BIST 100 9.660 DOLAR 34,61 EURO 36,32 ALTIN 2.928,29
7° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

SHP'den CHP'ye 'Kürt Sorunu' raporları

SHP'den CHP'ye 'Kürt Sorunu' raporları

Kürt sorununun çözümü hakkında SHP ve CHP döneminde iki rapor hazırlandı. Her iki raporda da insan hakları temelli önerilere yer verilirken, çözüm adresi olarak TBMM gösterilmişti.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçen günlerde “Kürt sorunu”na ilişkin çağrı yaparak TBMM’yi adres gösterdi. 1989 yılında SHP “Doğu ve Güneydoğu Sorunlarına Bakış ve Çözüm Önerileri” başlıklı raporla çözüm önerileri ortaya koymuş, 2015 yılında ise CHP “22 Soru 22 Cevap” başlıklı kitapçıkla “Kürt sorunu”na çözüm önerileri getirmişti. Kılıçdaroğlu, geçen yıl düzenlenen 37. Olağan Kurultay’da ise “2. Yüzyıla Çağrı Beyannamesi”nde başta “Kürt sorunu” olmak üzere tüm toplumsal sorunlara çözüm arayacaklarını açıklamıştı. CHP’nin sahiplendiği her iki raporda da parlamento içinde insan hakları temelli önerilere yer verilirken, 1989 ve 2015 çalışma raporlarında yer alan bazı başlık ve çözüm önerilerini Cumhuriyet'ten İlayda Kaya derledi.

SHP PM’DEN GEÇMİŞTİ

1989/1990 SHP PM’den geçen raporda yer alan başlıklar ve öneriler arasında özetle şu ifadelere yer veriliyordu:

EKONOMİ

Bölgenin ekonomik ve toplumsal geriliğini gidermeye yönelik politikalar devlet eliyle ve tüm siyasal, sosyal ve ekonomik kesimlerin katılımını sağlayacak bir şekilde hızla uygulanarak, Doğu-Güneydoğu Bölgesi için özel olarak “Bölgesel Kalkınma Planı”nın hayata geçirilmesi öngörülüyordu. Plan kapsamında kısa, orta ve uzun dönemli hedeflerin açık bir şekilde belirlenmesi ve bu planların yalnız özel sektöre dönük teşviklerle sınırlı kalmayarak devletin bölge ekonomisinde yerini almasını sağlayacak bir yaklaşımla yürütülmesi öneriliyordu. Ekonominin gelişmesi için bölgenin farklı yerlerinde çimento fabrikası, dokuma sanayii gibi ekonomik çekim merkezlerinin oluşturulması ve buralarda bölgede yaşayan yurttaşların istihdam edilerek işsizlik sorunun çözümünün yanı sıra bölgesel göçün önüne de geçilmesi planlanıyordu. Yine hazırlanan raporda GAP’tan azami yarar elde edilecek şekilde eşgüdüm sağlanması planlanırken, bölgedeki su ve toprak kaynaklarının tarımsal ve sanayi kullanımına dönük planlamaya da öncelik verilmesi hedefleniyordu.

TERÖR

Teröre karşı soğukkanlı, kendine ve halka güvenen bir anlayışla yaklaşılıp terör eylemlerini etkisiz kılmak için bölge halkına sahip çıkılması isteniyordu. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da süren terör örgütlerinin eylemlerine karşı güvenliğin yoğun bir şekilde oluşturularak bir otoriteye bağlanması, güvenlik örgütlerinde görev alan kadroların ise profosyenel elemanlardan oluşturulması öneriliyordu. Ayrıca, güvenliğin sağlanması yönünde bir plan oluşturularak gelişen tekniklerden yararlanılması isteniyordu. Bölgede yaşayan yurttaşların da şikâyetine yolaçan sorgulama gibi ilgili yöntemlere yeni bir anlayışın getirilmesi ve Türkiye ölçeğinde yeni bir reform paketi hazırlanması öneriliyordu. Bu çerçevede; gözaltı süresi, gözaltı ile birlikte avukat bulundurma, avukat gözetiminde sorgulama ve tutukevi koşullarının iyileştirilmesi ile ilgili düzenlemeler demokratik bir anlayışla ele alınarak, kötü muameleye karşı caydırıcı düzenlemeler yapılması yönünde çağrı yapılıyordu.

ANADİL

Kürt kimliğini kabul eden yurttaşlara, hayatın her alanında istedikleri gibi ve özgürce belirtme hakkına sahip olmaları olanağı sağlayarak, anadil yasağı ile ilgili her türlü yasal düzenlemenin yürürlükten kaldırılması ve yurttaşların anadillerinde serbestçe konuşabilmeleri, yazabilmelerinin sağlanması öneriliyordu.

‘ANAYASAL ADIM ATILMALI’

CHP’nin 2015 yılında “22 Soru 22 Cevap” başlığıyla adıyla kitapçıkta yer alan başlıklar ve çözüm önerileri ise şöyle ifade ediliyordu:

TERÖR

Kürt sorununun çözümünde silahın bir yöntem olmaktan çıkması, silahların bir daha asla gündeme gelmemesi açısından çalışmalar yürütülmesi yönünde çağrı yapılarak PKK’nin silahsızlanması yönünde çalışmalar yapılması öneriliyordu. Örgüt üyelerinin silah bıraktıktan sonra toplumsal yaşama yeniden katılabilmeleri için gerekli yasal ve idari düzenlemelerin yapılması talep ediliyor, TBMM zemininde kurulacak “Toplumsal Mutabakat Komisyonu” gözetiminde çalışacak “Ortak Akıl Heyeti”yle de PKK’nin silahsızlanma sürecinin takip edilmesi isteniyordu. Kürt sorununa karşın çözümün askeri değil, siyasi yöntemlerle aranması istenerek, sorununun anayasal boyutlarının çözülmesi için somut model önerilmesi kaydediliyor. CHP bu kapsamda, seçim barajının yüzde 3’e düşürülmesi, siyasetteki dil yasaklarının tamamen sona erdirilmesi, geçmişte yaşanan acı ve travmaları hatırlatan isimleri taşıyan meydan ve yol gibi isimlerin değiştirilmesi, adları değiştirilen köy, bucak, ilçe ve diğer yerleşim yerleriyle coğrafi yerlerin eski ve yeni adlarıyla birlikte kullanılması, 21 Mart’ın “Nevruz Bayramı” olarak tatil ilan edilmesi ve eski Diyarbakır Cezaevi’nin “İnsan Hakları ve Demokrasi Müzesi”ne dönüştürülmesi gibi verilen 27 kanun teklifini örnek olarak göstermişti. AKP’nin İmralı ile yaptığı görüşmenin çözümü zorlaştırdığı ve bu doğrultuda çözümün Meclis’te sağlanmasını önermişti.

ANAYASA

Kürt sorununa karşı yasal değişiklikler yerine gereken anayasal adımlar atılması hedefleniyordu. Bu kapsamda kurulacak olan “Toplumsal Mutabakat Komisyonu”nun tüm siyasi partilerin katılımıyla gerçekleşmesi ve sorunun tüm boyutlarıyla çözümü için temel mutabakat zemininin oluşturularak, hükümetin düşünce ve önerilerinin alınması öneriliyordu. Ayrıca devletin ilgili kurum ve kuruluşlarının da görüşleri alınarak komisyona iletilmesi isteniyordu. Komisyonun hazırladığı raporun TBMM Genel Kurulu’na iletilmesi önerilirken, TBMM’de temsil edilmeyen kesimlerin de “Ortak Akıl Heyetine” danışması, ardından “Toplumsal Mutabakat Komisyonu”na bildirilmesi ifade ediliyordu.

ANADİL

Yurttaşların, ortak dil olan Türkçenin yanı sıra anadilini öğrenmesi, kullanması konusundaki tüm engellerin kaldırılması yönünde adımlar atılması isteniyordu. Anadilin, eğitim çerçevesinin hiçbir politik önyargı olmaksızın, çocuğun yüksek yararı gözetilerek pedagojik değerlendirmeler ışığında çizilmesi öneriliyordu.

İNSAN HAKLARI

CHP, Uludere’de 34 sivilin savaş uçakları tarafından vurulması sonucu yaşamını yitirmesi gibi örnekleri vererek, suç işleyenlerin yargı önüne çıkarılması için adım atılmasını hedefliyordu. Hasta tutukluların cezaevinden salınması ve gerekli tedaviyi görmeleri yönünde de çağrı yapıyordu.

'ÇÖZÜM ADRESİ TBMM’DİR'

SHP’nin “Doğu ve Güneydoğu Sorunlarına Bakış ve Çözüm Önerileri” isimli raporunu hazırlayan isimlerden eski SHP ve CHP Milletvekili Eşref Erdem, Kılıçdaroğlu’nun çıkışına yönelik özetle şunları söyledi:

Kürt sorunu derinlerden ve 40 yıldan fazladır gündeme gelen bir sorun. 1989’da SHP’nin parti meclisinin görevlendirilmesiyle bir rapor hazırladık ve o dönem çok ses getirdi. Ülkemizde yüzde 20’lerde bir nüfusun, geniş bir bölgede konuştuğu dilin, özellikle eğitimde kullanılması yönünde bir talebi var. Dünyada ‘anadilde eğitim temel haktır’ kategorisi kabul görüyor. Bence buna olumlu yönden bakmak ve tartışmak gerekiyor. Sorunu ne kadar hızlı çözer ve erken bir uzlaşmaya varırsak ülke adına doğru bir adım atmış oluruz. Sorunlara, içinden geçilmekte olan konjonktürde çözüm getirilmediği takdirde, ilerleyen zamanda alınması gereken önlemler artık önlem olmaktan çıkmaktadır. Kürt meselesi demokratik olarak çözülmek zorundadır. Anadilde eğitim, temel hak ve özgürlükler, demokrasi gibi konularda açık olmak gerekir. Kılıçdaroğlu’nun Kürt sorununun çözümünü Meclis olarak görmesi değerlidir. Bir siyasi partinin muhatap olarak alınması, değerlendirilmesi ve çözüm odaklı bir niyetin ortaya atılması olumludur. Umarım Türkiye’yi yakan bu soruna mutabakatla bir çözüm bulunur. Bir milletvekili İmralı’yı adres gösterdi ama önemli olan HDP’nin tavrıdır. Tüzel kişilikten uzak olarak HDP bu konuda TBMM’yi adres göstermeli. Çözüm adresi TBMM’dir