TBMM Genel Kurulu'nda, CHP'nin, “Türkiye’nin AB’ye üyelik müzakerelerinin yeniden başlatılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne çekilerek görüşülmesine ilişkin grup önerisi reddedildi.
Konuşmasında bu hafta sonu Romanya'nın başkenti Bükreş'te yapılan Sosyalist Enternasyonal Avrupa Komitesi Toplantısı'na da değinen Yunus Emre şunları söyledi:
“Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik hedefi sadece bugün için değil öteden beri, Avrupa Birliği'nin ortaya çıktığı günlerden beri gündemimizde olan bir konu ancak son yıllarda maalesef Türkiye bu hedefinden son derece uzaklaştı. Avrupa Birliği metinlerinde de Türkiye bir aday üye olarak değil, komşuluk ilişkileri yürütülecek bir ülke olarak tanımlanmaya başlandı. Peki, bu acıklı duruma, Türkiye'nin demokrasi, hukuk devleti anlayışından uzaklaştığı, ekonomik gelişme imkanlarından uzaklaştığı bu acıklı duruma nasıl geldik? Bu noktada şunu hatırlatmak istiyorum: Tabii ki Avrupa'da vizyonsuz birtakım politikacıların bu duruma gelinmesinde ciddi bir payı var ama ne yazık ki Türkiye'de iktidarda bulunanların yanlış politikaları, yanlış uygulamaları Türkiye'yi bu noktaya getirmiş bulunuyor."
İktidar partisinin, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyesi olmasını istemediğini ifade eden Emre konuşmasını şöyle sürdürdü:
”Türkiye'nin Avrupa Birliği üyesi olduğu bir ortamda iktidar yandaşları bir taraftan da 3 maaş, 5 maaş alamayacaklar; üniversitelerimizden mezun olan gençlerimiz ‘Aman biz bavullarımızı toplayalım, Türkiye'yi terk edelim, yurt dışında fırsatlar arayalım’ anlayışı içerisinde olmayacaklar; vatandaşlarımız Avrupa Birliği üyesi ülkelerin konsolosluklarının kapılarında vize kuyruklarında beklemeyecekler; iş cinayetlerinde her yıl canlarımızı kaybetmeyeceğiz; Türkiye'yi bir sığınmacı deposu haline getiren politikalar terk edilecek.
Türkiye'nin Avrupa Birliği hedefinden kopmuş olması iktidarın yanlış politikalarının doğrudan bir sonucudur ve iktidara geldikleri dönemde, başlangıç aşamasında, sanki bir Avrupa Birliği üyeliği hedefi varmış gibi, bunu bir kaldıraç olarak kullanarak kendilerine yönelik bürokratik direnci ortadan kaldırma yoluna gittiler ama ne zaman ki gerçek manada bu direnci ortadan kaldırmış oldular, bu Avrupa Birliği gündemini de bir kenara bıraktılar. Bu sorunların aşılması için tekrar Türkiye'nin çağdaş medeniyet yoluna girmesi, hukukun üstünlüğü, demokrasi, insan hakları ilkelerini bir temel hedef, temel öncelik hâline getirmesi, bölgesinde barışı, huzuru hedefleyen bir dış politika anlayışını gündemine almış olması ve tabii, ekonomiyi iktidarda bulunanların daha da zenginleştirilecekleri, daha da onların yandaşlarının önlerinin açılacağı bir alan olmaktan çıkartıp vatandaşların huzuru için, refahı için kaynakların seferber edildiği bir alan haline getirecekleri bir Türkiye özlemini hatırlatmak istiyorum.”