriyle Cumhurbaşkanı ya da son seçimlerin birinci partisiyle ikinci partisinin birbirlerine hatır sormaması olacak iş değil ama gördüğüm kadarıyla Sayın Erdoğan’ın bir başka toplantıya katılmak üzere açıklamasını, konuşmasını yaptıktan sonra ayrılması mümkün. Birkaç saat münasebetsiz bir saatte belki New York’ta olacağız ama bizim Türkevi’ne gideceğimiz gün Sosyalist Enternasyonal’in ertesi günü. O yüzden öyle bir temas yok. Aynı gün orada olsaydık olabilirdi. Bundan kaçınmayız. Doğrusu odur. Siyasi adap.''
''Erdoğan'ın, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a diplomatik temas çağrısına'' ilişkin görüşlerini sorulması üzerine Özel, şöyle konuştu:
''Yıllarca söyledik. Esad ile görüşenleri hain ilan ettiler. Biz Esad ile bir temas kurduk ve görüşmeyi gün üzerinde konuşmaya başlayınca ‘Biz de görüşeceğiz’ dediler. Bu iyi bir kolaylaştırıcılık bizim açımızdan. Yarın öbür gün ne noktaya savrulurlar, ne yaparlar bilmiyorum. Ne yaparlarsa sorunun çözümüne yönelik ben destekliyorum, üzerime ne düşürse. Yani Esad ile görüşmeleriyle ilgili kolaylaştırıcılık düşerse ben de yapacağım. Bizim görüşmemiz gerektiği noktada Cumhurbaşkanı-Esad görüşmesi şu aşamada sorunun çözümüne yönelik önemli bir adım olur. O gerçekleştirmezse biz zaten gün mutabakatı noktasındayız. Biz gideceğiz ve ana muhalefet olarak bir adım atacağız. Suriye ile kurulan her diplomatik adım Türkiye’deki sığınmacı sorununu çözmeye katkı sağlayacağı için çok doğru adımdır.''