Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Serkan Kurtuluş Türkiye’ye iade ediliyor: Ahmet Kurtuluş suikastının düğümü çözülecek mi?

İzmir'de görülen FETÖ Borsası davasının kilit isimlerinden organize suç örgütü lideri Serkan Kurtuluş, Arjantin'de yakalandı. Kurtuluş, AKP'li Ahmet Kurtuluş'un öldürüldüğü suikastın faillerinden biri olmakla suçlanıyor. Ahmet Kurtuluş’un avukatı Özgür Senger, Serkan Kurtuluş'un yakalanmasının ardından yeniden gündeme gelen iddialara ilişkin KRT TV muhabiri Sultan Eylem Keleş'in sorularını yanıtladı.

SULTAN EYLEM KELEŞ / KRT TV

Anadolu Ajansı organize suç örgütü lideri Serkan Kurtuluş ve Lider Camgöz’ün Arjantin’den Türkiye’ye iade edileceğini duyurdu.


Serkan Kurtuluş (solda) ve Lider Camgöz (sağda).

Serkan Kurtuluş, İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen “FETÖ Borsası” davasının kilit ismi olarak öne çıkıyor. Kurtuluş'un ismi; FETÖ Borsası’nın yanı sıra Suriye’de Rus uçağının düşürülmesi ve Rus pilotlarının öldürülmesi, silah kaçakçılığı, Suriye’deki savaş suçları, Eski AKP İzmir İl Başkan Yardımcısı Ahmet Kurtuluş’un öldürülmesi, Amerikalı Rahip Brunson’a suikast iddialarıyla gündeme gelmişti.


Ahmet Kurtuluş.

Kurtuluş, hakkındaki suçlarla ilgili aralarında AKP Genel Başkanvekili Binali Yıldırım ve Eski AKP Genel Başkan Yardımcısı, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Nükhet Hotar’ın da bulunduğu çok sayıda AKP’linin, bürokratın, siyasetçinin ismini verdi. Kurtuluş, yurt dışındayken öne sürdüğü iddialarla “elinde bilgi ve belgelerin olduğunu” söyleyen Kurtuluş'un Türkiye'ye iade edildiği takdirde konuşup konuşmayacağı ise merak konusu oldu.


Nükhet Hotar ve Ahmet Kurtuluş.

Evinde suikasta kurban giden FETÖ Borsası sanığı Eski AKP İzmir İl Başkan Yardımcısı Ahmet Kurtuluş’un avukatı Özgür Senger, Serkan Kurtuluş'un söz konusu iddialara ilişkin açıklamada bulunması ihtimaline ilişkin “İzmir’de belli bir dönem aydınlanacak” değerlendirmesinde bulundu. KRT TV muhabiri Sultan Eylem Keleş; Kurtuluş’un iade edilme sürecini, adının karıştığı suçları ve çok daha fazlasını Senger ile konuştu.


Özgür Sencer

Sutan Eylem Keleş'in Özgür Senger ile gerçekleştirdiği röportaj şu şekilde:

Serkan Kurtuluş’un Arjantin’den Türkiye’ye iade edileceği haberleri görmüşsünüzdür.

Evet, hafta sonu güzel bir haber geldi. Bizim davalarda yakalaması olduğu için gelip dinlenecek, onun konuşması da aslında bizim için önemli. Çünkü Ahmet Kurtuluş cinayetinde kritik pozisyonda bir isim. Umarım gelecek.

'İFADELERİ İZMİR'DE BELLİ BİR DÖNEMİ AYDINLATACAK'

İade süreciyle ilgili “siyasi iltica” başvurusunda bulunduğu ve süreç tamamlanmadığı için iade edilemeyeceği yönünde bilgiler de var…

Katıldığı muhtelif internet yayınlarından biliyorum, siyasi iltica başvurusunda bulunmuş ve o mahkemesi devam ediyordu. Normalde iade süreçleri bu kadar uzun sürmüyor. Böyle birçok farklı suçtan yargılanan kişilerin iade süreçleri yakalandıktan sonra 1-2 ay içerisinde tamamlanıyor. Ama Serkan Kurtuluş’unki uzun sürdü. Tabii burada ne kadarı devletin rahat davranmasından kaynaklı, ne kadarı uluslararası bir durumla alakalı, onu bilemiyoruz. (Yakalanalı) Çok uzun bir süre oldu, yaklaşık 2 sene oldu. Bizim açımızdan da bu sürecin yavaşlığı soru işaretleri yaratıyor. Tabii buraya gelmesi her halükarda hayırlı bir durum. Çünkü alelade bir mafya babası değil. Siyasi bir arka planı da olan, şehrin ortasında kalaşnikoflarla gezmiş adamlar bunlar. O rahatlığı bunlara veren birileri var. Suriye’deki Rus uçağının düşürülmesine kadar ciddi eylemlerin içinde bulunmuş vatandaşlar bunlar, FETÖ Borsası’nın içinde bulunmuş kişiler. Hem mafya babasısın, hem Suriye’de Rus uçağının düşürülmesi eyleminin içerisinde oluyorsun, hem İzmir’de FETÖ Borsası’nın içerisinde oluyorsun, hem İzmir’de ünlü bir siyasetçiyi çocuğunun önünde öldürtecek bir örgütlenmeye sahip oluyorsun. Yani bunların hepsi tartışılması, konuşulması gereken şeyler. Onun ifadelerinin İzmir’de özellikle belli bir dönemi aydınlatacağını düşünüyorum.

'İADE EDİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM'

Yani iade edilmesine yönelik beklentiniz yüksek, doğru mu anladım?

Ben iade edileceğini düşünüyorum, zaten uzun süredir biz iade edileceğini düşünüyorduk çünkü internet yayınlarındaki ifadelerinin bir kısmının köpürtme, bir kısmının da gerçek dışı hikayeler olduğunu düşünüyoruz. Yani sadece kendini kurtarma maksadıyla bu beyanları verdiğini düşünüyoruz. Tabii ki devlet içerişinden kendisine yardımcı olan muhtelif kişiler olduğunu hatta bunların bir örgütlenme olarak hareket ettiğini düşünüyoruz ama bir yandan da bu karar zaten gecikmiş bir karar. Çünkü siz neticede adam öldürüyorsunuz, gasp yapıyorsunuz, insanların mekanlarını tarıyorsunuz, suç işlemek için örgüt kuruyorsunuz. Sizin siyasi bir tarafınız olsa da olmasa da neticede bu yapılan şeyler, dünyanın her tarafında adi eylemlerdir, adi eylem olarak ifade edilir. Yaptıklarınızın siyasi ve politik bir tarafı yok neticede. Çıkar için insan öldürmek, çıkar için mekan taramanın dünyanın hiçbir yerinde savunulacak ya da iltica verilecek bir tarafı olmaz. Hukuken de baktığımızda siz hangi eylemi hangi politik saikle yaparsanız yapın yaptığınız eylem netice itibarıyla suçtur. Bu bağlamda, iltica talebinin kabul görmesi zaten çok olası değildi. Bu nedenle Türkiye’ye getirileceğini düşünüyorum, ben çok daha geleceğini düşünüyordum ama süreç nedense bu şekilde uzadı.

Ahmet Kurtuluş’un ailesi nasıl karşıladı iade kararını?

Gülçin Hanım (Ahmet Kurtuluş’un eşi) çok sevinçli tabii bu durumdan dolayı. “Yeni yıl yüzümüze güler inşallah” dedi.

'KATİLİ BULAN KİM, KATİLİ BU ŞEKİLDE EĞİTTİREN KİM?'

Serkan Kurtuluş’un katıldığı yayınları siz de takip etmişsiniz. Yurt dışındayken Ahmet Kurtuluş cinayeti de dahil olmak üzere pek çok konu hakkında önemli iddialar ortaya atmıştı. Bu iddialar hakkında ne düşünüyorsunuz, daha önce bunları yargıya sundunuz mu? Sizce iade edildiğinde de konuşacak mı ve beyanları Ahmet Kurtuluş cinayetinin aydınlanmasını sağlayacak mı?

Ahmet Kurtuluş cinayetinin faillerinden bir tanesi zaten. Esas kişiyi cinayet mahalline yönlendiren, İzmir’de kalacağı yeri ayarlayan, silahı temin ettiren vs. bizatihi kendisi. Cinayet eylemini gerçekleştiren, cinayeti işleyen kişi Erzurumlu bir berber (Yener Toğa). Onu Serkan Kurtuluş’un bulması tabii çok olası ve mümkün değil. Orada bu kişiyi bulan kişinin Mafer Keleş isimli ülkücü camianın içerisinde tanınan, bilinen kişi olduğu mahkeme kararıyla sabitlendi. Mafer Keleş, bu cinayete yardım eyleminden dolayı 16 yıl hapis cezası aldı. Karar istinaftan onandı, şu anda Yargıtay’da. Mafer Keleş’in kendisi de cezaevinde şu anda. Cinayeti işleyen kişiyi Erzurum’dan bulup gönderen Serkan Kurtuluş değil, o kişiyi İzmir’e kadar parasını verip gönderen kişi de değil ve cinayeti profesyonelce işlemek için araştırmayı yapan da Serkan Kurtuluş’un kendisi değil. Katil bulunmuş, Serkan Kurtuluş’a gönderilmiş, zamanı, mekanı ayarlanmış; Serkan Kurtuluş’un önüne pas atılmış. Serkan Kurtuluş’a denilmiş ki “Burada cinayet işlenecek, bunu da sen yöneteceksin”. Bizim cinayet eyleminin ilk gününden beri tartıştığımız konu; bu yemeği kim hazırlayıp Serkan Kurtuluş’un önüne koydu? Katili bulan kim, katili bu şekilde eğittiren kim, Ahmet Kurtuluş’un üzerine saldırttıran kim, oradaki zamanlamayı ayarlatan kim? Katil eylemi yaptıktan sonra 2 gün daha İzmir’de kalıyor, “Sen İzmir’de kalacaksın” diye ona talimat veren kim? Biz bunların hepsini çok merak ediyoruz açıkçası.


Mafer Keleş ve Serkan Kurtuluş.

Serkan Kurtuluş’un bu konuda iddiaları var; Nükhet Hotar’ı işaret ediyor ama…

O iddiaların gerçekliğine bakmak lazım. Belgesi var mı, delili var mı, kanıtı var mı ona bakmak lazım. Neticede bu katili bulan adamın kim olduğu sabit. Aralarında bu cinayetin işlenmesi hususunda faille bu olay ilişkisi açısından bir kanıt koyarsa biz tabii ki bu işin sonuna kadar götürülüp işin ucunda kim varsa onun yargılanmasını isteriz. Ama tabii ki burada da bir cadı avından yana değiliz kesinlikle. Biz burada her şeyin delilli olduğu kanaatindeyiz. Çünkü siz Erzurum’dan bir berberi kaldırıp buraya gönderiyorsunuz. Onu da Erzurum Tortum’daki bir fırıncı buluyor. Erzurum Tortum’daki bir fırıncının, İzmir’deki bir mafya babasıyla ne alakası, ne işi olur? Ama bir bakıyoruz, bu Erzurum Tortumlu fırıncının ayağına Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı gidiyor, MHP milletvekilleri gidiyor. Bunların hepsi sosyal medya mecralarında fotoğraflarıyla sabit. Yani çok ilginç ilişkiler ağı içerisindeki adamlar, çok ilginç ilişkiler ağı içerisindeki mafya babalarıyla temas içerisinde. İzmir’den Erzurum’a uzanan bir hikaye. Bulunan katiller var. Katiller gidiyor, cinayeti işliyor ve herkesin gözünün önünde, tüm Türkiye’ye kurşun sıkılır gibi bir eylem yapılıyor. Bu “sus cinayeti” resmen, Ahmet Kurtuluş’u susturmak maksadıyla yapılan bir cinayet. Bunun altında tabii herhangi bir mafya hesaplaşmasının falan olmadığı açık. Umarız gelir ve burada doğru düzgün bu eylemi kendisine kimin ihale ettiğini tüm delilleriyle anlatır.

Sizin de dediğiniz gibi bir “sus cinayeti” olarak değerlendiriliyor. Çünkü Ahmet Kurtuluş FETÖ Borsası dosyasında konuştuğu ve konuşacağı ifade ediliyor.

Ben çok söyledim kendisine konuş diye, keşke konuşsaydı.

'FETÖ MENSUBU KİŞİLERİ YARGI MENSUPLARIYLA BULUŞTURAN BİR İLİŞKİLER AĞI'

Peki konuşsaydı, eğer susturulmasaydı ne söyleyecekti Ahmet Kurtuluş?

Şöyle düşünün; FETÖ Borsası dediğiniz nedir? Bir mevcut FETÖ mensuplarının takipsizlik veya beraat kararları edinmesi ya da iş artık o raddeyi geçtiyse etkin pişmanlık müessesinden en iyi şekilde yararlanması. FETÖ Borsası dediğimiz bunların para karşılığında satılması. Beraat kararını kim satabilir? Beraat kararını verecek hakim satabilir, başka kimse satamaz. Çünkü karar onun iki dudağı arasından çıkar. Takipsizlik kararını kim satabilir? O kararı yazacak savcı satabilir. Şimdi bunlara baktığımız zaman, bu failleri yani o FETÖ mensubu kişileri yargı mensuplarıyla buluşturan bir ilişkiler ağı var, örgütsel bir ilişkiler ağı var. Ahmet Kurtuluş da bunun ciddi bir kısmında yer almış bir kişi. İzmir’de neredeyse herkes bu durumu biliyor ve hiç kimse bu duruma bir ses çıkaramıyor çünkü işin bir tarafı adliyeye varıyor. Şimdi, Ahmet Kurtuluş konuşsa ne olacak? Beraat kararlarını kim sattı? Kim sattı bu takipsizlik kararlarını? O hakim sattı, savcı sattı. E buyrun şimdi siz aynı hakim ve savcıdan burada yargılama olur mu, Ahmet Kurtuluş cinayeti aydınlanır mı onu bekliyorsunuz. Ahmet Kurtuluş keşke bunları anlatsaydı ki İzmir Eski Cumhuriyet Başsavcı Vekili Okan Bato hakkında beyanları var. Bu yapının içerisinde yer aldığına ve bu şekilde FETÖ Borsası çevirdiğine dair muhtelif ifadeleri var. Tabii bunlar buzdağının görünen yüzü. Bu yüzün etrafında, bu yüzün dışında çok sayıda kişi olduğunu da düşünüyoruz. Ben gerçekten kendisine söyledim, 2019’un Mart ayında ölüm tehditleri gelmeye başlamıştı Ahmet Kurtuluş’a. Dedim “Açıkla, konuş ve hatta bunu yayınlatalım. Sana zırh olur, bu sana zarar vermez. Konuşursan kimse sana bir şey yapamaz. Ama konuşmazsan sıkıntı yaşarız, konuşmazsan seni konuşmuyor diye çantada keklik olarak görüp seninle ilgili sıkıntı yaratırlar bu adamlar, bu yüzden konuş” dedik. Dinletemedik ama keşke konuşsaydı. Ama konuşmaya yakındı, belli ifadeleri vardı. Bir kere konuşan, ondan sonra da konuşur. Biz “Bildiklerini anlat, konuş” diye çok dedik, keşke bizi dinleseydi.

'SURİYE'NİN KUZEYİNDE RUS UÇAĞININ DÜŞÜRÜLMESİ EYLEMİNE KARIŞTI'

Siz daha önceki bir röportajınızda Serkan Kurtuluş’la ilgili milli güvenliği ilgilendiren suçlara da bulaştığını söylüyorsunuz. Neyi kastediyorsunuz?

Rus uçağının düşürülmesi eylemi. Şimdi bakınız 2015 yılında Alparslan Çelik ile birlikte -ki kendisi Suriye’nin ÖSO komutanlarından bir tanesi- İzmir’de gayri meşru iş tutuyorlar. İzmir’in göbeğinde, güpegündüz araçların bagajından bir sürü kalaşnikof, tabanca falan filan çıktı. Bu adamlara o kadar komik cezalar verildi ki… Yurt dışı yasakları kaldırıldı ki gitsinler Suriye’de “cihat” yapmaya devam etsinler diye. Yani bu kişilerle beraber Serkan Kurtuluş Suriye’nin kuzeyinde Rus uçağının düşürülmesi eylemine karıştı. Şimdi bu milli güvenlik meselesi değil midir? İzmir’den bir mafya babasının Suriye’de Rus uçağının düşürülmesi eylemiyle nasıl bir temas kurabilirsiniz? Sonra Arjantin’de Amerikan makamlarına sesleniyor, “Bana Brunson’u bana öldürtmeye kalktılar” diyor. Neden? İltica alabilmek için. Yani bu adamlarla devletin bir kesimi ilişkiye, iletişime girmiş, o belli. O açıdan diyoruz; devletin o kesimi de milli güvenliğe aykırı şeyler yapıyor, o işi yapan kamu görevlisi varsa o kişiler de bizce Serkan Kurtuluş kadar tehlikelidir.


Alaattin Çakıcı ve Serkan Kurtuluş.

'ADALETİN KARŞISINA ÇIKSIN'

Sizin müvekkiliniz Ahmet Kurtuluş’un da Suriye Türkmen Dağı’ndaki bu çetelere maddi yardımda bulunduğu, onlara destek verdiği söyleniyor.

İfadelerinde var, doğrudur. Serkan Kurtuluş’un kendisine bu sebeple geldiği, AKP il başkan yardımcısı görevindeyken kendisinden bu konuda yardım istediği etkin pişmanlık ifadelerinde var. Doğrudan parti olarak destek vermediğini ama belli kişilere, yardım için yönlendirdiğini söylüyor.

Ne kadar bir maddi yardımdan bahsediyorsunuz, biliniyor mu?

Miktarları hiç söylemedi, neticede böyle şeyler banka üzerinden de yapılacak şeyler de değildir muhtemelen. İfadesinde de vermedi. Kendisi yalnızca sadece belli bir miktar yardımda bulunduğunu söyledi.

Son olarak ne söylemek istersiniz?

Gelsin, adaletin karşısına çıksın. Bizim de soracak sorularımız var kendisine.

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER