Umuda yolculuk sürüyor. On binlerce mülteci, Türkiye'den Yunanistan'a geçip oradan Avrupa'ya geçmek için sınır bölgelerine doğru akın ediyor.
On binlerce mülteci, yanlarına alabildikleri kadar eşyayla, her şeylerini geride bırakarak çocuk, kadın ve erkekler bazen yürüyerek, bazen otobüslerle, bazense şişme botlarla Yunanistan'a geçme umuduyla hareket ediyor.
Sonucunda belki de coğrafyanın demografik yapısını kökünden değiştirecek olan bu göç, mülteciler için bir umut kapısı.
Günlerdir sınırdaki bekleyişi, denizlere küçücük bir şişme bot içerisine sığışan onlarca mültecinin can pazarını medya tarafından canlı yayınlanışını izliyoruz. Tarihe tanıklık eden o anları yaratanlardan biri olan 'insan kaçakçısı'nın verdiği röportaj ise tüm Türkiye'nin ağzını açık bırakacak cinstendi.
Fakat mülteciler için gerçeklik, televizyonlarda izlediklerimizden çok daha farklı. Onlar, hiçbir şeyleri olmadan bir valiz ve birkaç yollukla yepyeni bir hayata başlamak için bir 'umut yolculuğuna' başladılar. Halk TV kameramanı Yavuz Dönmez, mültecilerin bu göçünü cep telefonunun kamerasıyla Edirne'de Yunanistan sınırında kaydetti. Seslerinde ve yüzlerinde acı ve umudu aynı anda barındıran mülteciler, kameramanımızı selamlıyor ve yollarına devam ediyor.
Avrupa ise onları sınırlarına almamakta kararlı. Yunanistan sınırında sert müdahaleler, geçenlere şiddet uygulandığı iddiaları, yakalananların geri gönderilmesi ya da gözaltına alınması da bunları kanıtlar nitelikte.
Dün, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Biz bunları bakmakla, beslemekle yükümlü değiliz" diyerek Avrupa Birliği'ne söz verdikleri parayı göndermedikleri için sitem etti. Sınırda konuşulanlar ile yetkili ağızlardan çıkanlar ise birbirinden çok farklı. Sınırda birkaç gün içerisinde Türkiye'nin eski yöntemlere dönerek sınırını mülteci çıkışına kapatacağı konuşulurken, Erdoğan "Biz bu kapıları bundan sonraki süreçte de kapatmayacağız ve bu devam edecek" diyerek AB'nin sözünü tutması gerektiğini ifade etti. Her şeylerini geride bırakarak sınıra giden bu insanların, sınırların kapatılması hâlinde içinde bulunacakları durum ise belirsizliğini koruyor.
Edirne halkı endişeli, "Bu insanlar sınırı geçemeyip şehre gelirlerse nasıl olacak?" diyorlar. Çünkü bir Edirne nüfusu kadar insan sınırdaki bekleyişini sürdürüyor.
Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, çocukların çok fazla olduğuna dikkat çekerek insani yardım yaptıklarını ifade etti. Gürkan, "Yaklaşık 40 bin göçmen var. Dağınıklar, araziye dağılarak bir şekilde Yunanistan'a geçmeye çalışıyorlar." diye konuşuyor ve ekliyor, "Yunan polisinin sert müdahalesi nedeniyle karadan geçmeleri zor. Daha çok denizden ve Meriç Nehri'nden geçiyorlar. Meriç'i yürüyerek geçiyorlar"
"SU VE YEMEK YOK"
Yunan polisinin attığı gaz bombasından etkilenmemesi için çocuğunu göğsüne bastıran ve o anın görüntüsü ile tüm dünyanın içini acıtan baba, Halk TV'ye konuştu. Zor durumda olduklarını anlatan adam, "Su yok, ekmek yok. Birisi dayanın diyor, birisi gidin diyor. Üç gündür buradayız" ifadelerini kullanıyor.