Bir grup siyaset bilimcinin imzası bulunan ve muhalefet kamuoyu ile Altılı Masa'ya yönelik 6 sorunun sorulduğu metin yayımlandı. "Muhalefet partileri arasında yapılan işbirliğini son derece önemli buluyoruz" denilen metinde, ortak cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu için yürütülen soruşturma hakkında da sorular yer aldı. Seçimdeki olası başarısızlık durumunda siyasi liderlere "ödemeyi taahhüt ettiği bir bedel var mıdır?" diye soruldu.
T24'te yer alan habere göre, "Siyaset Bilimcilerden Altılı Masa'ya Açık Mektup" başlığı ile yayımlanan metinde sorulan sorular için, "Katılımcılık ve şeffaflık ilkelerinin gereği olduğunu düşünüyoruz" ifadelerine yer verildi. 2023 seçimleri için "Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılını demokrasiyle taçlandırmak için önce seçimleri kazanmak gerekiyor" cümlesinin yer aldığı metinde "muhalif kamuoyunun tercihlerini dikkate alacak bir katılım mekanizmasını da kurması/şekillendirmesi gerektiğini düşünüyoruz" denildi.
Yayımlanan metinde, Altılı Masa'nın başarısızlık durumunda liderlerin kendi açısından ödemeyi taahhüt ettiği bedel olup olmadığı, İBB'ye yönelik olası kayyum kararı, altı siyasi partinin seçime nasıl gireceği ve kararların hangi yöntemle alınacağı soruları yöneltildi. İmza atmak isteyenlere de açık olan metinde şu ifadelere yer verildi:
"MUHALAFET PARTİLERİ ARASINDA YAPILAN İŞBİRLİĞİNİ ÖNEMLİ BULUYORUZ"
"Ülkemiz hayati öneme sahip, hatta varoluşsal bir seçime doğru gidiyor. Bu seçimin sonucu, ülkedeki siyasi rejimin geleceğini, Cumhuriyetimizin kimliğini, vatandaşların bireysel özgürlük ve refah seviyelerini ve bürokratik kurumların niteliğini temelden etkileyecek.
Bu metni imzalayan siyaset bilimciler olarak bu önemli seçim arifesinde, muhalefet partileri arasında yapılan işbirliğini son derece önemli buluyoruz. Masanın iki önemli kurucusunun CHP ve İYİP olduğunu biliyoruz, diğer dört partinin varlığını da temsili genişlettiği için önemsiyoruz. Siyasi liderlerin ortak bir yapı etrafında birleşmesinin demokratikleşme sürecine katkıda bulunacağını düşünüyoruz. Ancak yaşanılan pek çok örneğin de gösterdiği gibi, muhalefeti temsil etme iddiasında olan her yapı ve işbirliği modeli seçim zaferiyle sonuçlanmıyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılını demokrasiyle taçlandırmak için önce seçimleri kazanmak gerekiyor. Bu somut hedefe ulaşmak için Altılı Masa’nın kullanacağı araçları netleştirmesi ve karar alma süreçlerinde muhalif kamuoyunun tercihlerini dikkate alacak bir katılım mekanizmasını da kurması/şekillendirmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu sürecin farklı muhalif görüşlerin katkılarıyla daha güçlü şekilde yürüyeceğini düşündüğümüz için, aşağıdaki soruları muhalif kamuoyunun dikkatine sunuyoruz. Bu soruların muhalif kamuoyunda tartışılmasının ve Altılı Masa’nın gündemine gelmesinin demokratik siyasetin en önemli unsurlarından katılımcılık ve şeffaflık ilkelerinin gereği olduğunu düşünüyoruz.
"ORTAK ADAY NE ZAMAN İLAN EDİLECEKTİR?"
1) Medya ve bürokrasiyi büyük oranda kontrol eden bir iktidar karşısında kampanya yapmanın zorlukları düşünüldüğünde, ortak adayın açıklanmasının ertelenmesi birçok muhalif seçmeni kaygılandırmaktadır. Ortak aday ne zaman ilan edilecektir? Altılı Masa’da ortak aday konusunda görüş birliği sağlanamazsa nasıl bir aday seçme yöntemi takip edilecektir?
"İBB'YE KAYYUM ATANMASININ ÖNÜNE NASIL GEÇİLECEĞİ DÜŞÜNÜLMEKTEDİR?"
2) Geçtiğimiz haftalarda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na karşı hukuk kaideleri ve kurallarını çiğneyerek açılan davada siyasi yasak kararı çıkmıştır. Bu süreç, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanması ve İmamoğlu’nun siyasetten menedilmesiyle sonuçlanabilir. Altılı Masa’nın bu yargı müdahalesine karşı ortak stratejisi nedir? İmamoğlu’nun siyasi yasaklı hale gelmesinin ve İBB’ye kayyum atanmasının önüne nasıl geçileceği düşünülmektedir?
"MİLLETVEKİLİ ADAYLARI BİRBİRİYLE REKABET İÇERİSİNDE Mİ OLACAKTIR?"
3) Seçmenler bu seçimlerde iki oy kullanacaklar: Bunlardan biri Cumhurbaşkanlığı seçimi, diğeri ise milletvekilliği seçimi için olacak. Bu doğrultuda, partiler parlamento seçimlerine ortak bir liste ile mi girecek, yoksa Altılı Masa üyesi partilerin milletvekili adayları birbiriyle rekabet içerisinde mi olacaktır?
"ALTILI MASADAKİ TEMSİLCİLERİN KARAR ALMA SÜREÇLERİNİ NASIL ETKİLEYECEKTİR?"
4) Anayasamıza göre, yürütme erkinin siyasi denetimi parlamento tarafından yapılır. Dolayısıyla, seçileceği düşünülen başkan adayı Altılı Masanın öngördüğü icraat programını uygulamadığı takdirde, masa üyesi partilerin parlamento dışında bir denetim ve yaptırım uygulaması, anayasaya aykırı bir duruma işaret edecektir. Dolayısıyla, masa üyesi bütün partilerin parlamentoda olması gerekir. Özellikle, Altılı Masa’nın her temsilcisinin yürütme sürecinde de etkin olmayı amaçladığı düşünüldüğünde, DEVA, GP, DP ve Saadet Partisi’nin CHP ve İYİ Parti listelerinden mi seçime girmeleri planlanmıştır? Bu durum Altılı Masa’daki temsilcilerin karar alma süreçlerininin objektifligini nasıl etkileyecektir?
"KARAR ALMA USULÜ OY BİRLİĞİ Mİ OY ÇOKLUĞU MU?"
5) Altılı Masa’nın başkan adayı dahil birçok konuda karar alma usulü oy birliği mi, yoksa oy çokluğu mudur? Eğer masanın karar alma mekanizması oy birliği prensibi ile ilerleyecekse, karar verme süreci tıkanma tehlikesi yaşayabilir ve birçok konuda muhalefet pozisyon belirlemekte zorlanabilir. Böyle bir durumda nasıl hareket edilmesi düşünülmektedir?
"BAŞARISIZLIK DURUMUNDA KENDİLERİ AÇISINDAN ÖDEMEYİ TAAHHÜR ETTİĞİ BİR BEDEL VAR MIDIR?"
6) Altılı Masa liderlerinin omuzlarında büyük bir yük olduğunu biliyoruz. Özellikle başkan adayının belirlenmesi, genel başkanların riskli bir kararın altına imza atmaları anlamına gelmektedir. Her riskli karar gibi, alınacak kararın başarısızlık getirmesi durumunda bir maliyeti olacaktır. Öncelikle milyonlarca vatandaş, binlerce akademisyen, gazeteci ve aktivist büyük bir maliyet ödeyeceklerdir ve onları koruyacak hiçbir garanti yoktur. Başkan adayı kararını alan liderlerin, başarısızlık durumunda kendileri açısından ödemeyi taahhüt ettiği bir bedel var mıdır?
Halen imzaya açık metne 3 Ocak Salı akşamı itibarıyla imza koyan isimler şöyle:
1. Tuğba Bozçağa, King's College London
2. Berk Esen, Sabancı Üniversitesi
3. Burak Bilgehan Özpek, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi
4. Mustafa Ali Sezal, University of Groningen
5. Beyza Büyüker, Indiana University
6. Soli Özel, Kadir Has Üniversitesi
7. İhsan Sezal, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi
8. Can Kakışım, Karabük Üniversitesi
9. Hasret Dikici Bilgin, Bilgi Üniversitesi
10. Şebnem Gümüşçü, Middlebury College
11. Pelin Ayan Musil, Anglo-American University
12. Karabekir Akkoyunlu, SOAS University of London
13. Kemal Büyükyüksel, Koç Üniversitesi
14. Orçun Selçuk, Luther College
15. Ahmet Erdi Öztürk, London Metropolitan University
16. İştar Gözaydın, Bağımsız Akademisyen
17. Metehan Tekinırk, Boston University
18. Yusuf Sarfati, Illinois State University
19. Nurettin Kalkan, Hacettepe Üniversitesi
20. Nuri Salık, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi
21. Birol Başkan, Bağımsız Akademisyen
22. Nezih Onur Kuru, Koç Üniversitesi
23. Mert Kayhan, Bağımsız Akademisyen
24. Semuhi Sinanoğlu, Trudeau Centre for Peace, Conflict and Justice
25. Burcu Çevik-Compiegne, Australian National University
26. Umut Özgüç, Deakin University
27. Ruşen Yaşar, Universität Konstanz
28. Salih Yasun, Indiana University Northwest
29. Pınar Tremblay, California State Polytechnic University, Pomona
30. Hakan Yavuzyılmaz, Başkent Üniversitesi
31. Tezcan Gümüş, Melbourne University
32. Serkant Adıgüzel, Sabancı Üniversitesi
33. Özgün Emre Koç, İstanbul Üniversitesi
34. Sezin Öney, Politikyol
35. İhsan Dağı, ODTÜ
36. Beken Saatçioğlu, MEF Üniversitesi
37. Beyza Büyüker, Indiana University Bloomington
38. Dilara Hekimci-Adak, Florida International University
39. Barış Büyükokutan, Koç Üniversitesi
40. Aybike Mergen, Özyeğin Üniversitesi
41. Nadir Fırat, Bağımsız Akademisyen
42. Nazlı Konya, Colby College
43. Korhan Koçak, NYU Abu Dhabi
44. Kağan Sarıkaya, İstanbul Teknik Üniversitesi
45. Feryaz Ocaklı, Skidmore College
46. Berna Can, Bağımsız Akademisyen
47. Gülgün Erdoğan Tosun, Bağımsız Akademisyen
48. Tanju Tosun, Bağımsız Akademisyen
49. Emrah Gülsunar, Lund University