Hafta sonu İYİ Parti'nin yeni genel başkanı seçilen Müsavat Dervişoğlu, partisinin yol haritasını ve yeni anayasa tartışmalarındaki tavrını anlattı.
Habertürk'e konuşan Dervişoğlu, "Tek adamlığı kökleştirecek bir revizyon arayışına izin vermeyiz" diye konuştu.
Müsavat Dervişoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
"3 aday olarak yarıştık ve adayları destekleyen arkadaşlarımızın da ortak çevremizden olduğunu biliyoruz. İlişkimiz, iletişimimiz hiç kopmadı gerek Koray Bey’le gerek Tolga beyle. Zaten herhangi bir aksaklık olur da vuku bulur diye öncesinden ziyadesiyle tedbirli davranmıştık. Dolayısıyla bizim ferasetimiz, feraset sahibi olan delegemize de yansıdı. Yaptığımız konuşmalarda da ifade ettim. Çünkü sadece İYİ Partililerin değil, Türkiye'nin ve dünyanın gözü üzerimizde olacak. İYİ Parti delegesine hem kararlarından ve tercihlerinden ötürü hem de bu süreci layıkıyla düzgün yürütüp partimizin güzel şeylerini anılmasına vesile oldukları için ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Elbette ki zor bir seçimden çıktık. Bir moralsizlik Türkiye'de var, sadece İYİ Parti'de değil. Beklentinize karşılık bulamazsınız bir yorgunluk oluşabilir. Ama bu kongreyle birlikte o yorgunluğun da artık atıldığını ve mensuplarımızın, delegelerimizin, teşkilatlarımızın, bize gönül verenlerin artık yeni bir yolculuğa çıkacaklarının bilincinde olarak bir heyecan dalgası oluşacağını öngörüyorum.
Kongreyi sonuçları itibarıyla; ‘Acaba ne olacak?’ endişesiyle takip etmedim. Yani adayların taraflarının tezahüratlarında bile bizim kendi mensuplarımızın süreci sükunetle takip etmelerinin gerekliliğine işaret eden uyarmalarda bulundum. Benim en başından beri takip ettiğim yol; adayların birliklerinin ve beraberliklerinin yara almaması ve buradan partimiz açısından olumsuz bir sonuç çıkmasının engellenmesini idi. Ben süreci çok doğru yürüttüğüme ve yönettiğime inanıyorum. Bundan sonra da tabii birtakım duygusallıklar yaşanabilir. O duygusallıklar da artık akılla ve ferasetle aşılacaktır. Çok güllük gülistanlık bir ortam zaten yoktur. Bu çok adaylı kongreler birtakım farklılıkların oluşmasına da vesile olur. Ama bizim sorumluluklarımız, özellikle adaylarımızın o zamana kadar gösterdiği sorumlu davranışın bundan sonra da devam etmesi hâlinde o sorunları aşacağımıza delalet eder diye düşünüyorum.’
Türkiye'nin İYİ Parti'den beklentisi var. Türkiye'nin İYİ Parti’ye ihtiyacı var ve Türkiye hâlâ İYİ Parti'yi bir umut yeşerecek alan olarak görüyor. Ben kongre sürecinde neler yaptıysam, parti kurulduğu günden itibaren neler yaptıysam; birleştirici güç olma vasfımı ön plana çıkarmak suretiyle yapılması icap eden her şeyi yapacağım. Hiç kimsenin endişesi olmasın.
Eksikliklerin giderilmesi için de çaba sarf edeceğiz. Siyasette mükemmel yoktur zaten. Partiye sadakat duygusuyla bağlı insanların da o eksikliği ortadan kaldıracak tedbirleri alması lazım. Yeni bir kitap olmak derdinde değilim. İYİ Parti bir kitap bana göre. Güçlü bir hikâyesi olan, o güçlü hikâyeden bir siyasi parti çıkaran, çıkardığı siyasi partiyle Türkiye Büyük Millet Meclisinde temsil edilen; Türkiye'de muhalefetin elde ettiği başarılarda önemli payı ve izi olan bir siyasi parti İYİ Parti. Ben yeni bir kitap yazmıyorum. Ben elde bulunan kitabın elde bulunan sayfalarından biri olmaya talibim.
Sistem sorgulaması birçok yönüyle ele alınması icap eden bir şey. Ama tek adamlığı kökleştirecek bir revizyon arayışına biz izin vermeyiz İYİ Parti olarak. Çünkü bu şartlarda Sayın Recep Tayyip Erdoğan bir daha Cumhurbaşkanı adayı olamıyor. Bunun için başka kanalları zorlamaya çalışmanın da bir anlamı yok. Bir daha Cumhurbaşkanı adayı olamayacaksa Sayın Cumhurbaşkanı, o zaman elbette bir daha yönetme iddiası serdedebileceği bir anayasal düzenlemeyi Türkiye Büyük Millet Meclisine dayatabilir. O zaman ben Sayın Cumhurbaşkanını demokratik bir yarışa davet ediyorum bu düşüncelerimle. Parlamenter demokratik sisteme geçme amacına matuf herhangi bir düzenlemeyi önümüze getirirlerse tartışılır buluruz. Ama tek adamlığı güçlendirecek yani tahkim edecek, Sayın Cumhurbaşkanı’nın yeniden Cumhurbaşkanı adayı olmasını mümkün hâle gelebileceği bir düzenlemeyi revizyon diye metnin içerisine taşımak, bu yolda yapılan işler ve öne atılan adımlara biz parti olarak sıcak bakamayız.
Milletim duysun. Kanun çıkarmıyor TBMM. Bürokrasinin dayattığı kanunların düzenliyor. Bana bugün bir kanun gönderiyor, ben onu düzenliyorum Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak. Aradan 3 ay geçiyor. Bugün çıkardığımız kanunu o gün düzeltiyoruz. Dolayısıyla doğru bir biçimde hazırlanmıyor. Kanunun doğru bir biçimde hazırlandığı, mevcut komisyonların, ihtisas komisyonlarının doğru biçimde çalıştığı bir Türkiye Büyük Millet Meclisine ihtiyaç var. Türkiye Büyük Millet Meclisini baypas etmiştir bu sistem. Ayrıca erkler hiyerarşisini bozmuştur. Yasama, yürütme, yargı yerini kaybetmiştir. Yasama, yürütme, yargı bitmiş; Recep Tayyip Erdoğan dönemini başlatmıştır"