Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Sinan Ateş suikastının şifreleri...

Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş, Ankara'da cuma namazı çıkışı uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Ateş'in vücudundan 5 kurşun çıktı. MHP Genel Merkezi ve Devlet Bahçeli taziye mesajı yayınlamak bir yana adını bile anmadı. Cinayetle ilgili yetkililer de uzun süre sessiz kaldı. Suikastla ilgili çok sayıda gözaltı ve tutuklama oldu. Cinayetin MHP'li yöneticilerin 'emri' ile işlendiği iddia edildi, isimler verildi. TİP'li İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, kendisi hakkında iddiaların da bulunduğu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yanıtlaması istemiyle çok ayrıntılı bir soru önergesi verdi. İstanbul'dan Ankara'ya uzanan suikast planının panoraması gözler önüne serildi. Bu sorular yanıt bulursa suikast de aydınlatılmış olacak. Şık'ın soru önergesinde Susurluk Vakası benzetmesi yapması dikkat çekti.

Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş, 30 Aralık'ta cuma namazı çıkışı arkadaşı Selman Bozkurt ile Ankara’nın Çankaya ilçesi Kızılırmak Mahallesi 1456 Sokak’taki İnci Apartmanı’na uğradı. Kısa süre sonra apartmandan arkadaşı ile çıktı ve apartman önünde suikaste uğradı. Arkadaşı Bozkurt yaralandı, Ateş ise vücuduna 5 kurşun isabet etmesi üzerine hayatını kaybetti.

Ateş'in cenazesi Bursa'da torağa verilirken 2 kızının feryatları yürekleri dağladı.

Ateş, Ülkü Ocakları Başkanlığı'ndan AKP'ye yakın, Atatürk düşmanlığı ile tanınan, gerçek adı Niyazi Birinci olan Yavuz Bahadıroğlu'na tepki gösterdikten sonra alınmıştı. MHP'li kaynaklara göre görevden alma bir gece yarısı bizzat Bahçeli'nin emri ile gerçekleşti.

Ateş suikastı sonrasında ne MHP Genel Merkezi'nden ne de Bahçeli'den taziye mesajı yayınlanmadı, adı anılmadı, cenazesine katılım olmadı. Bahçeli’nin talimatıyla serbest bırakılan organize suç örgütü lideri Kürşat Yılmaz Ateş hakkında FETÖ imasında bulundu.

Ankara'nın göbeğinde işlenen cinayetten günler sonra gözaltı ve tutuklamalar oldu.

MHP İstanbul İl Yönetim Kurulu üyesi Ufuk Köktürk, özel harekat polisleri Murat Can Çolak ve Aşkın Mert Gelenbey dahil 10 kişi suikast kapsamında tutuklandı.

Dün akşam saatlerinde de Ateş suikastı kapsamında aranan 'Dodo' lakaplı Doğukan Çep, Beykoz İshaklı Köyü'nde bulunan bir oteldeyakalandı. Çep, Hasan Ferit Gedik'in öldürülmesinin de aralarında bulunduğu 30'u aşkın suçtan 35 yıl hapis cezası almasına rağmen 4 yılı aşkın süredir firardaydı.

Doğukan Çep

Ateş suikastı ile ilgili Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yaptığı açıklamalar, 'soruşturma devam ediyor'un ötesine geçmedi.

MHP'nin üst düzey isimleri Ateş suikastıyla anıldı. Başrolde Ülkü Ocakları eski Başkanı Olcay Kılavuz olduğu öne sürüldü, MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın'ın ismi geçti.

Suikastle ilgili 10'larca cevap bekleyen soru birikti.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, suikastla ilgili Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş'in Meclise soru önergesi verilmemesini isteğini paylaşmıştı. Ancak suikastla ilgili önerge Türkiye İşçi Parti (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık tarafından verildi.

Şık soru önergesini İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın yanıtlaması isteği ile verdi. Şık iddiaları ve soruları sıraladı. Şık, suikastı Susurluk Vakası'na benzetti.

SUSURLUK'TA NE OLMUŞTU?

3 Kasım 1996'da saat 19.25 sularında Balıkesir-Bursa kara yolunda Susurluk ilçesi Çatalceviz mevkisinde meydana gelen trafik kazası sonucu, devlet-polis-mafya ilişkilerinin ortaya çıkması ile patlak vermişti.

DYP Şanlıurfa milletvekili Sedat Edip Bucak, İstanbul Kemalettin Eröge Polis Okulu Müdürü Hüseyin Kocadağ, Mehmet Özbay sahte kimlikli Abdullah Çatlı ile 1970 doğumlu Gonca Us, 1 Kasım 1996 günü akşam saatlerinde Kuşadası Onura Otel'e gitti. Bucak'a ait 06 AC 600 plakalı Mercedes marka siyah renkli otomobille Hüseyin Kocadağ yönetiminde İstanbul'a gitmek üzere yola çıkan grup, 3 Kasım 1996 günü saat 19.25 sularında Susurluk ilçesi Çatalceviz mevkisinde benzin istasyonundan yola çıkan Hasan Gökçe yönetimindeki 20 RC 721 plakalı kamyona çarparak trafik kazası geçirdi.

Kazada, Mercedes'i kullanan Hüseyin Kocadağ, üzerinde Mehmet Özbay kimliği bulunan Abdullah Çatlı ve Melahat Özbay sahte kimlikli Gonca Us ölmüş, DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bucak yaralı olarak kurtulmuştu.

ESKİ SALDIRILARI HATIRLATTI

Şık yakın zamanda gazeteci ve siyasetçilere gerçekleştirilen diğer saldırıları hatırlatarak, "10 Mayıs 2019'da Yeniçağ yazarı Yavuz Selim DEMİRAĞ, 15 Mayıs 2019’da Yeni Yüzyıl yazarı İdris ÖZYOL, 25 Mayıs 2019’da Gazeteci Sabahattin ÖNKİBAR, 20 Kasım 2019’da Gazeteci Ahmet TAKAN, 28 Aralık 2019’da Gazeteci Murat İDE, 14 Ocak 2021’de KRT Televizyonunda program yapan avukat Afşin HATİPOĞLU, 15 Ocak 2021’de Yeniçağ yazarı Orhan UĞURLUOĞLU, 25 Mart 2020'de Yeniçağ Yazarı Av. İsrafil KUMBASAR, 8 Mart 2021’de gazeteci Levent GÜLTEKİN ve burada sayılamayan isimlerin tamamı; MHP’ye muhalif içerikler yayınladıktan sonra, faillerinin MHP/Ülkü Ocakları ile ilişkisi tespit edilmiş kimselerdir." ifadelerine yer verdi.

Şık'ın soru önergesi ile İstanbul'dan Ankara'ya uzanan suikast planının panoraması gözler önüne serildi. Bu sorular yanıt bulursa suikast de aydınlatılmış olacak.

İşte Şık'ın verdiği o soru önergesinin tamamı:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ tarafından Anayasa’nın 98’inci ve TBMM İçtüzüğünün 96’ncı ve 99’uncu maddeleri gereğince yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 06.01.2023
Ahmet ŞIK
İstanbul Milletvekili

Devlet içi iktidar çekişmelerinin yoğunlaştığı her dönemde gerçekleşen Susurluk Vakası gibi olaylara, bir yenisi daha eklenerek; 30 Aralık 2022 Cuma günü, Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Eski Başkanı Sinan ATEŞ isimli şahsa Ankara’nın merkezinde motosikletli tetikçiler tarafından suikast düzenlenmiş ve şahıs hayatını kaybetmiştir. Konuyla ilgili olarak kamuoyunun yeterli tahkikat yürütülmediğine ilişkin çekinceleri bulunmaktadır. Cinayetle ismi anılan Milliyetçi Hareket Partisi/Ülkü Ocakları mensuplarının sayısı gözetildiğinde, saldırının siyasi bir suikast olması ihtimali kuvvetlenmektedir ve kamuoyunu aydınlatmak için, medyada gündeme getirilmiş aşağıdaki soruların yanıtlanması gerekliliği hasıl olmuştur:

1- Cinayetinin tetikçilerine yardımla suçlanan ve “Ülkü Ocakları Genel Merkez Yöneticisi” olduğu iddia edilen Tolgahan DEMİRBAŞ isimli şahsın, Milliyetçi Hareket Partisi (“MHP”) Mersin Milletvekili Olcay KILAVUZ’un evinden gözaltına alınmaya çalışıldığı, Olcay KILAVUZ’un da “adresin milletvekili evi olduğunu belirterek gözaltı işlemine karşı çıkmak istediği, ancak polisler ısrarcı olunca geri adım attığı, buna rağmen gözaltına alınan Tolgahan DEMİRBAŞ’ın bir süre sonra sürpriz bir şekilde savcılık kararıyla, ifadesi alınmadan serbest bırakıldığı” öne sürülmektedir. Bu bağlamda;

a. Anılan şüphelinin, KILAVUZ’un evinden gözaltına alındığı iddiası doğru mudur? Doğruysa, şüpheli, doğruca KILAVUZ’un evine gitmiş olmasını nasıl gerekçelendirmiştir?

b. KILAVUZ tarafından gözaltını engellemek adına kolluk personeline “siz gidin, sahibiniz gelsin” denildiği doğru mudur? KILAVUZ’un gözaltı anında kolluğun ve savcılığın görevine ne biçimde müdahale etmiş olabileceğine dair, polis iletişim ve telsiz kayıtları veya ilgili tutanaklar incelenmiş, ilgili polislerin ifadesine başvurulmuş mudur?

c. Şahıs akabinde ifadesi alınmaksızın serbest bırakılmış mıdır? Şahsın derhal gözaltına alınmasına neden olan şüphe, ifadesi alınmaksızın nasıl giderilmiştir? “Gecikmesinde sakınca bulunan hâl” kapsamında sözlü talimatla serbest bırakıldı ise, bu “hâl” nedir? Kollukta veya savcılıkta, DEMİRBAŞ’ın cinayetin tetikçilerine Ankara’da yardım ettiğine dair deliller bulunmakta mıdır? Bulunuyorsa, şüphe giderilmeden “serbest bırakılmamasında sakınca bulunan hâl”, cinayetin siyasilerle ilişkisinin ortaya çıkması mıdır?

d. Şüphelinin gözaltı sonrasında serbest bırakılması anında, KILAVUZ tarafından soruşturma mercilerine serbest bırakılması için baskı yapıldığına dair tahkikat yürütülmüş veya herhangi bir bulguya rastlanmış mıdır?

e. Yine, ifadesi alınmadan serbest bırakıldıysa, şüphelinin ifadesi ilerleyen günlerde alınmış mıdır? İlerleyen günlerde ifadesi alındıysa, o gün neden gerekli işlemler yapılmadan serbest kalmıştır?

f. Olcay KILAVUZ’un, Sinan ATEŞ cinayetinden dört gün önce İçişleri Bakanı Süleyman SOYLU’yu ziyaret ettiği doğru mudur? “Sinan ATEŞ’in saldırıya uğrayacağını bildiği ve ‘ölüm fermanımı çıkardılar’ dediği” yönündeki haberler de göz önüne alındığında, bu potansiyel cinayetle ilgili olarak, aralarında herhangi bahis geçmiş midir?

g. Olaydan sonra, Olcay KILAVUZ, DEMİRBAŞ’ın serbest bırakılması için İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile telefonda görüşmüş müdür?

