KRT’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayları ile yaptığı özel röportaj serisi devam ediyor. Serinin bugün ki konuğu Vatan Partisi Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Utku Reyhan oldu. Reyhan, Ankara ve Ankaralılara yönelik hedeflerini anlattı.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı yönetmek için zorlu bir yarışta aday oldunuz. 31 Mart seçim gecesinin sonunda zaferle ayrılıp başkanlık koltuğuna oturduğunuz da yapacağınız ilk şey nedir?
Sayın Mansur Yavaş tarafından oy pazarlığı sonucu belediye ve bağlı şirketlere yerleştirilen 2 bin kadar Süleymancılar tarikatı üyesinin iş akitlerini sonlandıracağız. ABB’nin personel alımında siyasi ya da kişisel hesaplar değil, bilim ve liyakat esas olacak.
Ankara’nın acil ve en öncelikle çözülmesi gereken sorunu nedir? Buna yönelik çözümünüz nedir?
Oldukça fazla sorun var ve hepsi birbiriyle bağlantılı. Aralarında bir hiyerarşi kurmak zor. Ancak yine de en başa Ankara’nın başkent olma işlevi ve ruhuyla yönetilmediğini yazabiliriz. Ankara şehir merkezi sıradan bir kent görünümünde. Öncelikle Ankara Kalesi’nden Ulus Meydanına, oradan Kuğulu Park’a kadar uzanan ana güzergahı ele alacağız. Özellikle Ulus, Sıhhiye ve Kızılay’da büyük bir dönüşüm başlatacağız. Hak sahiplerini mağdur etmeden buradaki yapılaşmayı Cumhuriyet dönemi mimarisi ile çağdaş üslupların sentezlendiği bir biçime dönüştüreceğiz. Yine bu güzergâhı önemli oranda yayalaştıracağız. Hafif raylı ulaşımla buradaki trafik krizini çözeceğiz. Böylece hem Ulus hem Sıhhiye hem Kızılay hem de Kuğulu birer kavşak olmaktan çıkarak gerçek anlamda meydanlara dönüşecek. Meydanlar araçların değil, insanların olacak.
Mevcut ABB yönetiminin Ankara’ya yönelik gerçekleştirdiği ve sizin de desteklediğiniz bir projesi oldu mu? Eksik kaldığı alanlar ise nedir?
Anlamlı bir proje gerçekleştirdiğine şahit olmadık. Bir metrelik metro yapılmadı. Trafik çilesi artarak devam ediyor. Temiz suya erişim mümkün değil. Taşra ilçelerde altyapı hizmeti yok… Bir proje olsa destekleyebilirdik. Ama şatafatlı reklam filmlerinden çıkıp hayata geçmiş bir örnek yok.
Türkiye Cumhuriyeti’nin birinci yüzyılını geride bırakıp ikinci yüzyılını yaşadığımız günlerin başlangıcındayız. Siz de bu dönemde Cumhuriyetin kurulduğu Başkent Ankara’yı yönetmeye talipsiniz. Eğer seçilirseniz 100’üncü yıla uygun Ankara’ya özel projeleriniz neler olacak?
Öncelikle Ankara’nın başkent olmasının alametleri olan kuruluşların adım adım İstanbul’a taşınmasına direneceğiz. Merkez Bankası başkentte olur. Ankara’dan gönderilen Ziraat Bankası, Halkbank, Vakıfbank gibi kamu kurumu niteliğindeki banka genel müdürlüklerinin tekrar Ankara’ya dönmesi için baskı yapacağız.
Ankara’nın Hititlerden Gordion’a, Bizans’tan Selçuklu’ya, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan tarihsel mirasını görebileceğiniz yeterli sayıda müze yok. Bunları açacağız. Bir müze kenti yaratacağız. Kent merkezinden AVM’lere sürülen sinema ve tiyatro salonlarımızı yeniden Kızılay’da açacağız. ABB opera ve balesi ile ABB senfoni orkestrasını kuracağız, ABB tiyatrosunu yeni sahneler ve oyunlarla canlandıracağız.
Daha önce belirttiğim gibi Kale’den Kuğulu’ya kadar olan bölgeyi yayalaştıracağız. Buraları tarihi Ankara dokusuna uygun olarak dönüştüreceğiz. Bu bölge müzeleri, sosyal alanları ve kültür-sanat mekanlarıyla bir başkente yakışır görünüme kavuşacak. Hipodrom yeniden milli gün kutlamalarının adresi olacak.
Ankara’nın doğal güzelliklerini ortaya çıkaracağız. Kanalizasyon olarak kullanılan derelerimizi çevreleriyle birlikte ıslah ederek, Ankaralı’nın nefes aldığı alanlara çevireceğiz. İmrahor bölgesini özel ele alacağız. Eymir’e kadar uzanan bölgeyi kilometrelerce uzanan yemyeşil bir vadiye çevireceğiz. AOÇ üzerindeki yapılaşma baskısına son vereceğiz ve AOÇ’nin, sahibi olan Ankaralılarla tekrar buluşmasını sağlayacağız. Nallıhan, Beypazarı, Güdül, Kızılcahamam, Çamlıdere, Kalecik, Şereflikoçhisar, Evren ilçelerimizin olağanüstü doğal güzellikleri var. Buralar atıl durumda. Bunların üzerine projeler geliştiriyoruz.
Ankara hem kendi hem de çevresi açısından geniş tarım arazilerine sahip bir şehir. Bu anlamıyla Ankara’yı tarım alanında kendine yetecek bir şehre kavuşturmak için projeleriniz var mı?
Seçim bildirgemizde bu bölümün başlığı “Tarımda kendine yeten Ankara.” Sorunuz bu anlamda çok isabetli. Maalesef kırsal bölgelerimiz büyükşehir yasasının getirdiği sorunlarla cebelleşiyor. ABB yönetimi basit ve göstermelik hibelerle sadece reklam derdinde. Ankara’nın eskiden köy olan her mahallesi dert küpü. Büyükşehir vergilendirmeye gelince mahalle, hizmete gelince köy muamelesi yapıyor.
Kuracağımız Zirai Donatım ve Destekleme Kurumu ile tohum, gübre, ilaç gibi girdilerin tamamında destek sağlayacağız. Tarımsal sulama için düşük tarife belirleyeceğiz. Belediye sahipliğinde kuracağımız en az bin şubeli market zinciri için Ankaralı çiftçilerimize alım garantisi vereceğiz. Hem tüketiciyi özel zincir marketlerden hem de üreticiyi insafsız tüccarların elinden kurtaracağız. Sağlıklı ve ucuz beslenme hayal değil. Temel bakliyat, sebze, meyve, et ve süt ürünlerinde Ankara’yı kendine yeter düzeye getireceğiz. Hayvancılarımızı el konulan meralarına tekrar kavuşturacağız.
Gün geçtikçe yoğunluğu artan Ankara trafiğine yönelik bir çözümleriniz nedir? Ulaşımın en önemli ağı olan metro hatları ile ilgili projeleriniz nelerdir?
Ankara’nın raylı sistemler açısından İstanbul ve İzmir’in gerisinde kalmış olması akıl almaz bir durum. Bir başkent düşünün havalimanına metro yok. Hiçbir ciddi başkentte hatta kentte böyle bir durum olamaz. Ancak Ankara’yı son 35 yıldır yöneten AK Parti ve CHP Ankaralıları ilkel bir toplu taşıma sistemine mahkum etti. Sayın Mansur Yavaş 2019’da “5 yıl içinde 58 km metro yapacağım” dedi. 1 metre yapamadı. Şimdi önümüzdeki 5 yılda 50 km metro yapacağım diyor. Ancak yapacak vizyon ve basiretten yoksun oldukları ortada.
Ankara nüfusunun ezici çoğunluğu metro olanağından yoksun. Biz Dikmen-Balgat, Etlik Şehir Hastanesi, Pursaklar-Havalimanı, İncek – Gölbaşı güzergahlarına metro yapacağız. Ayrıca Koru metrosunu Türkkonut Yaşamkent, Dikimevi metrosunu Natoyolu Zirvekent, Keçiören metrosunu da Ufuktepe Bağlum yönünde geliştireceğiz. Ayrıca Ümitköy – Batıkent durakları arasında Şaşmaz sanayi sitesinden geçen bir doğrudan bağlantı oluşturacağız.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2024 yılını ‘Emekliler Yılı’ olarak ilan etti. Ankara, 1 milyondan fazla emekli ile en çok emekli nüfusuna sahip ikinci il. Siz de başkanlığınızda emeklilere yönelik hayata geçirmek istediğiniz projelere sahip misiniz? Varsa bu projeleriniz nelerdir?
Anne ve babası en düşük sınırdan emekli olan biri olarak bu konuda popülizm yapmayacağım ve dürüst olacağım. Emeklilerimize dilenci muamelesi yapan vaat yarışını reddediyorum. Emeklilerimizin içine düştüğü hal, belediyelerin yetkilerini aşıyor. Bu bir hükümet sorunu. Biz yerel yönetim olarak emeklilerimize kaynak aktarmaktan çok, onların evlatlarına istihdam yaratmaya öncelik veriyoruz. Kaynaklarımız yatırım ve istihdama yönelecek. Böylece her eve ikinci-üçüncü maaşın girmesini sağlayacağız. Emeklilerimize en büyük destek budur.
Ankara’da 300 binden fazla öğrenci nüfus yaşamaktadır. Büyük bir öğrenci nüfusuna sahip olan Ankara’yı ‘öğrenci dostu şehir’ haline getirmek için hangi projeleri hayata geçireceksiniz? Son dönemlerde öğrencilerin yaşadığı barınma ve ulaşım sorunlarına yönelik özel çözümlerinizi paylaşır mısınız?
Olanaksızlık yüzünden üniversite hakkından mahrum kalan gencimiz kalmayacak. Yeteri kadar yurt yapılacak. Durumu olmayan öğrencilerimize ders kitabı ve araç gereç bursu sağlanacak. Ankara’daki her üniversite öğrencisine sinema, opera, bale ve tiyatro bileti yardımı yapılacak. Yerleşke içi ve yerleşkeler arası ulaşım iyileştirilecek. İlkokuldan üniversite sonuna kadar öğrencilere ulaşım ücretsiz olacak. Ankara’mızın sanayi, ticaret, esnaf odaları ile meslek örgütlerimizin doğrudan içinde olduğu bir istihdam havuzu yaratacağız. Burada genç ile uygun işi eşleştireceğiz. Mezun gençlerimizin Ankara’da iş bulması ve Ankara’ya değer katması için çalışacağız.
Ankara’da istihdamı artırmaya yönelik projeleriniz olacak mı? Ev kadınlarına yönelik, onların sosyal güvencesini sağlayacak, istihdama katılmalarının önünü açacak çözümleriniz var mı?
Daha önce de bahsettiğimiz ABB sahipliğindeki en az bin şubeli zincir market ve etrafında oluşacak ekonomiyle en az on bin kişiye istihdam sağlayacağız. Ev hanımları ile ilgili bütün adaylar aynı şeyi söylüyor. İşte kooperatif kuracağız, el ürünlerini satacakları pazarlar kuracağız vb. Biz bunu reddediyoruz. Biz kadınlarımızı salça kuran değil, salça fabrikası kuran bir konumda görüyoruz. Kadın emeğinin geleneksel yöntemlerle değerlendirilmesi değil, doğrudan değerlendirilmesinden tarafız. Belediyenin eski ve kuracağımız yeni işletmelerinde 5 yılın sonunda çalışanlarımızın en az yarısı kadınlardan oluşacak. Çeşitli teşvikler ve vergi muafiyetleri ile kadın istihdamına öncelik veren işletmelerimizi ödüllendireceğiz.
Son yıllarda kamuoyunun ve yerel yönetimlerin en önemli tartışma konusu başıboş sokak köpekleri… Ankara’da bu soruna yönelik sokakların güvenliğini hayvan haklarını gözetecek şekilde nasıl sağlamayı planlıyorsunuz?
Öncelikle insanlarımızın can güvenliği ve beden bütünlüğünü sağlamak belediye dahil bütün kamunun görevidir. Kimse dolmuştan inip eve giderken saldırıya uğrar mıyım tedirginliği içinde olamaz. Bugün Ankara’nın ilçe belediyeleri topladıkları hayvanları gizlice başka belediyelerin kırsal bölgelerine atıyorlar. Köylük bölgeler isyan halinde.
Hem insanımızın hem de hayvanların güvenliğini sağlayacak program çok basit. İki madde. Birincisi, kısırlaştırma ile kontrolsüz üremenin önüne geçilmesi. İkincisi dağ başlarında değil, kent içinde belirlenen noktalarda sağlıklı ve hem uzmanların hem de hayvanseverlerin denetimine uygun mini barınaklar kurmak. Bütün sokak hayvanları bu barınaklarda kayıt altına alınacak, kimliklendirilecek, bakımları ve rehabilitasyonları yapılacak. Sahipsiz hayvanları beslemek, onlarla ilgilenmek isteyen vatandaşlarımız buralara gidecekler. Bu barınaklar aynı zamanda birer sahiplendirme merkezi olacak
Malumunuz bu kış kurak geçiyor ve bir su sorunuyla Ankara karşı karşıya kalabilir. Bununla ilgili bir projeniz söz konusu mu?
Ankara’nın bir yanından Kızılırmak öbür yanından Sakarya akıyor. Bunların kent içine kadar uzanan kolları da düşünülürse Ankara’nın su sorunu yaşaması için hiçbir neden yok. Bugün Ankara’nın bazı taşra ilçelerine, çoğu köyüne iki günde bir, 1 saat su veriliyor. Üstelik su şebekesi de eski.
Geçenlerden Ayaş’ta alınan numunelerde zehirli arsenik maddesine rastlandığını ortaya çıkardık. ASKİ yönetimi suspus. 5 yıl içinde Ankara’yı musluklarından su içilen bir kente çevirmek mümkün.
Su sıkıntısını gidermek için yağmur sularından da yararlanacağız. Yeni ruhsatlarda yağmur suyu toplama ve depolama şartı getirecek, büyük su tasarrufu sağlayacağız. Eski binalarda da bu sistemin kurulması için teşvik vereceğiz. Böylelikle özellikle tuvaletlerde kullanılan suyu bu sistemden sağlamış olacağız. Yoğun su kullanan oto yıkama gibi iş kollarına da bu uygulamayı zorunlu kılacağız. Yine AVM gibi büyük iş merkezleri de bu sisteme geçecek.
“Belediye zincir marketi kuracağız”
Ülkece ekonomide zor günler geçiriyoruz. Artan pahalılığa ve düşen alım gücüne yönelik vatandaşların ve kent ekonomisinin bu süreçte yükünü hafifletecek projeleriniz var mı?
Belediye zincir marketi kuracağız ve bu işi ciddi ele alacağız. En az bin şube düşünüyoruz. Her mahallede en az bir market olacak. Aşırı kârla çalışan ve artık kartelleşmiş olan 5 büyük zincirin tekelini kıracağız. Hem Ankaralı üreticiden doğrudan alım yaparak onları tüccar-aracı sömürüsünden kurtaracağız hem de düşük fiyatlarla tüketicinin yüzünü güldüreceğiz. Bunu rahatlıkla yaparız. Özellikle et ve süt ürünlerinde ciddi bir ucuzlama yaratabiliriz.
Her seçim öncesi belediye çalışanları işlerini kaybetme ya da sendika değiştirme konusunda çeşitli endişelere veya baskılara maruz kaldıklarını dile getiriyor. Seçilmeniz halinde bir işten çıkarma ya da işçilerin sendika tercihlerine karışılacak mı?
Siyasi pazarlıklarla belediyede işe alınmış Süleymancılar ve benzerleri dışında kimse belediyedeki işini kaybetmeyecek. Dahası biz, belediye şirket işçiliği uygulamasına son vereceğiz. Hepsini kadroya alarak iş güvencesine kavuşturacağız. Böylece işçinin ekmeği bir belediye şirket patronunun iki dudağı arasında olmayacak.
Genel iş kolunda örgütlü bütün sendikalarımızın belediyede örgütlenme hakkı var. Bu belediye yönetiminin işi değil. Sendikalar serbest olacak. Hangisi yetkili olursa toplu sözleşme onunla yapılacak. Biz sendika tercih edemeyiz, işçilerimizi de yönlendiremeyiz.
Mülteci/sığınmacılara yönelik, rehabilite edilmeleri ya da şehirlere oryantasyonlarını sağlamaya yönelik merkezi yönetimle beraber hayata geçireceğiniz bir yol haritanız var mı?
Bu konu yerel yönetimleri aşıyor. Sığınmacıların güvenle ülkelerine dönebilmeleri için bir tane gerçekçi program var, o da Vatan Partisi’nin. Özetle söylemek gerekirse Suriye Hükümeti ile (Sayın Beşar Esad) işbirliği yapmadan bu mesele çözülmez. Bunu da Türkiye’de bir tek biz yapabiliriz. Suriye ile işbirliği bir paket. Sığınmacıların geri dönüşünün yanı sıra, PKK/PYD’ye karşı ortak mücadele, Doğu Akdeniz’de işbirliği, Suriye’nin yeniden inşası, ekonomik ilişkilerin yeniden kurulması bunun içerisinde. Hepsi de Türkiye’nin lehine.
Merdiven altı olarak tabir edilen imalathanelerin bir mantar gibi türediğini görüyor ve insan sağlığına olan olumsuz etkilerini de yakından hissediyoruz. Bu konuda seçilmeniz halinde nasıl bir yol izleyeceksiniz?
İnsan sağlığını tehdit edenlerin üzerine kabus gibi çökeceğiz. Aslında burada yetki il ve ilçe tarım ve orman müdürlüklerinin. Ancak büyükşehir ve ilçe belediyeleri de denetim ve idari yaptırım yetkisine sahip. Her türlü gıda işletmesine denetimi sıklaştıracağız. Arada bir önlük giyip basın önünde denetim yapan reklamcı anlayışa son vereceğiz. Yılda en az 20 kez bir işletmeye habersiz gidilecek ve bütün hijyen şartları denetlenecek. Kendine güvenen işletme zaten bundan rahatsız olmaz.
Son dönemlerdeki çarpık yapılaşmayla Ankara beton şehir haline gelmeye başladı. Açılan Millet Bahçeleri şehrin yeşil alan ihtiyacını tam anlamıyla karşılayamadı, bu duruma yönelik şehre ve Ankaralılara nefes aldıracak rekreasyon projeleriniz var mı, varsa neler?
İmrahor vadisini şenlendireceğiz. Burası özel ama kaderine terk edilmiş bir alan. Nata Vega’nın oradan başlayıp Eymir Gölüne kadar uzanan devasa alan sadece Ankara için değil Türkiye için örnek bir yeşil alana çevrilebilir. Bir de AOÇ’miz var tabii. Hiç oyalanmayacağız, AnkaPark’ı oradan sökeceğiz ve Atatürk’ün mirasına yakışır biçimde halka açık bir yeşil alan olarak değerlendireceğiz.
Ayrıca Kentsel Dönüşümle ilgili bir projeniz var mı? Varsa eğer nasıl bir işleyiş olacak?
Maalesef hem Ankara hem de bütün ülkede süreç genelde bir binayı yıkmak ve yerine benzerini dikmek biçiminde uygulanıyor. Biz bu dönüşümü bölgesel ele almayı savunuyoruz. Ada-parsel düzeyinde ortak bir dönüşümle ancak sağlıklı kentleşme olabilir ve nefes alınabilecek alanlar yaratılabilir.
Özellikle Yenimahalle, Demetevler, Şentepe bölgesinin acil bir dönüşüm sürecine ihtiyacı var. Burada yalnızca mülk sahipleri ve müteahhit anlaşmasını beklemek zaman kaybettiriyor. Belediyenin toplu konut şirketi bu işin altından kalkar. Ve müteahhit gibi kendisine fazladan daire çıkması beklentisiyle de hareket etmez. Piyasacı olmazsanız kamu hizmeti anlayışıyla hareket ederseniz çözüm kolay.