BIST 100 9.368 DOLAR 34,50 EURO 36,17 ALTIN 2.981,54
7° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Mansur Yavaş'tan rakibi Altınok'a: Ne kadar kredi çektiğinizi yayınlayın

ABB Başkanı Mansur Yavaş, Gölbaşı'nda Seçim Koordinasyon Merkezi'nin açılışında, "Rakibim demiş ki 'Belediyeyi batırdı.' Halbuki geçen yıl yayınlandı. Amerika'daki bir kuruluş Türkiye'deki kredisi en yüksek belediyeyi Ankara Büyükşehir Belediyesi olarak ilan etti. Önce bir kendi belediyelerinize de bakın. Ne kadar kredi çekmişsiniz, sıkıştıkça krediye ne kadar başvurmuşsunuz sizler de Ankara Büyükşehir gibi yayınlayın" dedi.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Fatih Belediye Başkan adayı Mahir Polat ile birlikte sabah saatlerinde başlattığı ilçe turunu, “Seçim Koordinasyon Merkezi” (SKM) ziyareti ile devam ettirdi. Hırka-i Şerif Mahallesi’ndeki ziyaretin ardından seçim otobüsüyle Fatih turu atan İmamoğlu ve Polat, vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılaştı.

İmamoğlu ve Polat’ı taşıyan seçim otobüsü, halk buluşmasının gerçekleştirileceği Kocamustafapaşa Meydanı’na yoğun ilgiyle karşılandı.

İmamoğlu konuşmasında şunları söyledi:

Bu akşam hem memleketimiz için hem milletimiz için, çocuklarımız için, gençlerimiz için Allah dualarınızı kabul etsin. Ben de sizden duanızı istiyorum. İnşallah sizlere layık olmaya devam edeceğim ve inşallah Fatih'te can arkadaşım, yol arkadaşım Mahir Polat'la sizlere doya doya hizmet etmenin beş yılına giriyoruz. İstanbul ihmalden, ihanetten ve israftan çok çekti. İhmali en çok da Fatih yaşadı; sokakları, caddeleri, meydanları… Beyazıt Meydanı'nın eski halini biliyorsunuz değil mi? Şimdi pırıl pırıl bir Beyazıt Meydanımız var. Bakın Sarayburnu… Çöplük çöplük 15 yıldır. Ve biz, Sarayburnu'nda İstanbul'un en güzel biblolarından biri gibi bir köşe yaptık. Şimdi Mart’ın ortasında, pırlanta gibi Eminönü Meydanı geliyor Eminönü Meydanı. Pırlanta gibi.

"Haliç tramvayını eminönü'nden Alibeyköy'e kadar bu kardeşiniz, ekip arkadaşlarıyla bitirdi"

Sözüm ona betonları dökülmüş, rayları bağlanacak. Bir baktık ki daha üstüne tramvay gelmeden, Haliç kıyısındaki tramvayın üstüne konacağı rayların çakılacağı betonlar yamulmaya başlamış. Niye? Çünkü Haliç kıyısı -hepiniz bilirsiniz- orası bataklık gibidir. Zemini yoktur Haliç kıyısının. Biz ne yaptık biliyor musunuz? Binlerce kazık çakarak, o yapılan bütün betonları söktük, attık. Tam 3 kilometreye yakın, neredeyse Eyüpsultan'dan Unkapanı'na kadar, komple kazık sistemini hem de 60 metreye, 70 metreye kazık sistemiyle çakarak, sıfırdan yaptık. Sonra hızlıca rayları döşedik. Ardından Cibali'ye kadar Alibeyköy tramvayımızı getirdik. Ve Unkapanı Kavşağıyla ilgili hiçbir proje hazırlanmamıştı. Projesini hazırladık. Neredeyse yıkılmak üzere olan Unkapanı Kavşağını; pırıl pırıl, depreme dayanıklı, güçlü bir kavşak haline getirdik. Oradaki trafiğin sıkışmasını ortadan kaldırdık. Altından tramvayın geçişini sağladık. Şimdi, Eminönü’ne kadar yine o bölümdeki kazıkları çakarak, oranın tramvayını Eminönü'nden Alibeyköy'e kadar bu kardeşiniz, ekip arkadaşlarıyla bitirdi. Biz yaptık.

"Fatih’in altyapısına 3,5 milyar liralık yatırım yaptık"

Vatan Caddesi'nden Unkapanı'na kadar olan bölgeyi, bütün Fatih'i sel ve su baskınından korumak adına, yer altından tünelle İSKİ yatırımı yaptık. Şimdi aynısını yine Vatan Caddesi'nden Yenikapı'ya kadar yapacağız. Fatih’in altyapısına yaklaşık 3,5 milyar liralık yatırım gerçekleştirdik. Yedikule Gazhanesi’nden Bulgur Palas’a, Ordu Caddesi’nden Yerebatan Sarnıcı’na kadar, birçok projeyide hatırlatmak isterim. Bunları niye anlatıyorum biliyor musunuz? Bunların hepsi sizin, sizin. Size ait. İstanbul'un en güzel işlerinden birisi; İstanbul'un tarihini, maneviyatını, medeniyetini canlı tutmak, hayata geçirmek. İstanbul'un gündeminden israfı, ihmali ve ihaneti çıkardık. Yerine ne getirdik biliyor musunuz? Biz bu şehre, icraat getirdik. Biz bu şehre, yatırım getirdik. Biz bu şehre, hizmet getirdik, hizmet. Yani israf, ihmal, ihanet gitti; bu şehre ne geldi? Hizmet, icraat, yatırım geldi, yatırım. Yani sizin hayatınıza dokunan, sizi koruyan, yok zamanınızda yanınıza koşan işler geldi. İşte bunlar varken, rant konuşulurdu. Bir şahsın parseline ekstra imar konuşulurdu. Ya da bir avuç insana verilen ihaleler konuşulurdu. Şimdi ne konuşuluyor biliyor musunuz? Kurban olurum o bebeklere. Halk Süt konuşuluyor, Halk Süt.

"Halk süt, anne kart, kreşler, öğrenci yurtları mega projedir"

Bu şehrin bebeklerine dağıttığımız sütle dalga geçiyorlar. Bebeklere verdiğimiz, o pırlanta gibi kızlarımıza, oğullarımıza verdiğimiz süt için, ‘Efendim bunların mega projesi sütmüş…’ Evet, süt kardeşim. 250 bine yakın bebeğe süt dağıtmak, mega projedir. Ama bunların kafası almaz. Ben size başka bir mega proje daha söyleyeyim. 4 yaşına kadar bebeği olan annelere, Anne Kart dağıtmak, ne kadar vicdanlı biliyor musunuz? Bu şehrin annelerini huzurlu kılmak… Kurban olurum; helali hoş olsun sevgili annemiz. Anne Kart sana verildi ya. Niye biliyor musunuz? O senin hakkın, hakkın. Sen o evladı hayata hazırlıyorsun ya o bebeği; güzel anneler, bu annelerimiz o bebekleri hayırlı evlat olarak bu şehre, bu ülkeyi yetiştiriyor ya; bize o yeter. Bunu anlamıyorlar. Anlayamıyorlar. Çünkü, halktan uzaklaştılar. Onun için gündemde Halk Süt; gündemde Anne Bebek Kartı; gündemde kreş; gündemde gençlere yurt; gündemde 100 bin gencine burs veren belediye… Beni herhalde bu dünyada, en fazla annem düşünür. öyle düşünüyorum. Annesi babası düşünür. Diyorum ki, annemin ruhu bana geçsin. O beni nasıl düşünüyorsa, eşim evlatlarını nasıl düşünüyorsa; ben de bu şehrin evlatlarını öyle düşünüyorum. Öyle düşüneceğim kardeşim. Bu kadar net. Bu şehir o zaman huzurlu olur.

Biz, hiç kimsenin partisine, geçmişine, etnik kökenine, giyimine, kuşamına bakmadık; bakmayız. Bu şehirde yaşayan 16 milyon, bu ülkede yaşayan 86 milyon, benim vatansever hemşerim, vatandaşım, canım, ciğerim. Bu seçim ne seçimi biliyor musunuz? Bu seçim; ayrımcılık yapanla birleştirenlerin arasındaki seçim. Bu seçim; rantçılarla icraatçılar arasındaki seçim. Bu seçim; müsriflerle, israf yapanlarla tasarruf yapan, bereketli bütçe üretenler arasındaki seçim. Biz icraatı, biz bereketi, biz israftan kaçınmayı temsil ediyoruz. Onun için oylarınıza talibiz. Bu seçim; bir kişiye itaat edenle, 16 milyondan talimat alanlar arasındaki seçim. Ben, bir tek size karşı kendimi sorumlu hissederim, 16 milyona karşı” şeklinde konuştu. Karşılarındaki anlayışın, bir parti devleti yaratma çabasında olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “Biz ise neyin peşindeyiz biliyor musunuz? Biz, ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyen Atatürk'ün izindeyiz. Aradaki fark bu kadar net.

"Bu sefer dayanamadılar, çok hızlı kayış attılar"

Ben, ayıp söz söyleyemem kardeşim. Kimsenin hakkında iftirada bulunamam. Kimseye iftira atamam. Gıybet yapamam. Allah korusun, yalan söylemem. Ama bunlar, her seçim, köşeye sıkıştı mı, başka şeylere başvuruyorlar. Bu sefer dayanamadılar. Açık söyleyeyim; çok hızlı kayış attılar. Daha bir hafta, üç hafta, dört hafta demeden, bir baktım hemen ‘teröriste’ şuna buna geçtiler. Her zamanki hikayeleri. Hatırlayın; bunu hiç unutmayın. 2019’da, bunlar, milletin elinden en büyük güçleri olan demokrasi haklarını çaldılar. Öyle değil mi? Seçimi çaldılar, iptal ettiler. Öyle değil mi? Hatırlayın. O seçime giderken, sırf oy için bana ne dediler? ‘Sisi’ dediler hatırlıyor musunuz Sisi? Yani kulakları çınlasın, ‘Binali Bey mi, Sisi mi’ dediler. Hatırlıyor musunuz? Sisi kim oluyor? Ben oluyorum. Yahu madem ben Sisi’yim; niye gittiniz -14 Şubat Sevgililer Günü'nde hem de- Mısır’a gidip göz göze, diz dize niye muhabbet ettiniz? Bunlar hemen U dönüşünü çok kolaylıkla yapan bir siyasi anlayış. Bunlar böyle. Şimdi köşeye sıkıştılar, hemen işi teröriste, şuna, buna bağlamaya çalıştılar. Ama bu millet ne yaptı. Tek tek onlara bütün iftiralarını 2019’da yutturdu, yutturdu. Bu millet var ya -ben buna inanıyorum- Allah şahit, bu millet, bu seçimde, bu sandıkta göreceksiniz bunlara öyle bir haddini bildirecekler ki; bir daha milletin yüzüne çıkamayacaklar.

"Müstakbel rakibime üzülüyorum"

Müstakbel rakibime üzülüyorum” diyen İmamoğlu, “Niye müstakbel rakibime üzülüyorum? Kim ne derse, onu söylüyor. Kim ne verirse, onu söylüyor. Ama bazen, doğruları söylüyor Allah için. Demiş ya, ‘İmamoğlu ancak vaatlerinin yüzde 87’sini yapabildi.’ Arkadaşlarımı çağırtıp dedim ki, ‘Arkadaşlar, siz bana yüzde 83, yüzde 84 diyordunuz. Şunu bir daha hesaplayın’ dedim. Hesapladılar; vallahi bir tek o konuda yanılmadı, yüzde 87 çıktı. Müstakbel aday ne yapıyor? Az önce dedim ya; o arkasında bir kişi olmadan, bir şey diyemiyor. Ona bağımlı olduğunu söylüyor. Ama bir şeyi söyleyemiyor, fark ettiniz mi? Ağzına Kanal İstanbul'u alamıyor. Spiker diyor ki ona. İzledim. ‘Efendim, Kanal İstanbul konusunda ne düşünüyorsunuz’ diyor. ‘Ya biz ne dedik size? İstanbul'un gündeminde olmayanlar, bizim de gündemimizde yok’ diyor. Tekrar soruyorum. Tamam da Kanal İstanbul konusunda düşüncen ne? Demişler ki; ‘Sakın kanal deme. İstanbul de, ama kanalla birlikte deme.’ İşi zor. Allah yardımcısı olsun. Alışık da değil.

"Ben, kardeşime kefilim arkadaş"

İşimiz tabii ki kolay değil, çok çalışacağız. Sevgili Fatihliler, çok çalışmaya hazır mıyız? Fatih'te Mahir Başkan'a oy vermeye hazır mıyız? Herkes Mahir Bey'i komşularına anlatacak; var mıyız? Ben, kardeşime kefilim arkadaş. Ahlakına, insan sevgisine kefilim. Oylarınız Mahir Başkan'a. Yetmez. İlçe meclisine oylarınızı istiyoruz. E ben de oylarınızı istiyorum. İstanbul mücadelesinde partimizin faaliyetlerine katılan partililerimiz var, biliyorum. Biz neye talibiz? İstanbul'un güçlü ittifakına talibiz. Bu şehrin her siyasi düşüncesine talibiz. Biz, herkesi çok seviyoruz. Niye biliyor musunuz? Biz, insanı insan olduğu için seviyoruz. Yaradan’dan ötürü seviyoruz sizleri. Bu kadar net. Bunu onlar anlayamaz. Ben bu şehrin her inancını seviyorum. Her etnik kökenini seviyorum. Her siyasi görüşümü seviyorum. Onun için diyorum, ‘Allah'ım beni bu şehri çocuklarına mahcup etme. İçinizden şöyle bir ses gelsin. ‘Tam yol ileri’ kardeşim. Tam yol ileri İstanbul. Tam yol ileri Fatih. Yolumuz açık olsun. Her şey çok güzel olacak.

Buluşmada ilk konuşmayı yapan Polat da Fatihlilere, “Siz Anadolu’nun has evlatlarına böyle destek verdikçe, Trabzon'dan bir Ekrem İmamoğlu çıkar gelir, yıkılmış İstanbul'u tekrar ayağa kaldırır arkadaşlar. Erzincan'dan da Mahir Polat gelip, yıkılmış Fatih’i ayağa kaldırır; 31 Mart'ta nehir oluruz, fırtına oluruz geliriz arkadaşlar. Bu çaresizlikle halkı yalnız bırakmayız. Burayı kurtarırız. Vatanı kurtarırız. Ülkeyi kurtarırız arkadaşlar. Bizi yalnız bırakmayın. Çok teşekkür ediyorum. 80 gündür Fatih’in sokaklarını dolaşıyoruz. 40 gün daha dolaşacağız. 31 Mart'ta Fatih'i de alacağız, İstanbul'u da alacağız arkadaşlar” sözleriyle seslendi.

Kaynak: ANKA