BIST 100 9.368 DOLAR 34,51 EURO 36,18 ALTIN 2.966,16
8° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

TKP Ankara Adayı Arıkan: Zübüklerden kurtulalım

TKP Ankara Adayı Arıkan: Zübüklerden kurtulalım

31 Mart yerel seçimlerine sayılı günler kaldı. Türkiye Cumhuriyeti 101. yılına doğru ilerlerken başkent Ankara’yı yönetmeye talip adaylar KRT’nin sorularını cevapladı. Ayrım gözetmeksizin tüm partilerin Ankara Büyükşehir Belediyesi adaylarına söz vermek istenilen bu röportaj serisinin ilk konuğu Türkiye Komünist Partisi (TKP) Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkan Adayı Ali Ufuk Arıkan oldu. Arıkan, parti olarak 'şehirleri zübüklerden kurtarmak' için yola çıktıklarını söyledi.

KRT’nin Ankara Büyükşehir Belediye adayları ile yaptığı röportajların ilk konuğu Türkiye Komünist Partisi ABB adayı Ali Ufuk Arıkan oldu. Arıkan, Ankara ve Ankaralılara yönelik projelerini anlattı.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı yönetmek için zorlu bir yarışta aday oldunuz. 31 Mart seçim gecesinin sonunda zaferle ayrılıp başkanlık koltuğuna oturduğunuzda yapacağınız ilk şey nedir?

31 Mart seçimlerine giderken parti olarak iki sloganımız öne çıkıyor. Bunların biri hiçbir siyasi değer ve ilke tanımayan ‘zübüklerden kurtulma’ çağrısını içeriyor, diğeri ise memleketimizin, kentlerimizin ve değerlerimizin 'satılık olmadığının' ilanını. Söylediğiniz tabloda, 31 Mart gecesi bu sözlerin kendisi zafer kazanmış olur ve bu sadece Ankara için değil, ülkemiz için çok ama çok büyük bir adım olur.

TKP Ankara Adayı Arıkan: Zübüklerden kurtulalım - Resim : 1

'Rant projeleri sonlandırılacak'

Peki, yapacağınız ilk şey ne olur?

İlk adımımız Ankara’da müteahhitleri, patronları zengin eden tüm rant projelerinin derhal durdurulması olur. Diyanet Akademisi’ne tahsis edilen Anıtkabir’in dibindeki alanın yeniden eğitim alanına çevrilmesi olur örneğin. Sadece bununla da kalmayacağız, Ulus Meydanı, ODTÜ yolu, AOÇ gibi başlıkları, kısacası Gökçek döneminde atılan ve hala devam eden kente ihanet adımlarının tamamının durdurulması, daha da fazla kente zarar vermemesi için gerekli adımların atılması önceliğimiz olacak.

Hemen peşi sıra, buradan ortaya çıkan kaynaklarla, daha ilk elden gençlerin barınma ihtiyacı, halkın nitelikli ulaşım hizmetine cüzi ücretlerle ulaşması, suyun bir temel hak olarak sembolik bir ücretle Ankara halkına sağlanması adımları için kolları sıvayacağız. Her partinin sürekli söz verdiği ama kaynak sıralamasında seçimin hemen ardından rant projeleri dolayısıyla sonlara düşen kreşler ve yaşlı bakım merkezleri için de hiç zaman kaybetmeden harekete geçeceğiz. Bunlar hiç de sanıldığı gibi imkansız şeyler değil. Rant için değil, halk için bir belediyecilik anlayışı, bu adımları atacak iradeyi de gösterecektir.

'Ankara’da rant düzeni bitirilmeli'

Ankara’nın acil ve en öncelikle çözülmesi gereken sorunu nedir? Buna yönelik çözümünüz nedir?

Ankara’nın ve aslında tüm ülkenin en büyük sorunu bu düzenin kendisi. Bunu atlayarak konuşmak sanıyoruz imkansız. Biz TKP’yiz ve halka asla yalan söylemeyiz, kısa yoldan kurtuluş masalları, bol keseden vaatler sıralamayız. Ancak yukarıda söz ettiğim gibi Ankara’nın en temel problemlerinden biri belediyeciliğin tüm Türkiye’de olduğu gibi rant düzeni üzerine kurulması. İlk olarak bununla hesaplaşacağız. Halk yararına atacağımız diğer tüm adımlar bu temel üzerine kurulacak.

Bu kentin tarihi dokusu, cumhuriyetin izleri, aydınlanmanın, laikliğin izleri uzun yıllardır büyük bir saldırı altındaydı. Bu saldırı Gökçek’le başlamadı ama onun döneminde tırmandı ama bir şeyi söylemek zorundayız, Gökçek’le başlayan saldırı, Mansur Yavaş döneminde bize göre kesinlikle son bulmadı, tarz değiştirdi.

TKP Ankara Adayı Arıkan: Zübüklerden kurtulalım - Resim : 2

'Yavaş’ın belediyecilik anlayışının karşısındayız'

Mevcut ABB yönetiminin Ankara’ya yönelik gerçekleştirdiği ve sizin de desteklediğiniz bir projesi oldu mu? Eksik kaldığı alanlar ise nedir?

Hayır, yok. Bizim kimseyle kişisel olarak bir polemiğe girmek gibi bir derdimiz yok ama Mansur Yavaş'ın temsil ettiği bir belediyecilik anlayışı var, bunun karşısındayız. Mansur Yavaş ile dünya görüşleri taban tabana zıt bir partinin adayıyım ben.

Sağcılığın temel değerleri patron düzeninin refahı, dolayısıyla rant ve buna eşlik eden gerici hamlelerdir. Buradan halkın yararına bir şey çıkması bizce mümkün değil. Yavaş’la dünyaya baktığımız yer tamamen farklı. Biz hiçbir projeye rant üzerinden bakmayız, Yavaş’ın ve AKP’lilerin dünyasında ise birileri cebini doldurduğunda bu düzen yol alıyor. Dolayısıyla her projeye bu gözle bakılan bir dünyada, yapılan herhangi bir projenin halkın yararına olduğunu düşünmüyoruz.

Ancak bu şerhimize rağmen olumlu bulduğumuzu söyleyebileceğimiz bir adım vardı. O da Melih Gökçek döneminde “3 katrilyonluk yolsuzluk dosyası var ve savcılığa verdik” açıklamasıydı. Bunu takip etmesi gereken adım ise o yolsuzluk dosyasında ismi geçen tüm şirketlerin, isimlerin açık şekilde halka duyurulması olmalıydı ama maalesef bu yönde bir adım atılmadı.

Bunun nedeni, bu düzenin tüm aktörleri gibi Mansur Yavaş da bu rant çemberinin bir parçası ve o parçanın bütününe savaş açmak kimsenin işine gelmiyor. Hepsi birbirine bağlı bu isimlerin, bu düzenin temel kuralı bu, içinde kalanın temiz kalması mümkün değil.

'Ankara’ya ve cumhuriyet değerlerine çok saldırıldı'

Türkiye Cumhuriyeti’nin birinci yüzyılını geride bırakıp ikinci yüzyılını yaşadığımız günlerin başlangıcındayız. Siz de bu dönemde Cumhuriyetin kurulduğu Başkent Ankara’yı yönetme talipsiniz. Eğer seçilirseniz 100’üncü yıla uygun Ankara’ya özel projeleriniz neler olacak?

Burası bir devrimin, cumhuriyetin başkenti. Aradan geçen 100 yılın ardından bu kentin tarihine, dokusuna yönelik onlarca ağır saldırı düzenlendi. Bu kente ve cumhuriyete sahip çıkmak için en büyük proje, sanıyoruz halkın yönetimi kendi eline alması için harekete geçmesini sağlamak olur.

Yoksa bu düzen yıllardır kemirip yok ettiği bu kentten geriye tek bir şey bırakmayacak. Biz bunun içinde komünistlerin belediye yönetimini alması gerektiğini düşünüyoruz. Mevcut iki sağcı seçenekten birine razı olunduğunda kentin kaderi değişmeyecek, buna eminimiz. Bu nedenle Ankara bu iki seçeceğe sığmaz diyoruz, bu sesi yükseltmek istiyoruz.

Gökçek’in tarihi İller Bankası’nın yıktıktan sonra çektirdiği zafer pozu sanıyoruz herkesin hafızlarında. O anı unutmadan, halkın zaferi için, örgütlü siyasete katılımını sağlamak için elimizden geleni yapacağız. Açıkçası bu noktadan sonra bir yapı inşa ederek 100. yılı anmayı ya da kutlamayı mümkün kılacak noktayı çoktan geçtik. Ancak o gün geldiğinde, bizim projemiz sanıyoruz Atatürk Orman Çiftliği arazisi katledilerek yapılan Saray’ı halka açmak için belediyenin elinden geleni yapacağını söylemek olabilir.

Öte yandan biz bu kentin öncelikle tarihi dokusunu koruyacağız, buna yönelik tüm saldırıları durdurup, geri dönüşü mümkün olan adımları da süratle atacağız. Bir başkent düşünün, kültür sanat faaliyetleri artık sadece özel sektör dünyasına teslim edilmiş durumda, halkın kültürel faaliyetlere ulaşmasını sağlamak için bu ülkenin nitelikli aydın ve sanatçı birikimiyle birlikte kapsamlı adımlar atacağız. Bu rant düzenin getirdiği kuraklığı ve sığlığı tersine çevirecek her adımda belediye etkin bir rol oynayacak.

TKP Ankara Adayı Arıkan: Zübüklerden kurtulalım - Resim : 3

'Ovacık modeli Ankara’ya örnek olacak'

Ankara hem kendi hem de çevresi açısından geniş tarım arazilerine sahip bir şehir. Bu anlamıyla Ankara’yı tarım alanında kendine yetecek bir şehre kavuşturmak için projeleriniz var mı?

Küçücük bir ilçe, Ovacık. TKP’nin kazandığı bir belediyenin ülkenin siyasi hafızasına bıraktığı notu hatırlayalım. Bu Ankara ve çevresindeki araziler düşünüldüğünde, çok daha ötesini yapmak elbette ki mümkün. Ankara’da tarıma dayalı çok sayıda ilçe var, hem onların kalkınması, hem de şehir merkezine daha düşük ücretli ve sağlıklı gıdanın ulaşması açısından yapılacak çok şey var, bunları biliyoruz.

'Toplu ulaşımın ihmal edildiği bir Başkent var karşımızda'

Gün geçtikçe yoğunluğu artan Ankara trafiğine yönelik çözümleriniz nedir? Ulaşımın en önemli ağı olan metro hatları ile ilgili projeleriniz nelerdir?

Ankara dünyanın en az metro hattı olan başkenti olabilir… Ulaşımın bu kadar bireysel araç edinimine indirgendiği, toplu ulaşımın bu kadar ihmal edildiği başka bir başkent yoktur sanıyoruz. Biliyoruz, bu tablo Mansur Yavaş’la başlamadı ama bu dönemde de kayda değer bir ilerleme sağlanmadı. 20 yıldır bu ülkede iktidar olan, yıllarca başkenti yöneten AKP, havalimanına metro yapacağız diye vaatte bulunuyor. Gerçekten neresinden tutarsanız elinizde kalıyor.

Öte yandan bu tablo sürüp giderken Mansur Yavaş seçimde biraz daha fazla oy alırım belki diye minibüsçülerle buluşup sizin cebinizi de düşünüyorum diyor ve bölgedeki halk otobüslerini, minibüslerin kârını engellemesin diye kaldırabileceğini söylüyor. Buradan Ankaralıların lehine hiçbir şey çıkmayacağı çok açık. Biz halkın kaynaklarını gerçekten nitelikli, ucuz ulaşım hizmetleri için kullanacağız ve bunun en önemli adımlarından biri de tabii ki metro hatları olacak.

