Odatv'de yer alan habere göre; Sayıştay, denetimlerinin sonucunda hazırladığı raporlarla denetlenen kamu idarelerinin gelir, gider ve malları ile ilişkin hesap ve işlemlerinin kanunlara ve diğer hukuki düzenlemelere uygunluğunu tespit etmek, mali rapor ve tablolarının güvenilirliğine ve doğruluğuna ilişkin görüş bildirmek, mali yönetim ve iç kontrol sistemlerini değerlendirmekle sorumludur.
Denetlenen kamu idaresinin yönetimi ise hazırlanmış olan mali rapor ve tabloların doğru ve güvenilir bilgi içerecek şekilde zamanında Sayıştay’a sunulmasından, ister hata isterse yolsuzluktan kaynaklansın bu mali rapor ve tabloların önemli hata veya yanlış beyanlar içermemesinden; kamu idaresinin gelir, gider ve malları ile bunlara ilişkin hesap ve işlemlerinin kanunlara ve diğer hukuki düzenlemelere uygunluğundan; mali tabloların dayanağını oluşturan bilgi ve belgelerin denetime hazır hale getirilmesinden ve sunulmasından sorumludur.
Sağlık Bakanlığı şehir hastanelerinin ihale dokümanı ile yatırım ve işletme dönemine ait sözleşme ve eklerini Sayıştay’dan gizlemiştir.
Sayıştay denetimi sonucunda aşağıda belirtilen hususlarda denetim görüşü oluşturmak üzere yeterli ve uygun denetim kanıtı elde edilmemiştir.
Denetim raporunda ‘’Şehir hastaneleri hakkında Sağlık Bakanlığından yazılı ve şifahi olarak talep edilen bilgi ve belgeler (Şehir hastanelerinin ihale dokümanı ile yatırım ve işletme dönemine ait sözleşme ve ekleri, müşavirlik hizmetleri alımları dâhil) sağlan(a)madığından denetimler, mahallinde temin edilen ödemeye esas belgeler ve ekleri ile sağlık tesisinin yönetilmesi ve işletilmesine esas alınan, ıslak imzalı olmayan dokümana (sözleşme ve ekleri ile diğer belgeler) ve yerinde yapılan tespitlere dayanılarak gerçekleştirilmiştir” denmektedir. Sayıştay’dan sözleşmelerin gizlenmesi uluslararası denetim standartlarının ihlalidir.
Tespit ve değerlendirmelerde yer alan bazı usulsüzlükler;
Muhasebe hilesiyle yapılan usulsüzlüklerle şehir hastanelerine yapılan ödemeler kayıt dışı kalmış, borçlar gizlenmiş, talep garantisi kayıt dışı bırakılmıştır.
Şehir hastanelerinin muhasebe işlemleri tam, doğru ve gerçeğe uygun tutarları göstermemektedir.(Bulgu 1)
a) Yapımı devam eden şehir hastanelerinin taahhüt hesaplarında izlenmemesi,
b) Hizmete giren şehir hastanelerine ait varlık ve yükümlülüklerin kayıt edilmemesi, kira ödemelerinin hatalı muhasebeleştirilmesi ve muhasebe içi envanter işlemlerinin yapılmaması,
c) Şehir hastanelerine ait varlık ve yükümlülüğe ilişkin düzeltme kayıtlarının merkezi yönetim muhasebe yönetmeliğine uygun yapılmaması,
d) Şehir hastaneleri sözleşmelerinde görevli şirkete verilmesi öngörülen garanti tutarların muhasebeleştirilip raporlanmaması;
Muhasebeleştirilmediği belirtilen hususlar, sadece şehir hastanelerinin taşınır ve taşınmazları ile sınırlı olmayıp, şehir hastanelerinin varlıkları, kira bedeli ödemeleri gibi tüm yükümlülükleri, şirketlere taahhüt edilen garanti tutarlarının tümünü kapsamaktadır.
Sağlık Bakanlığı açıkça yasaya aykırı işlemle şirketlerin borçlarını üstlendi.
Şehir hastaneleri sözleşmelerinin eklerinde yer alan hükümlerden, görevli şirketlerin, bu projeler nedeniyle finansman sağlayıcılarına ödemekle yükümlü oldukları anapara, faiz ve benzeri giderler için idare tarafından, yetkisi olmadığı halde, üstlenim taahhüdünde bulunulduğu ve bu işlemin mali tablolara yansıtılmadığı görülmüştür. (Bulgu 2)
Şirketlerin ödemesi gereken Damga Vergisini de Sağlık Bakanlığı ödedi.
