HDP İstanbul Milletvekili Zeynel Özen, Sivas katliamı davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Ahmet Turan Kılıç’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından sağlık sorunları gerekçesiyle affedilmesi kararıyla ilgili Meclis’te basın toplantısı düzenledi.
Davanın avukatlarından Şenal Sarıhan ve katliamda ölenlerin yakınlarının da katıldığı toplantıda konuşan Özen, sağlık gerekçesiyle affedilen Kılıç’ın benzin bidonunu bizzat taşıyan kişi olduğunun katliam görüntülerine yansıdığına dikkat çekti. Özen, “Yani bu kişinin katliamın gerçekleşmesinde birinci derecede sorumlu olduğu birçok kez kanıtlanmıştır” dedi.
Kılıç’ın insanlık suçu işlediğinin çok açık ve net olarak kanıtlanmış olmasına karşın affedilmesinin ulusal ve uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirten Özen, “İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olmadığı gibi, aynı şekilde bu suçlar hukuki açıdan da af kapsamında olamaz” diye konuştu.
‘BU AF EŞİTSİZLİK, AYRIMCILIKTIR’
26. Dönem CHP Milletvekili, avukat Şenal Sarıhan da Kılıç’ın affına dayanan Adli Tıp Kurumu raporuyla ilgili bilgi verdi. Sarıhan, Kılıç’ın 2011 yılından bu yana sağlık gerekçesiyle yaptığı birçok başvuru olduğunu, ancak bunların tamamının reddedildiğini söyledi. Son bir aydır “Dede” sıfatıyla Ahmet Turan Kılıç hakkında bir af kampanyasının yürütüldüğüne tanıklık ettiklerini anlatan Sarıhan, “Her tutuklu ve hükümlünün yaşama hakkına saygılıyız. Ama yapılması gereken bu kişinin gerçekten hasta olup olmadığı. Binlerce ağır hasta tutuklu bir afla karşılamazken bu şahsın afla karşılaşması öncelikle bir eşitsizlik, ayrımdır” dedi.
‘MENEKŞE, KORAY DEDE OLAMADI’
Affın barışı sağlayan hukuki bir işlem olduğunu, af olduğu zaman kamuoyunun da “evet bu af yerindedir” demesi gerektiğini anlatan Sarıhan, “Buraya gelirken en az üç kişi bana, ‘Bu nasıl iş Şenal? Bu nasıl bir yanlışlık? Bu nasıl bir ayrım?’ diye sordular. Koray, Menekşe, bırakın dedeyi genç olamadılar, yetişkin olamadılar” dedi.
‘YARGIYA TAŞIYACAĞIZ, BU BİZİM ÇIĞLIĞIMIZ OLACAK’
Kılıç’a verilen 17 Ocak tarihli Adli Tıp raporunu aldıklarını belirten Sarıhan, raporu imzalayan 10 doktordan 4’ünün muhalefeti bulunduğunu söyledi. Sarıhan şöyle devam etti:
“Dört doktordan biri nörolog, biri psikiyatr. Eğer yaşla ilgili ise bunlarla ilgili konu. Aynı zamanda çok hasta ise nesi var. Kulakları duymuyormuş örneğin. Dizleri tutmuyormuş. Bunlar sürekli ölümcül hastalıklar değil. Kaldı ki ölümcül hastaların bile bırakılmadığı bir süreçle karşı karşıyayız. Bu sebeple biz aileler olarak en kısa zamanda hazırlığı yapıyoruz idare mahkemesine başvuracağız. Anayasa’nın 125. Maddesi 2. Fıkrası gereğince eskiden cumhurbaşkanının tekil eylem ve işlemlerine dava hakkı yoktu ama 2010’da yapılan değişiklikle bu hak geldi. Bu yasal hakkımızı kullanacağız. Bu bizim çığlığımız olacak. Bu çığlığı yargı, dünya halk duysun istiyoruz.”