Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sultanbeyli'de düzenlenen mitingde konuştu.
Erdoğan, "İstanbul'da 30 yıl önce başlattığımız yerel yönetim hamlesi, maalesef son 5 yıldır durmuş, hatta ibre tersine dönmüştür" ifadesini kullandı.
"İstanbul'un yönetimi yarı zamanlı mesaiyle olacak bir iş değildir. İstanbul kendine ortak kabul etmez" diyen Erdoğan, "Lazım olduklarında, hava bozuk olduğunda ya tatilde ya cumhurbaşkanı yardımcılığı peşinde ya büyükelçilerle Sarıyer'de balıkta" diyerek Ekrem İmamoğlu'nu eleştirdi. "Depreme hazırlık için sarf edilmesi gereken vakit, delege avlarında, DEM'le pazarlıkta" diyen Erdoğan, "İstanbul'un birinci önceliği depreme hazırlıktır. Son dönemde bu konuda herhangi bir çaba, gayret, proje, icraat gördünüz mü?" dedi.
Erdoğan, "Tam bir seferberlik anlayışıyla çalışarak 650 bin konutun dönüşümünü, inşallah 5 yıl gibi kısa süre içinde tamamlayacağız" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
"14-28 Mayıs seçimlerinde Sultanbeyli, Cumhur İttifakı’na milletvekilliğinde yüzde 64 ve cumhurbaşkanlığında yüzde 67 oy oranıyla destek verdi. Sizlere teşkkür ediyorum. Sultanbeyli ile bizim aramızdaki gönül bağı çok eskidir. Hem de çok derindir. İstanbul’un yaşadığı çarpık şehirleşme sürecinin en ağır sonuçlarından görüldüğü yerlerden biri de Sultanbeyli’ydi. Buraya gelen insanlarımız hep sahipsiz bırakıldı. Bu ilçemiz bir dönem ülkemizdeki hak ve özgürlük gasplarının adeta sembol yeri haline getirildi. İnsanlarının sırf inançlarından, kıyafetlerinden dolayı taciz edildiği Sultanbeyli, vakur duruşuyla bu badireleri geride bıraktı.
Bizim hikayemiz de Sultanbeyli’nin durumundan farklı değil. Emperyalistlerin uzantıları vesayetçilere ve darbecilere eyvallah etmediğimiz için önümüzde tuzak üzerine tuzak kuruldu. Masumlara uygulanan zulme karşı koyduğumuz tavız için ayrımcılığa maruz kaldık.
Şimdi ülkemizi yeni bir döneme hazırlıyoruz. Türkiye Yüzyılı aynı zamanda belediyeclik hizmetlerinde yapacağımız tarihi atılımlarla şehirlerimizin de yüzyılı olacak. İstanbul’da 30 yıl önce başlattığımız yere yönetim hamlesi son 5 yılda tersine dönmüştür.
Şehri yönetmesi gerekenler İstanbul’dan başka her işle uğraştıkları için bırakın yeni projeyi, devraldıkları yatırımları bile sürdüremediler. İşte şu anda İstanbul’u yöneten büyükşehir belediye başkanının acaba Sultanbeyli’ye en ufak bir yatırımı oldu mu?
Büyükşehir belediyesinden ne diyor; ‘tam ileri.’ Sen tam gaz geri gidiyorsun. Sultanbeyli’yi bir defa hiçbir zaman kalkıp da sahiplenmedin. Ulaşımıyla, çevresiyle, depreme hazırlığıyla, sosyal belediyeciliğiyle İstanbul içler acısı bir hale gelmiştir. Lazım olduğunda ya tatilde ya büyükelçilerle Sarıyer’de balıkta…
Bu şehrin sorunlarını bunlar çözebilir mi? Ya İstanbul’a aşkla bağlısınız ya da gönlünüzde başka hesaplar var. Bu şehir hiç kimsenin atlama taşı, basamağı, finans kaynağı haline getirilemez.
İstanbul’a böyle bir zulüm yapılmasına rıza gösteremeyiz. Fatih’in emaneti İstanbul’un bu hale düşürülmesine vicdanımız el vermez. Yaşananlara seyirci kalamayız. Bunun için ne diyoruz? Yeniden İstanbul diyoruz.
İstanbul’un birinci önceliği depreme hazırlıktır. Son dönemde bu konuda bir çaba, proje, icraat gördünüz mü? Hayır. Çünkü depreme hazırlık için kullanılması gereken kaynaklar bavul bavul dolar, avro oldu. Ve bunlar bir yere götürülüyor. Nereye götürülüyor? Depreme hazırlık için sarf edilmesi gereken vakit, delege avlarında, DEM’le pazarlıkta…
Kırgınlık varsa giderecek, yanlış anlaşılma varsa düzelteceğiz. Bir dönem bizim yanımızda oldukları halde şimdi AK Parti’ye kaybettirerek, CHP’ye seçim kazandırmaya çalışanların söylemlerine itibar etmeyeceğiz. Hiçbir projesi olmayanlarla oyumuzu ziyan etmeyeceğiz. 31 Mart seçimlerinde inşallah şehrimiz ve ilçemiz için en hayırlı kararı vereceğiz.
Hiç endişeniz olmasın, biz belediye başkanlığımızda bu sınavı verdik. Başbakanlığımızda bu sınavı verdik. Cumhurbaşkanlığımızda bu sınavı verdik, veriyoruz. Bizim şu anda tecrübemiz bu iş için zaten yeterli. Hiçbir zaman biz aşk ile çalıştığımız ülkemizde geri dönüş olmayacak. Sultanbeyli’nin yine rekor oy oranlarıyla eser ve hizmet yolculuğumuzun en başında yer alacağına inanıyorum.
Sonradan ortaya çıkanlar falan var biliyorsunuz. Bunlara asla yüz vermiyoruz değil mi? Çünkü bu iş beceri işidir. Bu iş kabiliyet işidir. Biz Murat Kurum’u bir kenardan bulup da getirmedik. Önce bakanlıkları var mı? Bakanlıklarının dışında bu süreç içersinde adımları var mı? Dolayısıyla diğerlerinin kabiliyeti ne? Onlar kayağa gitsin. Başka işleri yok."