2 Temmuz 1993’te gericilerin Madımak Oteli'ni ateşe vererek düzenlediği katliamın üzerinden 30 yıl geçti.
33 aydının öldürüldüğü saldırının yıl dönümüne günler kalan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) yöneticileri tarafından Ankara’da basın toplantısı yapıldı. Toplantıya katliamda yaşamını yitirenlerin ailelerinin yanı sıra çok sayıda siyasi parti ve dernekten temsilciler katıldı.
PSAKD Genel Sekreteri İsmail Ateş, 2 Temmuz günü büyük bir kitle ileMadımak Oteli önünde olunacağının altını çizdi. Ateş, “Ne olursa olsun 2 Temmuz’da Sivas’ta olmalıyız” diyerek şu açıklamayı yaptı:
“Ne yazık ki bu davada istediklerimizi elde edemedik. 600 avukatla yola çıktık ancak şu an çok az kişi kaldık. Büyük ihtimalle 14 Eylül’de dava sonlanacak. Bunun için herkesi duruşma günü Ankara Adliyesi’ne bekliyoruz.
'ZAMAN AŞIMI OLMAZ'
Katliamın üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen, katliamın hesabı verilmemiş, arkasındaki gerçek sorumlular açığa çıkarılmamış, adalet yerini bulmamıştır. Katillerin çoğu affedilmiş, yurt dışına çıkarılmış, normal yaşamlarına devam etmiştir. Tutuklu olanlar serbest bırakılmıştır. 30 yıllık hukuk mücadelesinde adeta aileler, Alevi örgütleri ve vicdanlar yargılanmıştır. Herkes bilmelidir ki, Sivas Madımak Katliamı insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olamaz!
'EĞİTİMİ İMAMLARA TESLİM EDİYORLAR'
Siyasal İslam referansı ile ülkeyi yönetmek isteyenler, laikliğe savaş açıyor, tüm müfredatı dincileştiriyor, okullara imamlar göndererek tüm okulları imam hatip liselerine çeviriyor. ÇEDES projesi adı altında eğitimi tarikatlara, çocuklarımızı imamlara teslim ediyor. Yüksek sesle bir kez daha haykırıyoruz. İmamların yeri camilerdir, okulları öğretmenlerimize bırakın!
Aleviliği baskı altında tutmak, asimile etmek adına ziyaret adı altında, dergahlarımıza, inanç merkezlerimize gelen Cumhurbaşkanının kutsal sembollerimizi duvarlardan indirtmesi, adeta bize parmak sallamaktır.
'HESABINI SORACAĞIZ'
Biz Aleviler, kimsenin inancından, kimliğinden, dilinden, kültüründen, cinsiyetinden dolayı ötekileştirilmediği, horlanmadığı, öldürülmediği, herkesin barış içinde bir arada kardeşçe yaşadığı, hakça bölüşümün esas alındığı, savaşların ve sömürünün son bulduğu kısacası inancımızda Rıza Şehri olarak tarif edilen bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyoruz. Bu dünyayı bütün ötekiler ile birlikte inşa edeceğiz. Madımak Katliamı’nı ve insanlığa karşı işlenmiş tüm suçları unutmayacağız, unutturmayacağız, hesabını soracağız.''