Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Ankara 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davada yaptığı savunmada, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde 2015 yılında terörle mücadele kapsamında gerçekleştirilen operasyonlara atıfta bulunarak "Cizre’de bodrum katlarına sıkıştırılan yaklaşık 120 kişinin yakılarak öldürüldüğünü" iddia etti.
Daha önce hakkında tahliye kararı verilen ana davanın Sincan'daki duruşmasında Demirtaş, "Cizre bodrumlarında yaşananları nereye kadar saklayacak bu ülke? Daha onun davaları başlamadı. Cumhurbaşkanı ve başbakana hakaretten dava açtılar benimle ilgili Cizre meselesinde. ‘Çocuk katilisiniz, sivil insanlar bodrumlarda yakıldı’ dediğim için hakaret dosyaları açıldı. Orada daha kapsamlı savunma yapıp Cizre ile ilgili delillerimizi sunacağız. Ama bilin ki aralarında küçük bir grup silahlı kişilerin de olduğu, sayılarını bilemiyorum ama çoğunun silahsız olduğu 120’ye yakın kişi, Cizre’de iki ayrı apartmanın bodrumuna sıkıştırılacak şekilde operasyon alanı daraltıla daraltıla getirildi" dedi.
Tutuklu bulunduğu Edirne Cezaevi'nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılan Demirtaş, "En son hepsini yaktılar orada, yaktılar. Ben gittim gözlerimle sonradan gördüm, küllerini gördüm. DNA’larından bile teşhis edilemediği için kaç kişinin orada katledildiğini bile bilemedik. Geri kalanlar sonra kimsesizler mezarlığına götürüldü, Cizre’de defnedildi" diye ekledi.
O dönem diyalog kurulabilseydi "tek bir insanın burnu kanamadan" bölgedeki hendek ve barikatların kapatılabileceğini savunan Demirtaş, "Ama bu AKP'nin işine gelmiyordu" iddiasında bulundu. HDP'li siyasetçi, "AKP iktidarı katliam yaptı orada, katliam! Katliam yaptı. Cizre'de katliam yaptı. Sivil insanlar öldürüldü. Bebekler, çocuklar öldürüldü. Şimdi bunları söyledim diye 3-4 tane Davutoğlu'na, Başbakan'a hakaret, 4-5 tane de Cumhurbaşkanı’na hakaretten ayrıca yargılanıyorum" dedi.
HDP'nin hendek olayları sırasında "daha güçlü bir siyasi irade" ortaya koyması gerektiğini söyleyerek öz eleştiride de bulunan Demirtaş, "Kimileri beni; hendekleri, barikatı, partimi -ismimi kullanarak- daha çok hendek, barikatı desteklemekle eleştirdi. Kimileri de desteklememekle eleştirdi... 2015’ten beri açıklamalar yapmışım, arkasındayım. Bana göre doğru tutum buydu. Biz o yıkımları durdurabilmeliydik, başarabilmeliydik. Daha güçlü bir siyasi irade ortaya koyabilmeliydik, o yıkımlara izin vermemeliydik, iki tarafı da ikna edebilmeliydik. Burada siyasi sorumluluğumuz var. Dediğim gibi ben halkıma karşı bunun mahcubiyetini duyuyorum ama mahkemenize karşı bunun zerre kadar suç oluşturduğunu düşündüğümden savunma yapmıyorum" dedi.
Ankara 19'uncu Ağır Ceza Mahkemesi, Demirtaş hakkındaki dosyanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) görülmeye başlamasına çok az bir zaman kala oy birliğiyle tahliye kararı vermişti. Ancak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Demirtaş'ın avukatlarının cezaevindeki süreleri hesaba katarak derhal tahliye edilmesi talebine karşılık, ana dava dışındaki başka bir davadan dolayı tutuklanmasını talep etmiş, böylece Demirtaş'ın tahliyesi engellenmişti.
2016 yılında HDP'nin önceki dönem eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın dokunulmazlıkları kaldırılmış, "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak", "terör örgütü üyesi olmak", "silahlı terör örgütüne üye olmak", "örgüt adına suç işlemek" iddialarıyla gözaltına alındıktan sonra tutuklanmıştı. O tarihten beri cezaevinde olan Demirtaş, ana davadaki savunmasına yarınki duruşmada devam edecek.