Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Sedat Peker'in iddiasının doğrulanmasının ardından CHP'li Öztrak savcılara böyle seslendi

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Burhan Kuzu'yla ilgili ortaya atılan iddialar hakkında konuştu.

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Burhan Kuzu'yla ilgili ortaya atılan iddialar hakkında konuştu.

Öztrak'ın konuyla ilgili açıklamaları şöyle:

Erdoğan Şahsım Hükümeti’ne güven kalmamıştır. Hafta sonu Sarayın danışmanı müteveffa Burhan Kuzu hakkında, bazı ciddi iddialar yeniden gündeme geldi. Bu iddialar yenilir, yutulur cinsten değil. Bu konu hakkında bazı şahitler de ortaya çıktı. Burhan Kuzu kimin üzerinden kimin aracılığıyla işlerini götürüyormuş.

Burhan Kuzu'nun danışmanı çıktı açıkladı. Bakalım yürekli bir savcı çıkıp da, bu danışmanın ifadesine başvurabilecek mi?

Bu saatten sonra yapılması gereken, yönetimdeki çürümüşlüğe son vermektir. “Yeni kurallarla”, “yeni kurumlarla”, “yeni kadrolarla” ülkenin ufkunu açmaktır.

Bunun için milletin hakemliğine gitmeye ihtiyaç vardır. Bu saatten sonra Erdoğan Şahsım Hükümetinin, millet için yapabileceği tek iyilik budur.

Milletimiz herkesi 3 yıldır izlemiştir. Bu hükümetin notunu zaten vermiştir. Şimdi milleti hayal kırıklığına uğratan Erdoğan Hükümetine tasdiknamesini vermeye sıra gelmiştir.

SİNAN ÇİFTÇİ'DEN OLAY SÖZLER

Sedat Peker'in Twitter'da yeniden gündeme getirdiği İranlı uyuşturucu kaçakçısı Zindaşti ile AK Parti Kurucu Üyesi Burhan Kuzu'nun ilişkisi hakkında Kuzu'nun eski danışmanı Sinan Çiftçi'den de açıklamalar gelmişti.

AK Parti'de milletvekilliği dahil çeşitli görevlerde bulunan ve 1 Kasım 2020'de korona virüsü tedavisi gördüğü hastanede öldüğü açıklanan Kuzu'nun bir dönem danışmanlığını yapan Çiftçi, Bizim TV Yayın Yönetmeni Şaban Sevinç'e yaptığı açıklamalarda devletin üst kademesindeki isimlerin Kuzu ile kirli ilişkiler kurduğunu öne sürdü.

Çiftçi, "Burhan Kuzu, ciddi paralara iş takibi yapardı. En çok Berat Albayrak'ı kullanırdı. Fuat Oktay, Mustafa Şentop'a da çok iş çözdürdü" diye konuştu.

Burhan Kuzu'nun Zindaşti'den aldığı rakamın 100 milyon doları bulduğunu söyleyen Sinan Çiftçi, "Bu olaylar daha da büyümesin diye Zindaşti dosyasını kapatmak için hastanede Burhan Kuzu'nun fişini çektiler diye düşünüyorum" dedi.

Peker, Çiftçi'den nasıl bahsetmişti?

Sedat Peker cumartesi günü yaptığı paylaşımlarda Sinan Çiftçi için isim vermeden şu ifadeleri kulanmıştı:

Bir gün Abbas Güçlü’nün tartışma programına çıktığında orada bir genç ile tanışır. Sosyal medyasının yönetilmesiyle ilgili bu kişiden yardım alır. Aralarındaki dostluk ilişkisi çoğalınca bu şahsı özel işlerinde de görevlendirir.

Ancak bu şahıs biraz cin fikirli birisi olduğu için Burhan Hoca’ya “Oda TV sizin bazı kadınlarla ilişkileriniz konusunda haber yapacak, bana şu kadar para verirseniz ben de onlara vererek bunu engelleyebilirim.” diyerek Burhan Hoca’dan para sızdırmaya başlar.

Burhan Hoca da başka bir gruba gidip bu şahsı Ankara’da evinin önünde biraz korkutarak para söğüşleme işinden kurtulur.

SEDAT PEKER NE DEMİŞTİ?

Sedat Peker yayınladığı bir dizi twitter mesajıyla odağında Burhan Kuzu’nun olduğu bazı olaylarla ilgili tanıklıklarını kamuoyuna anlattı. Peker’in önemli kısmı farklı gazetecilerce ortaya çıkarılmış olan olaylarla ilgili iddialarında “bağlantılı” kişi olarak yer verdiği yine Süleyman Soylu oldu.

Peker mesajlarında önce, Burhan Kuzu’yla ilişkilerinin nasıl başladığını anlattı. Sosyal medyada kendisini hedef alan bir kişiyi dövdürttüğünü ikrar eden Peker, bu olayın ardından avukat Fidel Okan’ın olayın üzerine gittiğini, olayla ilgili polis operasyonunun da başlamasının ardından, operasyonların Okan’ın bir dönem öğrencisi olduğunu öğrendiği Burhan Kuzu’nun talimatıyla yapıldığını öğrendiğini anlattı.

Burhan Kuzu'yla ilişki...

Burhan Kuzu’yla görüşerek operasyonun kapatılmasını sağladığı anlaşılan Peker, anlatımına göre bu olaydan sonra Burhan Kuzu’yla daha yakın ilişkiye geçti.

Peker’in iddiasına göre Burhan Kuzu, kendisinden İskenderun Limanı’nda tutulan yüksek miktarda bir kayıtdışı paranın çıkartılmasında koruma sağlamasını istedi. Para eski İran Cumhurbaşkanı Haşimi Rafsancani’nin bir akrabası olan Roya Abidini’ye aitti.

Burhan Kuzu, Abidini’yle kendisini tanıştıran kişinin Aliye Uzun olduğunu söylüyordu.

Peker, iddiasına göre bu para transferinin gizli tutulamayacağını, Amerikan devletiyle sıkıntı yaşanacağını söyledi ve Kuzu’ya da bu paradan uzak durmasını tavsiye etti.

Zindaşti'den Orhan Üngan'a uzanan macera...

Aliye Uzun’un Burhan Kuzu’yu Zindaşti’yle de tanıştıran kişi olduğunu hatırlatan Peker, Kuzu’dan Zindaşti’ye Türk vatandaşlığı sağlamasının istendiğini, Kuzu’nun konuyla ilgili görüştüğü devlet görevlilerinin ona “bu şahsın tüm dünyada tanınan uyuşturucu baronu olması dolayısıyla mümkün olamayacağını” söylediğini anlattı.

Peker’in Kuzu’yla ilgili bir diğer anlatımıysa, Zindaşti’nin işlettiği bir cinayetle ilgiliydi. Peker’in anlatımına göre Zindaşti kızının ölümüne neden olan Orhan Üngan’ın kardeşi İlhan Üngan’ı ve avukatı Kudbettin Kaya’yı öldürttü. Zindaşti bu olayın ardından yakalanarak tutuklandı. Peker, Burhan Kuzu’nun bu noktada devreye girdiğini, nöbetçi mahkemenin salıverdiği Zindaşti’nin de bir daha bulunamadığını anlattı.

Bu noktada Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz’ın yaptığı haberlerle konunun kamuoyuna mal olduğunu hatırlatan Peker, önemli olduğunu söylediği bir başka iddiayı ortaya attı.

Zindaşti’nin kızının ölümüyle ilgili adı geçen İlhan Üngan’ın kardeşi Orhan Üngan’ın Burhan Kuzu’nun talimatıyla yargılandığını söyleyen Peker, Üngan’ın bu durumla ilgili belgeler toplayarak Kuzu aleyhine davalar açması ve onu sıkıştırması sonrasında kendisinin devreye girdiğini belirtti.

Buna göre Peker, çetesindeki kişilerden Üngan’la “irtibat kurmalarını ancak mümkün olduğunca Peker’in adını geçirmeyerek hem Burhan Kuzu’nun hayatına karşı bir düşmanlık beslememesi yönünde hem de Burhan Hoca’nın aleyhinde açtığı davaları geri çekmesi yönünde ricada” bulunmalarını istedi.

Peker’in anlatımına göre, konu bu şekilde kapatılıp, Üngan’la Kuzu’nun arası sağlandıktan sonra, ikili arasında yeni ilişkiler ve işbirlikleri oluştu.

Peker bu durumu şu sözlerle tarif etti:

“Ancak rahmetli Burhan Hoca bu sefer de Orhan Üngan’la dost olarak onun ricalarını yerine getirmeye başladı (Bu işler böyledir, bir kere suçun parçası oldun mu ve bunun gelirinin tadına vardın mı dışına çıkamazsın.)”

Yine Peker’e göre Burhan Kuzu, 2020 yazında Bolu Başsavcısıyla görüşerek Orhan Üngan’la ilgili bir davanın düşürülmesini sağlamaya çalıştı. Bu konuyu Peker şöyle anlattı:

“Ancak Burhan Kuzu kasım ayında vefat ettiği için bu dosyayı neticeye vardıramamış, dosyanın düşümünü sağlayamamıştır.”

Peker, Burhan Kuzu’nun Orhan Ungan’ın her istediğini yerine getirmeye başladığını söylerken Üngan’la ilgili olaylarda Kuzu’nun devreye girmesine ilişkin iddiasını şöyle destekledi:

“Interpol daire başkanının randevu defterine bakıldığında ve de Burhan Hoca’nın HTS kayıtları incelendiğinde dediklerimin doğruluğu kanıtlanacaktır.”

Peker, Kuzu’yla ilgili büyük bir kısmı kamuoyunun çoktandır bilgisi dahilinde olan bu anlatımlarının ardından Süleyman Soylu ile ilgili suçlamalarına geçti.

Peker, Soylu’nun AKP’ye kendini kabul ettirebilme kaygısıyla “Burhan Kuzu’nun başrolünü oynadığı tüm bu suçlara ve anlatacağı diğer suçlara sessiz kaldığını” öne sürdü.

'Bazı kadınlarla ilişkiniz konusunda...'

Kuzu’nun sosyal medya manüpilasyonları ve “bazı özel işleri” için görevlendirdiği “cin fikirli bir gencin” daha sonra kendisinden para sızdırmaya başladığını anlatan Peker, bu gencin “Oda TV sizin bazı kadınlarla ilişkileriniz konusunda haber yapacak, bana şu kadar para verirseniz ben de onlara vererek bunu engelleyebilirim” diyerek Burhan Kuzu’dan para istediğini söyledi.

Peker bu noktada Kuzu’nun “cin fikirli genci” korkutmaları için başka bir gruba başvurduğunu anlatırken, Kuzu’yu “söğüşleme işinden kurtaran” bu grubun da bu sefer Kuzu’dan bazı işlerini halletmesini istediklerini söyledi.

Peker’in anlatımına göre, andığı çete Kuzu’dan Ziraat Bankası’na yaptıkları bir kredi başvurusu için yardımcı olmasını istedi. Bankayı arayan Kuzu, kredinin neden verilmediğiyle ilgili bilgi veren memureye baskı yaptı ve bölge müdürüne kendisinin de devrede olduğunu bildirmesini söyledi. Peker’in kredi hakkında dolaylı olarak verdiği ölçü 20 – 30 milyon.

Peker’in açıklamasındaki ilginç bir iddiaysa doğrudan Cumhurbaşkanlığı külliyesiyle ilgiliydi. Peker’in söylediğine göre, devlet kurumlarından benzeri istekleri olan AKP’liler, görüştükleri bürokratların isteklerini geri çevirmemesi için telefonlarını Fahrettin Altun’un başkanlık ettiği Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na bağlatıyorlardı.

Peker, Burhan Kuzu’nun da “suç baronlarının isteğiyle” yaptığı bir görüşmeyi bu şekilde gerçekleştirdiğini anlattı. Denizli’de OYAK tesisleri içinde bulunan bir arsayı OYAK’a daha yüksek fiyatla satabilmek için Kuzu’dan yardım istendiğini, onun da 2020 yazında OYAK’ı aradığını söyledi.

Milyoner amca için sağlam raporu...

Peker bunu şu cümlelerle tamamladı:

“Bu görüşmenin yapılıp yapılmadığı Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından çok rahatça çıkarılabilir.Bunlar gibi delilleriyle, tarihleriyle size yüzlerce olay anlatabilirim.”

Peker, Burhan Kuzu’nun devreye girdiği bir başka olayı, Kuzu’nun yazdığı mesajların görüntüleriyle aktardı.

Buna göre Kuzu mesajında “Hocam, Adli Tıp Kurumu’nda tanıdık biri var mı? Milyoner bir amcamız, Pazartesi ordan sağlam raporu alması lazım Gerekli her türlü ödemeyi yapacak” yazıyordu.

Peker, Kuzu’nun araya girmesi ve gerekli ödemenin de yapılmasıyla raporun alındığını belirtti.

Peker'in paylaştığı WhatsApp mesajı

Peker’in son iddiasıysa, Ümitcan Uygun hakkında adli tıp raporunun Burhan Kuzu ve Süleyman Soylu’nun devreye girmeleriyle hazırlandığı şeklinde oldu.

Peker twitter mesajlarında son olarak Fahrettin Altun’a seslendi. Altun’dan “çözüm” isteyen Peker şöyle yazdı:

“Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığını telefonlarını bağlamak için kullanan birçok başdanışmanın ve kurul üyelerinin bu gücü şahsi menfaatleri için kullanıp gayrı yasal işlerini bu şekilde yaptırdıklarını nasıl anlayamıyorsunuz? Eğer ki şu ana kadar anlayamadıysanız delilleriyle ispatlı olan bu paylaşımdan sonra artık öğrendiniz. İnsanları tehdit edeceğinize, süslü sülüye destek mesajları yazacağınıza, neredeyse ülkedeki tüm sistemi işlemez hale getiren, yozlaştıran bu soruna çözüm bulun. Ayrıca ülkemizin ormanları yanıyor. İnsanlarımız ve ormanda yaşayan canlılar ölüyor diye yurtdışından yardım isteme paylaşımı yapanlara soruşturma açan Cumhuriyet savcılarımıza da şunu söylemek isterim. Olayların içinde bulunan bir kişi olarak açıkladığım bunca suça (delilleriyle ispatlı olduğu halde) hiçbir soruşturma açmadığınız için gelecek günlerde en iyi ihtimalle sizlere de görevi ihmalden soruşturma açılacaktır.”

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER