İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in eski basın danışmanı Murat İde, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun seçim kampanyası için hazırladığı şarkı hakkında konuştu.
“Sözleri ben tek başıma yazmadım. Meral Hanım’la birlikte yazdık aslında" diyen İde, "Keşke bu şarkıyı ben yapsaydım ve Meral Hanım da Ekrem Bey’e ‘Al kardeşim, sana hediyem’ deseydi. Keşke süreç böyle devam edebilseydi" ifadelerini kullandı.
Şarkının sözlerinde yer alan ifadelerin İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e ait konuşmalarda yer aldığını hatırlatan İde, "Bunu böyle bir siyasi gol atma çabası gibi görenler de var. Hayır, bu bir durum tespiti" diye konuştu.
İYİ Parti'de üyeliğinin devam ettiğini belirten Murat İde, seçim şarkısının farklı görüşlere mensup insanlardan tarafından da beğeni ile karşılandığını sözlerine ekledi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in eski basın danışmanı, gazeteci, yazar, besteci Murat İde, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu için seçim kampanyasına yönelik “Gözlerin Kapalı Dinle İstanbul” isimli şarkı yaptı. İde, müziğin yapım sürecini ve duygularını anlattı.
İYİ Parti’de görevliyken İstanbul ile Ankara’yla ilgili farklı bir fikrinin olduğunu dile getiren İde, şunları söyledi:
“Ben İstanbul ve Ankara’nın mutlaka ittifak yapılması gereken iller olduğu kanaatindeydim. Dolayısıyla Ekrem İmamoğlu İstanbul’da, Mansur Yavaş Ankara’da, her ikisi için de ne yapabilirim diye sordum kendime. Nitekim Murat Ongun benim çeyrek asırlık dostum, arkadaşımdır. Ona da danıştım. Yapabileceğim ne olursa ben hazırım diye destek olmak için. Sonuç itibarıyla ben İstanbul’u sadece bir yerel seçim, bir büyükşehir belediye başkanlığı seçimi, Ankara’yı da aynı şekilde görmüyorum. Neden görmüyorum? Sayın Cumhurbaşkanı da böyle görmüyor çünkü. Yani iktidar bloğu, İstanbul’u ve Ankara’yı okuması gerektiği gibi okuyor, doğru okuyor. Türk siyasetinin bundan sonraki sürecinde belirleyici olacak iki tane il ve seçim buradaki seçimler. Dolayısıyla konuştuk ne yapabilirim diye. O zaman Murat bana ‘Ya senin çok güzel şarkıların vardı. Böyle bir şey çalışabilirsin’ demişti. Aradan epey zaman geçti. Bir pazar günü evde otururken eşimle, Ayla Hanım ve kızımla Zeynep ile -Zeynep’in zaten müziktir hayatı- sohbet ederken bu konuyu açtım. Her ikisi de 2019’da Ekrem İmamoğlu seçmeni olduğu için onlar heyecanlandılar. ‘Böyle bir şey yap’ dediler ve o gün yazdık biz o sözleri”
Sözlerin yazılmasının kolay olduğunu vurgulayan İde, şöyle devam etti:
“O sözler bizim 5 yıldır ailemle birlikte şahit olduğum bir süreçten süzülmüş sözlerdi. Yani biz Ekrem İmamoğlu’nun 2019’dan bugüne kadar seçim dahil yaşadığı bütün öyküye ortak insanlarız aslında. Sadece uzaktan izlemedik. O öykünün içindeyiz. Bütün İYİ Partililer de içinde. Yani Türkiye’nin iyi ve cesur evlatları, İYİ Partililerin tarifiyle söylüyorum. Hepsi bu öykünün, hem Ekrem Bey’in öyküsünün hem Mansur Bey’in öyküsünün içinde. Dolayısıyla bize de ailece yazmak zor olmadı bunu. Samimi söylüyorum, ailece ürettik ama ben bir noktanın altını çiziyorum. Bu sözler o evde yazılmış olsa bile -Ekrem Bey’e methiyeler dizmek için yazılmadı- Sayın Meral Akşener’in 2019 seçimleri dahil 5 yıldır Ekrem Bey’le ilgili yaptığı konuşmalara bakın, bu sözler oradan çıktı. Onun için söylediğim zaman bazen tebessüm ediyorlar. Sözleri ben tek başıma yazmadım. Meral Hanım’la birlikte yazdık aslında. Yani o 5 yıllık hikâyeyi düşündüğünüzde öyle yazdık. Bunu böyle bir siyasi gol atma çabası gibi görenler de var. Hayır, bu bir durum tespiti”
Murat İde, şarkının sözleri hakkında da şunları dile getirdi:
“Sözlerde mesela Hazreti Peygamber’in adı geçiyor. İstanbul’un Hazreti Peygamber tarafından müjdelendiğini İstanbul’daki bir programda ifade eden Meral Hanım’dı veya bir Fatih benzetmesi Sayın İmamoğlu’na yapan -ki eleştiri aldı- Meral Hanım’dı. İşte ‘Düşman işgalinden Fatih aldı, fethetti; düşman işgalinden de Mustafa Kemal Atatürk kurtardı’ diyen de Meral Hanım’dı. İşte Ekrem Bey’in çalışmalarını başarılı bulan, Ekrem Bey’i cesur ilan eden, cesaretli bulan da Meral Hanım’dı. Dolayısıyla bütün o konuşmaların içinde zaten bu şarkının sözleri var. İYİ Parti’de artık birlikte çalışmıyoruz ama ben bir partiliyim. Sonuçta İYİ Parti’nin üyesiyim. Her yerde İYİ Parti’nin adaylarının kazanmasını isterim ama İstanbul ve Ankara, Türk siyasetinin geleceği açısından bu iki ildeki seçim çok belirleyici ve çok kritik. Bunun farkına sadece Cumhur İttifakı’nın, yani iktidar bloğunun bunun farkına yalnızca onların varmış olması, hakikaten çok büyük bir talihsizlik. Dolayısıyla sözler böyle çıktı”
Ekrem İmamoğlu’nun danışmanı Murat Ongun’un müzik sürecinde olduğunu belirten İde, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Önerisi oldu, birlikte bazı dokunuşlar da yaptık. Ekrem Bey şarkıyı bir süre önce dinledi. Ben çok duygulandığını gördüm. Aynı şeyi söyledi aslında, ‘Murat Bey, o 5 yıllık öykümüz yazılmış burada’ diye. Herkeste bu hissi yarattı. Ben mesela dün sabahtan bu yana hem İYİ Partililerden hem Cumhuriyet Halk Partililerden hatta Saadet Partililerden, şimdi isim verirsem yer yerinden oynar ama mesela Milliyetçi Hareket Partisi’nden iki tane çok üst düzey isim; bunlardan övgü alması ve aslında herkesi buluşturan bir şey olması, bir melodisinden, iki de bir gerçeği işaret ediyor olmasından. Sadece İYİ Partililer ya da Cumhuriyet Halk Partililer ya da Ekrem İmamoğlu’nu sevenler tanıklık etmedi bu sürece. Bu sürece herkes tanıklık etti. AK Parti’ye yakın gazeteci arkadaşlarım var. Arayıp ‘Ya çok iyi anlatılmış’ diyorlar. Onların da buluştuğu bir gerçek bu. Çünkü hakikaten bir gerçeği anlatıyor o şarkı”
İYİ Parti’de son dönemde artan istifalara ve son olarak bugün Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı ve Urfa Milletvekili Cem Karakeçili ile devam eden ayrılıklar hakkında da İde, görüşünü şöyle dile getirdi:
“Bunları çok konuşmak istemem ama şöyle bir gerçek var. İYİ Parti’de son dönem ayrılanları üç farklı kategoride okumak lazım. Bir tanesi, koltuk hesabıyla ayrılanlar var. Bu, İYİ Parti’nin kurulduğu günden bu yana hep oldu zaten. Benim çok doğru bulmadığım -hatta orada görevdeyken ve bugün de- koltuk hesaplarıyla ayrılanları bugün de eleştiririm. Bu çok doğru bir tavır değil. İki; haksızlığa, iftiraya uğrayan, çok çirkin ve acımasızca ithamlarla, açık söyleyeyim, üzerine kumpas kurulan insanlar oldu. Bir grup da böyle ayrıldı ama önemli bir bölümü ve daha çok kamuoyunda tartışılan bölümü de birçok insan da az önce işaret ettiğim gerçeği, yani İstanbul ve Ankara seçimleri farklı. Türk siyasetinin geleceğine yön verecek seçimler. Dolayısıyla bu seçimlerde İYİ Parti’nin alması gereken pozisyonun hem Sayın Mansur Yavaş’ın hem Sayın Ekrem İmamoğlu’nun yanında durmak olduğunu iddia eden isimler”
İde, İYİ Parti’deki istifa süreçlerini de şöyle yorumladı:
“Nitekim Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı idi Cem Bey. Urfa’nın çok değerli ailelerinden birinden birine mensuptu. Cem Bey’in açıklamasında da mesela orada çok ilgimi çekti, şimdi şarkı iki gündür konuşulduğu için... Şu anda İYİ Parti yönetimini yanlış tuşlara, yanlış notalara basmakla itham ediyor. Böyle bir eleştirisi var. Bence haklı bir eleştiri. Gidenler çok kıymetli isimler, çok önemli isimler. Bir siyasi parti, gidenlerin ardından bir sürü şey söyleyerek, işte laf atarak, onlara haksızlık ederek başarıya gitmez. Bir siyasi parti, kaybetmemesi gerekenleri koruyabildiği zaman başarıya ulaşır. Dolayısıyla son 4 aydır -ben 2 Kasım’da ayrıldım- bu İYİ Parti’yi çok yıprattığını düşündüğüm süreç de 8-10 Kasım’da başladı ve burayı yönetemediler. Bu aslında medya açısından da yönetilebilir bir süreçti. Olur partilerde bu tür kavgalar, kırgınlıklar fakat medya cephesini yönetebilmek için partinin medya ilişkilerini yürüten kişi ya da kişilerin partiyi dert etmeleri gerekir. Kişisel PR peşine düşerse insanlar, partiyle ilgili PR’ı da yapamaz. Ben iletişim boyutunda da böyle bir sıkıntı yaşandığını düşünüyorum”
Partinin binlerce insanın emeği ile inşa edildiğini anlatan İde, sözlerini şöyle tamamladı:
“Öyle kuruldu, öyle yol yürüdü, çok ciddi başarılara imza attı. O benim tarifimdi bir gazeteci arkadaşımın tüyosuyla, Türk siyasetinde bir su terazisiydi. Her türlü teraziyi şaşırtabilirsiniz ama yer, düz değilse su terazisine ayar veremezsiniz. Dolayısıyla bütün bu özelliklerine rağmen yani bu yaşanan şeyler çok üzücü. Binlerce İYİ Partilinin emeği var, milyonlarca seçmenin emeği var. Göze aldıkları riskler var. Bütün bunları düşündüğümüzde üzücü tabii. Ben şeyi de söyledim. Keşke bu şarkıyı ben yapsaydım ve Meral Hanım da Ekrem Bey’e ‘Al kardeşim, sana hediyem’ deseydi. Keşke süreç böyle devam edebilseydi. Tabii bunu isterdim. Meral Hanım, keşke Ekrem Bey’e hediye etseydi. 5 yıldır sürekli ‘kardeşim’ dediği, çalışmalarını, cesaretini övdüğü bir isimdi. Dolayısıyla burada Ekrem İmamoğlu’nu sevip sevmemek önemli değil. Türk siyasetinin geleceği açısından baktığınızda bazen, bazı zamanlar kader, bazı insanlara bazı misyonlar, sorumluluklar yükler. Ben bu süreçte Ekrem Bey’e siyasetin ve hayatın bir sorumluluk yüklediği kanaatindeyim ve bu sorumluluk penceresinden bakıyorum. Bütün mesele bu”