Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Sinan Ateş cinayetinin anatomisi

Türkiye'nin son yıllardaki en karanlık cinayeti olan Sinan Ateş'in öldürülmesinin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, cinayetin siyasi uzantılarının üzerindeki sis perdesi halen dağılmadı. Olayın fiili failleri bir bir tutuklanmışken, azmettirici ve onay vericilerin kim olduğu ve akıbetleri merakla bekleniyor. KRT, Ateş'in vurulduğu ilk günden bu yana yaşananları bir araya getirerek Türkiye'nin yakın zamandaki en karanlık cinayetinin anatomisini çıkardı.

AHMET SESLİ / KRT ANKARA

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in, ölümünün üzerinden tam bir yıl geçti. Ateş, 30 Aralık 2022 günü Ankara'da bürokrasinin yoğun olarak yaşadığı Çukurambar semtinde yanında akrabası ve koruması ile birlikte kurşun yağmuruna tutuldu. 'Yeni Susurluk' olarak kayıtlara geçen bu cinayet ile ilgili bir yıldır yoğun bir soruşturma yürütülüp, 22 kişinin tutuklanmasına rağmen ne iddianame hazırlanabildi ne de cinayetin siyasi perde arkası aralanabildi.

SİNAN ATEŞ KİMDİR? CİNAYETE GELİNEN SÜREÇTE NELER OLDU?

14 Ağustos 1983 yılında Balıkesir'in Dursunbey ilçesinde doğan Sinan Ateş, ilk ve orta öğrenimini Bursa'da bitirdi. Aksiyoner milliyetçi bir ailede yetişen Ateş, lise yıllarından itibaren Ülkü Ocakları içinde belirli görevlerde yer aldı. Yüksek öğrenim için geldiği Ankara'da ülkücü camia içinde tanınan Ateş, 9 Ocak 2019'da doğrudan Devlet Bahçeli tarafından Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı'na atandı. Ancak yine Bahçeli tarafından 2 Nisan 2020'de görevinden alındı. Yerine uzun yıllar Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı görevini yürüten MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz'a yakın bir isim olan Ahmet Yiğit Yıldırım getirildi.

MHP VE ÜLKÜ OCAKLARI CEPHE ALDI

Görevden alınması sonrası MHP camiası içinde Ateş ile ilgili bazı iddialar kulaktan kulağa yayılmaya başladı. İddialara göre, Bahçeli'nin bir rahatsızlık nedeniyle hastaneye kaldırıldığı 2019 yılında Ateş, hastane bahçesinde yanındakilere 'yeni liderin zamanının geldiği' yönünde konuşmuş.

Bu iddiaların ardından MHP ve Ülkü Ocakları yönetimi Sinan Ateş'e cephe almaya başladı. Eski Mersin Ülkü Ocakları Başkanı Çağrı Ünel'in kendine saldırmaya çalışan bir grup Ülkü Ocakları üyesine ateş açması ve bir kişinin hayatını kaybetmesi olayı da adeta Ateş'in üstüne yıkıldı. Son olarak adı İYİ Parti ile de anılmaya başlanan Ateş, tüm bu süreçlerin sonunda 30 Aralık 2022 tarihinde Ankara'nın Çukurambar semtinde vurularak öldürüldü.

SİNAN ATEŞ'İ ÖLDÜREN YAPI KİMDİ? KİMLERDEN OLUŞUYORDU?

Ülkü Ocakları, İstanbul Maltepe-Gülsuyu'ndaki çeteler ve özel harekatçılar... Cinayet planları adım adım hazırlanıyordu. Makedonya, İstanbul ve Iğdır'da düzenlenecek üç plan bazı nedenlerle iptal edilmişti. Ankara cinayet için son durak olarak seçildi ve kesinlikle yapılmalıydı. Suikast yeri ise Çukurambar olarak belirlendi. Tetikçi daha Ankara'ya getirilmemişken Ankara'da keşifler yapılmaya başlandı.

BEŞ KURŞUN SIKILDI

30 Aralık günü, bir arabanın arkasına saklanarak Ateş'i bekleyen tetikçi Eray Özyağcı, Ateş'i kapıdan çıkar çıkmaz taramaya başladı. İlk kurşun Ateş'in kafasına sıkıldı. Sonra kasığına, karın bölgesine ve bacaklarına. Özyağcı, saldırı sonrası kendisini biraz ilerde bekleyen ve başında kaskıyla motorunu çalışır vaziyette tutan motosikletçi Vedat Balkaya’ya doğru koşmaya başlamıştı ki Sinan Ateş’in koruması yukarıdan silahları alıp aşağıya indi. Tetikçi, arkasından silah sesleri duydu. Döndü, kendisine ateş eden koruma Selman Bozkurt’a rastgele ateş etti, omzundan vurdu. Sonra siyah kapüşonu ve siyah kot pantolonuyla beyaz motora bindi. Motosiklet, Muhsin Yazıcıoğlu Caddesi’nden yukarı doğru çıktı.