2- Hasan Ferit GEDİK’in, henüz 21 yaşında olduğu 29 Eylül 2013 tarihinde İstanbul, Gülsuyu’nda uyuşturucuya karşı yürüyüşte, protestocuların üzerine ateş açılması sonucu vurularak hayatını kaybettiği olay kapsamında 15 Şubat 2018’de 35 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılan Doğukan ÇEP isimli şahıs, o tarihten Sinan ATEŞ cinayeti gününe dek firari durumdadır ve hakkında yakalama kararı bulunmaktadır. Doğukan ÇEP aynı zamanda, Sinan ATEŞ cinayetinde gözaltına alınan şüphelilerden biridir. Bu bağlamda;

a. Doğukan ÇEP’in GEDİK cinayetine uyuşturucu ticaretine karşı mücadele ettiği için dahil olduğu gözetildiğinde; Sinan ATEŞ’in parti içi çekişmelerde alt edilmesi amacıyla “Fethullahçı” olduğuna dair iddiaları medyaya yansıtan ve kamuoyunda uyuşturucu ticareti ile bilinen bir mafya liderinin, ATEŞ’in ölümü üzerine gündeme yerleşmesi tesadüf müdür? Hasan Ferit GEDİK cinayeti ile Sinan ATEŞ cinayeti arasındaki ilişki, uyuşturucu çetelerinin dahli bakımından araştırılmakta mıdır?

b. Doğukan ÇEP’in firari iken Gürcistan’a kaçtığı iddiası doğru mudur? İddianın doğruluğundan bağımsız olarak, ÇEP’in yakalanmasına yönelik olarak, geçtiğimiz 4 yılda hangi faaliyetler yürütülmüştür?

c. Cinayetin diğer şüphelilerinden biri olarak adı geçen ve MHP İstanbul İl Yöneticisi olduğu iddia edilirken olay üzerine internet kayıtlarından silinen Ufuk KÖKTÜRK ile Doğukan ÇEP’in ilişkisi nedir? KÖKTÜRK’ün 3 kez para transferi yaparak (60.000, 15.000 ve 22.000 TL) toplam 97.000,00 TL’yi zanlılara suikast bedeli olarak ödediği doğru mudur? Doğru ise bu paranın kaynağı araştırılmış mıdır? Araştırma sonucunda, neye varılmıştır?

d. Yine, “KÖKTÜRK’ün evinde 1 adet tabanca ve bu silaha ait 2 adet şarjör ve 23 adet fişek ele geçirildiği” yönündeki iddialar gerçeği yansıtmakta mıdır? KÖKTÜRK’ün evinde bulunan silahları “İstanbul’da bir Suriyeliden aldığını” söylediği yönündeki haberler göz önüne alındığında, silahlarla ilgili detaylı tahkikat yapılmış mıdır?

3- Eski Mersin Ülkü Ocakları Başkanı Çağrı ÜNEL’e 15 Mart'ta yapılan organize saldırıdan 5 gün önce ve 10 gün sonra, MHP Mersin Milletvekili Olcay KILAVUZ’un, (Sinan ATEŞ cinayetinden önce olduğu gibi) İçişleri Bakanı Süleyman SOYLU’yu makamında ziyaret ettiği doğru mudur? Sinan ATEŞ ve Çağrı ÜNEL’in aralarındaki ilişki ve mevcut MHP yönetimi ile sorunları bulunduğu gözetilince, Çağrı ÜNEL’e düzenlenen saldırıyla Sinan ATEŞ cinayetinin siyasi ilişkisi araştırılmakta mıdır? Bu iki dosya birleştirilecek midir?

4- Özel harekât polisleri Murat Can ÇOLAK ve Aşkın Mert GELENBEY, şüphelilerden Mustafa UZUNLAR tarafından, ATEŞ’i öldüren tetikçileri İstanbul’dan Ankara’ya getirmekle suçlanmıştır. Konuyla ilgili olarak UZUNLAR’ın “Bu şahısları 27 Aralık günü bizim otoparkta 61 OF 0609 plakalı transporter aracı almaya geldiğinde Dodo lakaplı kişi bizim otoparktaydı. Kendisi polis olarak bizi tanıştırdı. Gelenler iki kişiydi. İkisi de polis dedi. Bunlardan biri hatta Özel Harekâtta çalıştığını söyledi.” şeklinde bir ifade verdiği, şahısların da tutuklandığı medyaya yansımıştır. Bu bağlamda;

a. İlgili polislerin, tetikçileri İstanbul'dan Ankara'ya ÇAKARLI ARAÇLA, taşıdıkları doğru mudur?

b. Aşkın Mert GELENBEY isimli polis memurunun sürdüğü aracın, İstanbul çıkışında Mehmetçik Vakfı civarındaki uygulama noktasında kontrole girdiği, POLİS KİMLİKLERİNİ GÖSTEREREK UYGULAMADAN KAÇINARAK DEVAM ETTİKLERİ iddiaları gerçeği yansıtmakta mıdır?

c. İddialar doğru ise, görevleri dışında Ankara’ya nasıl çakarlı araçla gidebildikleri araştırılmakta mıdır? “61 OF 0609” plakalı Transporter araç kim adına kayıtlıdır?
d. Çağrı ÜNEL saldırısına dair iddianamede geçtiği üzere, “şüphelilerin, soruşturma kapsamında elde edilen delillere göre; Ünel'in Ziraat Bankası'na gideceğini ne şekilde öğrendiklerini tespit edilemediği” ve iki olay arasındaki ilişki gözetildiğinde;
i. Ankara dışından bir eylem ekibi saldırıyı düzenlediyse, camiden çıktıktan sonra saldırıya uğradığı bilinen ATEŞ’in yeri kim/kimler tarafından nasıl tespit edilmiş ve zanlılara nasıl servis edilmiştir?
ii. Emniyet elindeki teknolojik olanaklardan faydalanılmış mıdır?
iii. EMNİYET İÇİNDEN BAŞKA KİMLERİN YARDIMCI OLDUĞUNU TESPİT İÇİN, ATEŞ’İN HTS KAYITLARINA BAKILIP BAKILMADIĞI İNCELENMİŞ MİDİR?
iv. İlgili özel harekât polisleri hakkında eşzamanlı olarak idari tahkikat yürütülmekte, emniyet içindeki bağlantıları, varsa yardımcıları araştırılmakta mıdır?
5- MHP Mersin Milletvekili Olcay KILAVUZ’un cinayete dair bilgilerine başvurulmuş mudur?

6- Cinayete ilişkin genel olarak yürütülen soruşturmalar kapsamında gözaltına alınan/ifadesine başvurulan ve sayısının 30’u aştığı iddia edilen kişilerden, Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkan Yardımcısı Ömer ŞANLI’ya ilişkin olarak, Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Ahmet Yiğit YILDIRIM’ın ifadesine başvurulmuş mudur?

7- Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkan Yardımcısı olduğu iddia edilen Zekai PINARBAŞI isimli şahsın ifadesine başvurulmuş mudur?

8- MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Semih YALÇIN’ın olayla alakası araştırılmış mıdır, bilgisine başvurulmuş mudur? Doğukan ÇEP’in Hasan Ferit GEDİK cinayetine ilişkin davada da avukatı olduğu bilinen Serdar ÖKTEM ile YALÇIN arasında ne gibi bir ilişki bulunmaktadır?

9- Aynı şekilde sokakta saldırıya uğrayıp darp edilen gazeteci ve siyasetçilerin faillerinin MHP/Ülkü ocakları bağlantısı gözetildiğinde*, bu dosyalar da soruşturmaya dahil edilecek ve MHP’li yönetici ve milletvekillerinin dahli araştırılacak mıdır?

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER