Ekrem İmamoğlu, Kabataş Transfer Merkezi 1. etap açılışına katıldı. Açılışa CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, İstanbul milletvekilleri Yunus Emre, Yüksel Mansur Kılınç, Parti Meclisi üyesi Mahir Yüksel, Beyoğlu Belediye Başkan adayı İnan Güney ile Fatih Belediye Başkan adayı Mahir Polat da katıldı.
“Allah'ın lütfu bu şehrin bireyleriyiz” diyen İmamoğlu, “Tabii ki bu vesileyle hem Tarihi Yarımada’ya bakarken Fatih Sultan Mehmet’i hem de yanı başımızdaki Dolmabahçe’yi görürken bu şehri işgalden kurtarıp bize hediye eden Mustafa Kemal Atatürk’ü buradan minnetle anmak, onların önünde saygıyla eğilmek, herhalde hepimizin boynunun borcu” sözleriyle konuşmasına başladı.
İstanbul’un her ferdinin, her sokağı, her caddesi, her taşının kendileri için ayrı bir değer olduğunun altını çizen İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“16 milyona hak ettiği hizmeti vermek, bu aziz, güzel şehrin varlığını korumak, birliğini, düzenini sağlamak, benim boynumun borcu. Bu nedenle, bizi bu göreve layık gördüğünüz günden bu yana elimizden geleni, yalnız bu şehrin belediye başkanı değil, muhafızı olma duygusuyla ve sorumluluğuyla işimizi yapıyoruz. Bizim belediyecilik ve hizmet anlayışımızla -açık söyleyeyim- başa çıkamayacaklarını görenler, şimdi yine her zaman, her seçimden önce alışık olduğumuz bir kısım türlü türlü hileler ya da kumpaslar kurmaya çalışıyorlar. Olsun, varsın çalışsınlar. Herkesin ilgi alanı var. Bizim ilgi alanımıza girmiyor. Onların ilgi alanları böyle. Yapacak bir şey yok ama bizim neler yaptığımızı, İstanbul’a neler kazandırdığımızı, rant uğruna şehrimizin talan edilmesine karşı nasıl bir duruş sergilediğimizi Yaradan da görüyor, kul da görüyor açıkçası. O yüzden burada gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, ne yaparsa yapsınlar, başaramayacaklar. Çünkü İstanbullu biliyor ve İstanbullu neyin, nasıl yapıldığını görüyor”
İmamoğlu, 31 Mart 2019 yerel seçimleri sırasında birçok vaatte bulunduklarını da anımsatarak şunları söyledi:
“Benim 2019 seçiminde kocaman bir vaat setim vardı. Çok çalışmıştık. Gerçekten 3 ay boyunca olağanüstü bir set çalışmıştık. Kitapçık demek de doğru değil, sağlam bir ansiklopedi gibi bir vaatler dizini oluşturmuştuk. Yüzlerce akademik kimlik, yüzlerce siyasi insan öyle bir akış sağlamıştık ve ona öyle sağlam bir koordinasyon kurmuştuk ki, muhteşem bir çalışma ortaya çıkmıştı. Yani gündüz seçim kampanyası, akşam 5-6-7 saat, gece yarılarına kadar orada insanlarla beraber o vaat dizininin neler olduğuna birlikte karar verme sistemini kurmak muhteşemdi. Ben de -Allah’a şükür ne diyeyim- bu kadar detaylı bir oran vermeyecektim ama artık veriyorum. Yüzde 87’sini bu 5 yıla sığdırmanın gururunu yaşıyorum. Yüzde 87, önemli bir başarı. Nadiren doğru konuşan rakibim bile bu hakkı teslim etti. Bence evet, yıllar geçecek, bu yüzde 87’yle anılacak sadece. Bu seçimden, ona bir tek o kalacak. Allah var, o ‘Yüzde 87’sini yaptı’ dedi biliyorsunuz. Teşekkür ederim kendisine.
Televizyonlara, canlı yayınlara katılıyorum. 200 sayfalık vaat setimden, işte en az bilinen bir tanesini… Hatta hatırlıyorum işte ‘Sosyal tesislerde haftada bir gün işte şu yapılacak’ demişsiniz. O kadar detaylar yazdık ki, canlı yayınlarda bana soruyorlar. Benim de birileri gibi hani ‘Yaptım’ deyip geçiştiren bir ruh halim yok. O anda hatırlamayabilirim. Açıkça ben rakiplerime de benzemem. Emin olmak isterim. ‘Hatırlamıyorum, kontrol edip size bilgi vereyim’ diyorum. Bunun gayet insani, doğru bir hamle olduğunu, doğru bir cevap olduğunu düşünüyorum. ‘Vay efendim, İmamoğlu hatırlamıyor’. O kadar çok yüzlerce vaatten birini hatırlamıyor ama şunu anlıyorum. Onlara öyle bir etki bıraktım ki, demek ki her şeyi hatırladığımda şok oluyorlar ya, ‘İmamoğlu bunu niye hatırlamadı’ diye vahlanıyorlar. Tabii gençlerin deyişi var ya, ben şok. Onlar da şok oluyorlar tabii bunu görünce. 3 gündür tepiniyorlar bunun üzerinde. Çok da eğlenceli açıkçası. Onlar zannediyor ki İmamoğlu kızıyor. Vallahi hiç kızmıyorum. Onlara bakıp hem çok mutlu oluyorum hem de eğleniyorum. Açık söyleyeyim; beni 5 yıllık icraatlarımızla eleştirip ‘Hatırlamadım’ dedim diye zıp zıp zıplamalarıyla gülmekten kırılıyorum. Ne mutlu bana ne mutlu tüm yol arkadaşlarıma.
Biz önemli bir algıyı değiştirdik. Eskiden millet, kötü bir şey ama diyordu bunu yani: ‘Çalıyor ama çalışıyor.’ Böyle bir algı vardı. Biz bunu yerle bir ettik. Şimdi milletimiz şunu diyor: ‘Hem çalmıyor hem de çalışıyor. Bu önemli. O yüzden şaşkınlar, o yüzden anlayamıyorlar. Bunu daha da yerleştireceğiz. Sevgili hemşehrilerim; iradenizin yok sayılmasına, adaletsizliğe, hukukun, demokrasinin askıya alınma girişimlerine karşı muhafızlık yaptığımızı, bu şehir çok iyi biliyor”
İlk etabını açtıkları Kabataş Terfi Merkezi için çalışmalara 2021 yılının eylül ayında 1 milyar 150 milyon liralık bütçeyle başladıklarını belirten İmamoğlu, “İnsanlarımızı dinleyerek, çok değerli mimarlarımızla çalışarak onların tasarımlarıyla beraber burada özenli bir transfer merkezini inşa etme yoluna giriştik. Kurul süreçleri vesaire derken bugünlere geldik. Karaköy’den Beşiktaş’a kadar uzanan bu bölgede çile, çekilir gibi değildi. Biz konuya geçici değil, kalıcı çözümler oluşturmak adına projeler çalıştık. Bölgeye gelen otobüsleri ne yapacağız? Yer altına alacağız. Yer altındaki otoparkımız, 60 tane o büyük otobüsü, orada, aynı anda misafir edecek ve yolcularını indirip yolcuları Dolmabahçe’ye ve diğer noktalara gidecek. Dolayısıyla artık bir tane otobüsü civarda depolanırken göremeyeceksiniz. Bu çok düzenli gerçekleşecek. Çünkü otobüslere ve yayalara çok özenli düzenlemeler getirdik. Buradaki o yoğunluğu kontrol altına alacağız. Burayı sadece yer altında yapacağımız bir otopark olarak da görmeyelim. Burası yolcuların ve yayaların zaman geçirebileceği bir istasyon alanı. Dükkanlar var, sergi alanları var, kütüphanelerimiz var, bir kısım ofisler de var olacak. Adına da bu nedenle ‘transfer merkezi’ diyoruz.” dedi.