'Emekliler hayatın her alanında desteklenecek'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2024 yılını ‘Emekliler Yılı’ olarak ilan etti. Ankara, 1 milyondan fazla emekli ile en çok emekli nüfusuna sahip ikinci il. Siz de başkanlığınızda emeklilere yönelik hayata geçirmek istediğiniz projelere sahip misiniz? Varsa bu projeleriniz nelerdir?

Bakın bugün Ankara’da emeklilerin toplu taşımadan ücretsiz yararlanması yük olarak görülüyor, bunu besleyen bir iklim var burada. Öte yandan Erdoğan emekliler yılı ilan ediyor ama emeklilere açlık sınırının yarısı kadar bir ücret verip adeta ölüme sürüklüyor.

Belediyenin bu konuda projelerinden öte, bu tabloya karşı mücadele sorumluluğu var. Projeye gelince ise emeklilerin hayatın her alanına dahil edilmesi için belediyelerin yapabileceği çok sayıda şey var. Emeklilerin ulaşımdan ücretsiz yararlanması asla sorgulanmayacak bir temel hak olacak. Emeklilerin sadece ulaşım hakkı değil, kültürel, sanatsal faaliyetlere katılımı da bu kapsama alınacak. Hayatın her alanından dışlanan emekliler her alana insanca yaşamanın bir gereği olarak dahil edilecek. Bunun dışında emeklilerin sağlık, gıda gibi başlıklarda yaşadığı büyük sorunlara yönelik adımlarımız olacak. Bakın kentte yaşlı bakım merkezleri, sağlık merkezlerinin sayısı bir avuç, tek seçenek burada da özel sektör. Belediye bu başlıkta da halkın ihtiyaçlarını çözecek kaynaklara pekala sahip, bu konuda da planlamalarımız olacak

TKP Ankara Adayı Arıkan: Zübüklerden kurtulalım - Resim : 4

'Öğrencilerin ulaşım ve barınma hakkını güvence altına alacağız'

Ankara’da 300 binden fazla öğrenci nüfus yaşamaktadır. Büyük bir öğrenci nüfusuna sahip olan Ankara’yı ‘öğrenci dostu şehir’ haline getirmek için hangi projeleri hayata geçireceksiniz? Son dönemlerde öğrencilerin yaşadığı barınma ve ulaşım sorunlarına yönelik özel çözümlerinizi paylaşır mısınız?

Ülkenin her yerinde olduğu gibi Ankara’da da öğrencilerin eğitim hayatı özel sektöre ya da tarikat ve cemaatlere teslim edilmiş durumda. Bu tabloyu tamamen tersine çevireceğiz. Belediye bir yandan tarikat ve cemaatlerin çocukların eğitim hayatı üzerinde kurduğu tahakkümü yasal haklarını kullanarak elden geldiğince kıracak, öte yandan öğrencilerin barınma hakkını güvence altına alacak adımlar atacak. Bu konuda da çok yakında kapsamlı bir plan açıklayacağız kamuoyuna.

Öte yandan öğrencilerin en önemli sorunlarından birisi ulaşım sorunu. Bu konuda da belediye öğrencilerin ulaşımdan ücretsiz ya da sembolik ücretlerle yararlanması noktasında gerekli adımları atacak.

'Üretim kooperatifleri kuracağız'

Ankara’da istihdamı artırmaya yönelik projeleriniz olacak mı? Ev kadınlarına yönelik, onların sosyal güvencesini sağlayacak, istihdama katılmalarının önünü açacak çözümleriniz var mı?

Bu konuda hayatın birçok alanında üretim kooperatifleri kurmak, buralar üzerinden halkın üretim sürecine katılacağı, iş de edineceği adımlar atmak öncelikli adımlarımızdan olacak. Kuşkusuz bu adımlar kadınların eve hapsedilmesine neden olan düzeni zorlayacak, bu tabloyu değiştirecek nitelikte ve içerikte olacak.

'Bu sorunun nedeni insana ve hayvana verilmeyen değerdir'

Son yıllarda kamuoyunun ve yerel yönetimlerin en önemli tartışma konusu başıboş sokak köpekleri… Ankara’da bu soruna yönelik sokakların güvenliğini hayvan haklarını gözetecek şekilde nasıl sağlamayı planlıyorsunuz?

Hayvanları kısırlaştırma ve saldırgan köpekleri rehabilite etme konusundaki görevlerini yerine getirmeyen belediyeler, tek işlevleri hayvanları yok etmek gibi davranıyorlar. Oysa asli görevlerini yerine getiren belediyeler, yaşanan saldırı tablolarını da, insan ve hayvanların hayatlarını da gerçekten koruyabilir. Bu konuda yaşanan tüm sorunların kaynağında ne insana ne hayvana değer veren bu düzenin kendisi yer alıyor. Biz yukarıda sözünü ettiğimiz belediyenin görevlerini eksiksiz yerine getirdiğimiz tabloda, bu sorunu büyük oranda çözeceğimize eminiz.

'Akılcı planlanan bir Ankara oluşturacağız'

Malumunuz bu kış kurak geçiyor ve bir su sorunuyla Ankara karşı karşıya kalabilir. Bununla ilgili bir projeniz söz konusu mu?

Ankara sıklıkla su sorunu yaşayan bir kent. Akılcı bir planlamaya sahip olmama, bilim insanlarının sesine kulak vermeme, bu tablonun en büyük nedenleri. Bundan yıllar önce yayımlanan bir raporunda Ankara İnşaat Mühendisleri Odası, başkentteki su sorununu Büyükşehir Belediyesi’nin zamanında yapması gereken yatırımları yapmaması ve merkezi iktidarın uyguladığı yanlış su politikaları olduğunu söylemişti ve özelleştirmelere işaret etmişti. Bu akılsızlık, düzenin iklim değişikliğine de neden olan aç gözlülüğüyle birleşip bir yıkım getiriyor. Bu yıkımı durdurmak için de bu düzende gedik açmak son derece önemli olacak.

'Sendikal örgütlülüğün yanında olacağız'

Her seçim öncesi belediye çalışanları işlerini kaybetme ya da sendika değiştirme konusunda çeşitli endişelere veya baskılara maruz kaldıklarını dile getiriyor. Seçilmeniz halinde bir işten çıkarma olacak mı ya da işçilerin sendika tercihlerine karışılacak mı?

Bizim en temelde savunduğumuz şey emekçilerin örgütlülüğü. Bu örgütlülük AKP ve CHP’li belediyelerde, bu partilerin uydusu olan sendikaların oyun alanı olmaktan çıkarılacak, işçiler gerçekten haklarını koruyacak ve genişletecek örgütlü bir mücadelenin parçası olacak. Belediye burada işçilerin karşısında değil, tam da bu örgütlülüğün yanında olacak. Bizim başında olduğumuz bir belediyede yukarıda tarif edilen adımların olması mümkün ve olanaklı değildir.

'Merkezi iktidarın değişimi şart'

Mülteci/sığınmacılara yönelik, rehabilite edilmeleri ya da şehirlere oryantasyonlarını sağlamaya yönelik merkezi yönetimle beraber hayata geçireceğiniz bir yol haritanız var mı?

Bu konudaki sorunun en büyük yaratıcısı merkezi iktidardır. Bölgede yaşanan savaş ve yıkımda sorumluluğu olan, mültecileri patronların ucuz iş gücü havuzu ve kendi siyasi hamlelerinin payandası yapan bir iktidarla bu konuda ortak şekilde hayata geçirebileceğimiz hiçbir yol haritamız yok.

Biz mültecilerin geri kabul anlaşmasıyla, AB eliyle Türkiye’ye hapsedilmesini sağlayan siyasi iktidarla bir yol haritası çıkarmanın mümkün olmadığını gördüğümüz için, bu tablonun tersine dönmesini sağlayacak tek şeyin merkezi iktidarın emekçi halk tarafından alındığı bir ülke kurmamız gerektiğini düşünüyoruz. Bu tablo tıpkı yukardaki başlıklarda olduğu gibi başka türlü değişmez.

'Sağlıklı ve ucuz gıdaya erişim sağlayacağız'

Merdiven altı olarak tabir edilen imalathanelerin bir mantar gibi türediğini görüyor ve insan sağlığına olan olumsuz etkilerini de yakından hissediyoruz. Bu konuda seçilmeniz halinde nasıl bir yol izleyeceksiniz?

Bunun en büyük nedeni ülkenin yaşadığı yoksulluk tablosu. Halkın sağlığını tehlikeye atan tek bir işletmeye dahi nefes aldırmak istemiyoruz, bu konuda bir belediyenin elinde hangi olanaklar varsa, onları kullanıp buraların kapısına kilidi vuracağız. Ancak sağlıklı ve ucuz gıdaya erişim konusunda yukarıda da anlattığım üzere belediyenin atacağı önemli adımlar olacak.

'Yeşili önce koruyacağız sonra genişleteceğiz'

Son dönemlerdeki çarpık yapılaşmayla Ankara beton şehir haline gelmeye başladı. Açılan Millet Bahçeleri şehrin yeşil alan ihtiyacını tam anlamıyla karşılayamadı, bu duruma yönelik şehre ve Ankaralılara nefes aldıracak rekreasyon projeleriniz var mıdır varsa nelerdir?

Ankara’da ne kadar yeşil alan varsa, onları da beton yığınlarına çevirdiler. Halkı bir yanda betona gömerken, bir yandan da göstermelik millet bahçeleriyle yeşil alan yaptık diye övünüyorlar. Öncelikle kentin yeşil alan olarak kalan son noktalarını mutlak olarak, kesin bir şekilde koruyacağız.

Koruma ilk adımımız olacak, sonrasında bilimsel verileri de arkasına alan bir kent planıyla mutlak şekilde yeni yeşil alanlar, halkın nefes alacağı yeni noktaları kuracağız. Kente, meydanlara, yeşil alanlara baktığında rant ve para görmeyen bir belediye, halkın ihtiyaçları doğrultusunda gereken adımları rahatlıkla atabilir.

TKP Ankara Adayı Arıkan: Zübüklerden kurtulalım - Resim : 5

'Halk sağa mecbur değil'

Ankara halkı neden size oy vermeli, son olarak bunu soralım?

Bu seçimlerde Ankara halkının karşısına iki isim çıkarılıyor, ya onu ya diğerini seçeceksiniz diye. Birisi CHP’den, diğeri ise AKP’den aday. İkisi de MHP kökenli bu adayların. Ankara’nın ilçelerine bakın, neredeyse hepsinde AKP ve CHP’den seçimlere giren eski MHP’li ve AKP’li isimler var.

Halk gerçekten sadece sağın değerlerini savunan bu isimlere mecbur mu? Biz yurttaşların gerçekten inandığı, savunduğu değerlere sahip çıkan adaylara oy vermesi gerektiğini düşünüyoruz. Eşitlikten, özgürlükten, kardeşlikten yana, rant ve gerici projelere karşı olan Ankaralıların sayısı biliyoruz, hiç de az değil. Bizim asıl işimiz o yurttaşlarımıza sesimizi ulaştırmak ve onlara umudu taşımak. Bunun için oy vermek de bir başlangıç noktası olarak görülebilir. Buna ihtiyacımız var, Ankara halkının da buna ihtiyacı var.

Bu nedenle bu tabloya meydan okuyan Ankaralıların sayısını artırmak için son güne kadar çalışacağız, bizim aldığımız her oy aynı zamanda bu meydan okumanın gücünü de gösterecektir. Bu nedenle sandığa gitmeden önce bu tabloyu tüm Ankaralıların yeniden düşünmesi, buna göre oy vermeleri gerektiğini düşünüyorum. Kentimize, ülkemize, değerlerimize sahip çıkmak, bunu göstermek bazen oy vererek de olur ve bu bir başlangıç noktası olarak işlev görür.