“Kullanım Bedeli” ve “Hizmet Ödemeleri”ne ilişkin olarak görevli şirket tarafından ödenmesi gereken damga vergisi tutarının, idare tarafından ödenmesi sonucunu doğuracak şekilde, görevli şirkete yapılan ödemeden kesilmesi yerine eklendiği görülmüştür.(Bulgu 17)
Olmayan birime garanti ödemeleri yapıldı.
Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanesinde, tüp bebek birimi bulunmaması ve hizmet alınmamasına rağmen bu sağlık hizmetleri için laboratuvar hizmetleri altında belirlenen garanti miktar ve tutarları üzerinden ödemelerin yapıldığı görülmüştür.(Bulgu 15)
Aynı hizmet için her şehir hastanesinde birbirinden farklı fiyat verildi.
Miktara bağlı hizmetlerin temininde, hizmet ödemeleri kapsamında miktara bağlı olarak birim fiyat üzerinden ödemesi gerçekleştirilen atık, sterilizasyon, çamaşırhane, yemek ve görüntüleme hizmetlerinin temin ve hizmet ödemelerine ilişkin alt kalemlerin belirlenmesinde, sınıf ve çeşit açısından belirlenmiş bir standardın bulunmadığı ve buna bağlı olarak ödeme kalemlerinin farklılaştığı görülmüştür.(Bulgu 18)
En düşük birim fiyatlar ile en yüksek birim fiyatlar arasında %1849’a kadar farklar olduğu görülmektedir.
Şehir Hastanelerine ait sözleşmelerin tadillerinin yetkili makamlar tarafından usulüne uygun yapıldığına ilişkin güvence elde edilememiştir.
Sözleşmelerin tadil edildiği yapılan denetimlerde anlaşılmış olup, istenen ihale dokümanının Sayıştaya verilmemesi nedeniyle sözleşme tadilatları ile bu tadilatlara ilişkin sürecin sözleşme ve eklerine uygun yapılıp yapılmadığına yönelik tespitin mümkün olmadığı görülmüştür.(Bulgu 7)
İnşa edilen şehir hastanelerinin hasar görmesi halinde, sigorta geliri yenilemeye değil şirkete verilecek.
Sağlık tesisinin büyük bir hasar görmesi ve şirketin mali gücünün tesisi yeniden inşa etmeye ve kalan kredi ödemelerini yapmaya yetmemesi halinde, hasar nedeniyle sigorta sözleşmeleri dolayısıyla elde edilecek gelirin, kredi sağlayanlara aktarılmasını öngörmektedir.(Bulgu 8)
Şirketler eksik, kullanışsız, kalitesiz tıbbi cihazları şehir hastanelerine teslim etmiştir.
Şehir hastaneleri sözleşme ve eklerinde belirlenen cins ve sayıda tıbbi cihaz ve ekipmanların sağlık tesisinde bulunmaması.
Şehir hastanesi sözleşme kapsamında şirket tarafından sağlık tesisi ile birlikte teslim edilecek olan tıbbi cihaz ve demirbaşlardan bir kısmının (özellikle tüp bebek ve lazerle göz ameliyatına ilişkin cihazların) denetimler sırasında gerçekleştirilen fiili sayımlarda sağlık tesislerinde bulunmadığı tespit edilmiştir. (Bulgu 14)
Yapılan incelemede, şehir hastanelerindeki tıbbi cihazların hem nitelik hem nicelik yönünden yeterli olmaması nedeniyle kapanan hastanelerden çok sayıda tıbbi cihazın şehir hastanelerine getirildiği görülmüştür. Bununla birlikte, görevli şirket tarafından tedarik edilen bazı tıbbi cihazların kullanılamadığına dair doktorlarca düzenlenen tutanaklar bulunmaktadır.
Yabancı yatırımcılar Türk yargısına güvenmiyor.
Sözleşmenin uygulanması sırasında taraflar arasında doğabilecek hukuki ihtilaflarda ve ihtilafların çözümünde finansörlerden gelen talepler ile Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri yerine Londra Tahkimi görevli ve yetkili olmuştur.
Finansman Sağlayanların Doğrudan Anlaşmasından kaynaklanan veya doğrudan ona ilişkin her türlü ihtilafın tahkim yeri Mersin Şehir Hastanesinde İstanbul, diğer yedi şehir hastanesinde ise Londra olarak belirlenmiştir.
Sağlık Bakanlığı vermiş olduğu cevapta, Şehir hastaneleri projelerinin finansmanın genelde yurtdışı finansörler tarafından finanse edildiği ve hukuki ihtilaflarda tahkim yerinin Türkiye olması hususu yabancı yatırımcılar tarafından Türk yargı sistemindeki çeşitli sorunlar öne sürülerek kabul görmediği ve bu sebeple bazı Proje Sözleşmelerinde bu yönde değişiklikler yapıldığı ifade edilmiştir. (Bulgu 5-b)
Sözleşme hükümlerini ihlal eden, işini yapmayan şirkete Sağlık Bakanlığı tazminat ödeyecek
Şirketin sözleşme hükümlerini ihlal etmesi neticesinde, sözleşmenin feshedilmesi ile şirketin erken fesih sonucunda maruz kalınan her türlü ceza ve masrafın geri ödemesini karşılayacak tutar, idare tarafından tazminat olarak şirkete ödenecektir. İdarenin, şirketin sözleşme hükümlerini ihlal etmesi veya sözleşmeyi haksız fesh etmesi halinde doğan ceza ve masraf gibi giderleri neden ödemek zorunda olduğu anlaşılamamıştır. İdare kendi kusurundan kaynaklanmayan ve dahli olmayan riskleri de üstlenmiş bulunmaktadır.(Bulgu 9)
Kreditörlerin menfaati kamunun menfaatinin önüne geçmiştir.
ü Görevli şirketin menfaatlerinin mahkeme kararı gerektirecek derecede korunmasına karşılık kamunun menfaatleri için böyle bir koruma öngörülmemiştir.
Şehir hastanesi sözleşmelerinde, tarafların sorumluluklarını düzenleyen hükümler uyarınca görevli şirketin sorumluluğuna gidilebilmesi için kesinleşmiş mahkeme kararı gerekirken idarenin sorumluluğuna gidilebilmesi için kesinleşmiş mahkeme kararı aranmamasının hakkaniyet ve kamu yararına aykırı olduğu değerlendirilmektedir.
Görevli şirketin menfaatlerinin mahkeme kararı gerektirecek derecede korunmasına karşılık kamunun menfaatleri için böyle bir koruma öngörülmemesi, tam olarak, kreditörlerin menfaatinin kamunun menfaatinin önüne geçmesidir.(Bulgu 3)
Sağlık Bakanlığı, Sayıştay denetim raporunda yer alan şehir hastaneleri ihale, işletme ve muhasebe ile ilgili yapılan usulsüzlüklere ilişkin kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla aşağıdaki sorulara yanıt vermelidir.
Sağlık Bakanlığı şehir hastanelerinin ihale dokümanı ile yatırım ve işletme dönemine ait sözleşme ve eklerini neden Sayıştay’dan gizlemiştir? Muhasebe hilesiyle yapılan usulsüzlükler ile şehir hastanelerine yapılan ödemeler kayıt dışı kalmış, borçlar gizlenmiş, talep garantisi neden kayıt dışı bırakılmıştır? Neden sözleşmenin uygulanması sırasında taraflar arasında doğabilecek hukuki ihtilaflarda ve ihtilafların çözümünde finansörlerden gelen talepler ile Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri yerine Londra Tahkimi görevli ve yetkili olmuştur? Görevli şirketin menfaatlerinin mahkeme kararı gerektirecek derecede korunmasına karşılık kamunun menfaatleri için neden böyle bir koruma öngörülmemiştir? Sözleşme hükümlerini ihlal eden, işini yapmayan şirkete neden Sağlık Bakanlığı tazminat ödemek durumdadır? Şirketler eksik, kullanışsız, kalitesiz tıbbi cihazları şehir hastanelerine teslim etti. Neden kabul komisyonları tutanak tutmadı, şirketlere yaptırım uygulamadı? Şirketlerin ödemesi gereken damga vergisini neden Sağlık Bakanlığı ödedi? Sağlık Bakanlığı yasaya aykırı işlemle neden şirketlerin borçlarını üstlendi? Hastane zarar gördüğünde sigorta geliri yenilemeye değil neden şirkete verilecek? Olmayan birime garanti ödemeleri neden yapıldı?
Bu sorulara verilecek cevaplar ile şehir hastaneleri için yapılan kamu spotu reklamında belirtilen sevgi, şefkat, güven ve umudun kimlere verildiğini ortaya çıkacak ve yepyeni bir dönemin finansörler için mi yoksa vatandaşlar için mi başladığı görülecektir.