Cumhuriyet'ten Şevval Aydoğan'ın haberine göre, uzmanlar, bilimsel yöntemlere uyulmamasının ve betonlaşmanın söz konusu tabloya neden olduğunu söyledi.
‘YANLIŞ YERE KURULDU’
Afet Uzmanı Dr. Kubilay Kaptan, çadır kentlerin yönetmeliğe uygun yerlerde kurulmadığının altını çizerek “En baştan çadır kentlerin kuruldukları yer yanlış çünkü bir vadinin dibine, sulak tarım arazisine ya da Şanlıurfa ve Adıyaman’da olduğu gibi dere yatağının kenarına kurdular. Aceleyle buldukları boşluğa çadır kuran bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bu nedenle ortada bir afet yönetiminden ve çadır kurulumundan bahsetmek mümkün değil. Yağmur deprem gibi değil bir hafta önceden yağacağı belliydi. Böyle yerlerde çadır kentlerin yeri tespit edilip daha uygun su basmayacak bir yere taşınmalıydı. Eğer taşınılacak yer yok ise zemin iyileştirme çalıştırmaları yapılmalıydı. Toprak sıkılaştırılıp, üzerine taşlar dökülüp altına borular konulmalıydı. Bunlar çok basit inşaat işleri” dedi.
Enerji ve İklim Uzmanı Önder Algedik, asfalt dökülen alanın yoğunluğunun toprağın suya ulaşmasına engel olduğunu belirterek “Şanlıurfa’da 2012-2021 yıllarında toplam 29 milyon metrekare inşaat bitmiş. Bu kadar betonu, asfalta yüklediğiniz zaman 10 yıl önce sel baskınına dönüşmeyen yağmur bu sene baskına dönüşür” diye konuştu.
Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Dursun Kahraman da Bozkurt da yaşanan sel felaketini hatırlatarak “Sorun yönetmek ve uygulamakta” dedi.