FAİLLER CİNAYET MAHALLİNDE

Motosiklet, Gölbaşı’na varıp “emanet” teslim edilinceye kadar Çukurambar’daki 1456. Sokak'ta kanlar içinde yerde yatan Ateş'e kalp masajı yapılıyordu. O sırada orada Ülkü Ocakları eski yöneticilerinden Tolgahan Demirbaş bulunuyordu.

Demirbaş, motosikletin Gölbaşı’na vardığını öğrenince Çukurambar’dan ayrıldı, Muhsin Yazıcıoğlu Caddesi’ndeki dik yokuşta bulunan kavşaktan sola döndü, oradan da Konya yoluna kıvrıldı. Demirbaş, Gölbaşı’na vardıktan sonra tetikçi birden buharlaşıverdi. Oysa İstanbul’dan beraberce gelenler beraberce dönecekti ama öyle olmadı. Tetikçi İstanbul’a dönen araçta yoktu. Ankara’da, Gölbaşı’nda yok oldu.

KILAVUZ İLE BULUŞTU

Demirbaş'ın bir sonraki adresi Bağlıca'daki 1+1 ev oldu. Orada MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz ile buluştu. O sıra Demirbaş'ı arayan ve Bağlıca'da olduğunu tespit eden ekipler, evin kapısını çaldı. Ancak Kılavuz polislere hakaret ederek Demirbaş'ı teslim etmek istemedi. Kapı önünde yapılan tartışma ve telefonlaşmaların ardından Demirbaş, ekiplerce gözaltına alındı.

BOŞ DOSYA TUTULDU

Ekip otosu İskitler Polis Merkezi'ne gitti. Şahsın şubeye teslim işlemleri yapılırken, iki sayfa olan mavi kaplı dosya ile Demirbaş, Adliye'ye sevk edildi. Dosyada, “adı, soyadı, TC kimlik numarası ve bir de gözaltına alındığı yer, öylesine bir ifade gibi temel bilgilerin dışında bir bilgi yoktu. Dosya boştu ve Demirbaş serbest bırakıldı.

PEKİ TETİKÇİYİ KİM BULMUŞTU?

Devletin 5 yıldır aradığı Doğukan Çep, özel harekat polisleriyle Ankara planları yapıyordu. Dodo lakabıyla bilinen Çep, tetikçileri Ankara’ya getirecek aracı ayarlıyor bir taraftan da önceki cinayetinden dolayı araması nedeniyle saklanıyordu. O’nun ayarladığı tronsporter araçta iki özel harekat polisi vardı. İsimleri Murat Can Çolak ve Aşkın Mert Gelenbey’di.

ÇEP'İ KÖKTÜRK AYARLADI

Peki Çep'i kim buldu? Ufuk Köktürk. Ne de olsa MHP’nin İstanbul İl yöneticisiydi. Ancak cinayetten bir gün sonra İstanbul İl yönetimini değiştiriverdi. Devlet Bahçeli’nin önüne, imzalaması için bir evrak konuldu. Evrak konulduğunda cinayet işlenmişti ama evrakın tarihi cinayetten bir gün öncesini, 29 Aralık tarihini gösteriyordu. Bu yeni İstanbul il yönetiminin listesiydi. Ufuk Köktürk artık o listede yoktu. Yani sanki yönetim bir gün önce değiştirilmiş ve Köktür o liste dışı bırakılmış izlenimi verilecekti.

HERKESİN AVUKATI

Dodo ile ismi birlikte anılan bir başka isim daha vardı: Serdar Öktem. Hem Ufuk Köktürk’ün hem de Dodo’nun cinayet davalarının avukatıydı ve başından beri Sinan Ateş cinayetinde anıldı. Ama ne hikmetse gözaltına alınıp sorgulanması, Ankara’daki derin cinayetin üzerinden 25 gün geçtikten sonra mümkün olabilecekti.

MİT RAPOR HAZIRLADI

Gündem Ateş cinayetine kilitlenmişken, MİT tarafından dikkat çeken bir rapor hazırlandı. Raporun ilk satırları 17 Mart 2022 Mersin olaylarından başlıyordu. Ülkücüler için önemli olan Kadirli İlçesi’nin Ülkü Ocakları Başkanı Emrullah Kaplan’ın öldürülmesinden başlıyordu. O olaydan sonra edilen intikam yeminlerinden bahsediliyordu.

DEPREM OLDU TETİKÇİ YAKALANDI

Sinan Ateş gündemin ilk sıralarında yerini korurken, 6 Şubat sabahı tüm gündem değişti. Yer yerinden oynadı. Türkiye'nin 10 ili depremde yerle bir oldu. On binlerce insan hayatını kaybetti, bir o kadarı da enkaz altında kurtarılmayı bekledi. Ve Sinan Ateş gündemi yarıda kaldı. Ülkenin yerinden oynadığı gün, Ateş'in tetikçisi de Yunanistan'a kaçarken yakalandı. Ama artık gündem başkaydı. Ülke enkazı üzerinden kaldırırken, Cumhurbaşkanlığı seçimleri, Altılı Masa kargaşası ve Altılı Masa'nın adayı...

ÜLKÜ OCAKLARI YİNE GÜNDEMDE

Tüm bu gündemler 2023'ü yılını esir alırken, yılın son aylarında Ateş soruşturması tekrar gündeme geldi. soruşturmayı yürüten Başsavcı vekili ve Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Akça'ya yönelik hakaret ve iftira içerikli paylaşımlar yapan Orhun Haber isimli sosyal medya hesaplarını yöneten Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Mert Kerim Ejder ile kardeşi Servet Ejder gözaltına alındı. Bu gözaltı ile Ülkü Ocakları Genel Merkezi'nin adı bir kez daha gündeme geldi.

CİNAYET YAZIŞMALARI DEŞİFRE EDİLDİ

T24'te Asuman Aranca'nın yılın son günlerinde yaptığı haber ise herkesin bildiği sırrı gün yüzüne çıkarttı. Soruşturmada yer alan ve şüphelilerin telefon yazışmalarının deşifre edildiği rapora göre, Ateş cinayetten dokuz ay öncesinden başlanarak adım adım takip edilmeye başlanmış. Demirbaş, Ankara Emniyeti Cinayet Büro'da görevli olan ve bir dönem Ateş dosyasına da bakan komiser M.E.A'dan Ateş'in adres ve konum bilgilerini istemiş. Eski MİT görevlisi Çağlar Zorlu'dan da benzer bir talepte bulunulmuş. Bunun üzerine S.Y. adlı kişi de Ateş'in eşi Ayşe Ateş'e ait Ankara Yenimahalle'deki ev adresini Demirbaş'a göndermiş. Ayrıca şüphelilerin cinayetten çok önce, olay yerine çok defa gelip keşif yaptıkları da haberin detaylarında yer alıyordu.

ATEŞ'İN ADRESİNİ YILDIRIM İSTEMİŞ

Yine Aranca'nın haberine göre, raporda yer verilen yazışmalarda Demirbaş, soruşturma kapsamında tutuklanan cinayet büroda görevli Komiser M.E.A.'ya, Ahmet Yıldırım'ı kastederek "Amirim bizim GB (Genel Başkan) istedi de, 0505 …. telefon numarası, adres lazım bize sana zahmet olmazsa" şeklinde mesaj gönderdi. Savcılık dosyasına giren bu yazışmalar ile cinayetin Ülkü Ocakları Genel Merkezi tarafından organize edildiği yönündeki iddialar da güçlenmeye başladı.

ŞU ANA KADAR KAÇ KİŞİ TUTUKLANDI? İDDİANAME NE ZAMAN HAZIRLANACAK?

30 Aralık 2022'de başlatılan soruşturma kapsamında şu ana kadar polis, eski MİT görevlisi, Ülkü Ocakları yöneticileri olmak üzere toplam 22 kişi tutuklandı. Önümüzdeki günlerde bu tutuklu sayısının artması da bekleniyor. Soruşturma büyük oranda tamamlansa da son deliller ile dosyaya isimleri giren Ahmet Yiğit Yıldıım ve Ömer Şanlı gibi isimlerin de olduğu diğer şüphelilerin akibeti bilinmiyor. Ancak bu isimler ile ilgili bir tasarrufun ise Cumhur'da krize yol açılmaması için en erken 31 Mart seçimleri sonrasına bırakılması bekleniyor.

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER