Cumhurbaşkanı Erdoğan sonunda beklenen Suudi Arabistan ziyaretini gerçekleştirdi. Kaşıkçı Davası’nın Suudi Arabistan’a devredilmesi bunun habercisiydi zaten. Ancak ziyaret ilginç bir şekilde gerçekleşti. Çünkü ziyaret öncesi hiçbir resmi açıklama yapılmadı.
Türkiye ziyareti Reuters’tan öğrendi. Anadolu Ajansı bile Cuma günü seyahatin zamanını paylaşamadı. Erdoğan ziyaret öncesi havalimanında bir açıklama yaptı. Sonra Suudi Arabistan’dan bazı fotoğraflar ve videolar geldi. Ancak ortak bir açıklama bile yapılmadı. Ne konuşulduğunu sadece Türkiye tarafından yapılan birkaç resmi açıklamadan takip edebildik.
Geriye Cemal Kaşıkçı cinayetinin “faili” olduğu imasında bulunulan Suudi Arabistan Prens Veliahtı Muhammed Bin Selman ile samimi fotoğraflar kaldı.
Sedat Peker Kendisini Hatırlattı
Ziyaret sırasında sosyal medyada da ilginç bir hareketlilik başladı. Son dönemde birkaç defa kendini hatırlatan Organize Suç Örgütü Lideri Sedat Peker yine seri paylaşımlara ve beğenilere başladı.
Peker doğrudan bir paylaşımda bulunmadı ama birçok paylaşımı “retweet” etti. “Ben hala buradayım” mesajı verdi.
Daha sonra gün içerisinde Twitter’da Deli Çavuş (@delicavus_nth) hesabı iki ayrı paylaşım yaptı. Bu hesap önemli. Çünkü Sedat Peker ile doğrudan ilişkisi olduğu biliniyor. Bu hesap yüzünden KKTC Başbakanı Ersan Saner siyasetten çekildiğini açıklamıştı.
Deli Çavuş önce “Troller hükümetin Suudi Arabistan ziyareti ile ilgili Sedat Peker’in paketlenip Türkiye’ye getirilmesi görüşmelerin bir ayağını oluşturuyor demişler. Sedat Peker'i Türkiye'ye getirmek mümkün de, sonrasında olacak gelişmelerin altından kalkabilmek bazıları için mümkün olacak mı?” dedi.
İkinci Tweet’inde de “Çavuş kardeşlerin atası olan REİS SEDAT PEKER'e sünnet çocuğuna yapılacak muamele ile korku vermeye çalışmak aklı olan insanların işi değildir. Çavuş kardeşler, REİS'imizin emrinde göreve hazır bir şekilde beklemektedir.” paylaşımını yaptı.
Peker’in ifşaat videoları Birleşik Arap Emirlikleri’yle (BAE) ilişkiler düzelirken kesilmişti. Bir iddiaya göre araya Suudi Arabistan okulmuştu. Zaten bu haberlerin çıktığı dönemde önce “darbeci” BAE ile yeniden “kardeş” olduğumuz hatırlandı. Ardından Kaşıkçı Davası’nın Suudi Arabistan’a devredilmesiyle de Erdoğan’ın ziyareti geldi.
Sedat Peker Yeniden “Canlandı”
İktidar yaşananların birbiriyle alakalı olmadığına dair hiçbir açıklama çabasında bile bulunmadı. Bunların temel nedeni seçim öncesi yaşanan ekonomik krizdi tabii ki. Ancak yan konu olarak Sedat Peker meselesi hep basına yansıdı.
İşte ortak açıklamanın bile yapılmadığı, geriye birkaç dakikalık videonun kaldığı bu ziyaret sırasında Sedat Peker yeniden “canlandı”. Deli Çavuş “Reis”ini savundu.
Sedat Peker’in verdiği bir “söz” vardı. “Helalleşme” videosu çekeceğini söylemişti. Doğrudan “Tayyip Abi” diyerek adresi de vermişti. Sonra bunu erteledi. Sonrasında da uzun süreli sessizliği geldi.
https://twitter.com/sedat_peker/status/1400067407805300741
Suudi Arabistan’da Sedat Peker meselesi yeniden gündeme gelmiş olabilir. BAE ile ilişkiler düzelmişken Suudi Arabistan’a yeniden gerek var mı, bilinmez. Ama BAE’nin de Sedat Peker’i bir koz olarak tutmak isteyeceği anlaşılabilir. Sonuçta dış politikada kimse kimseye bir karşılığı olmadan güvenmez.
Sedat Peker Yeniden Konuşur mı?
Ama anlaşılan Sedat Peker bu risklerin farkında. “Tayyip abisi” ile “helalleşme” videosunu yayımlamamış olsa da çoktan çektiğinden şüphesi olan az sayıda insan vardır. Bu yüzden de Erdoğan’ın Suudi Arabistan ziyareti sırasında kendini hatırlatması rastlantı değil.
Ziyaret sırasında Sedat Peker’in basın danışmanı olduğu söylenen Emre Our “Tik tak, tik tak...” paylaşımını yaptı. “Sizler, Sn. Reis Sedat PEKER’i kendiniz gibi zannediyordunuz, en büyük hatanız da bu. Kendisini tanıyan herkes bilir! Söz verdiği zaman sonu her ne olursa olsun sözünü tutar. Söz namustur..” dedi.
Sedat Peker’in oğlu Celal Han Peker, tripod üzerinde duran bir telefon karşısında oturan babasının fotoğrafını paylaştı.
“Beni Rahat Bırakın” Mesajı
Kısacası mesaj netti: “Bana dokunmayın, ben de size dokunmayayım.”
Sonuçta Peker videolarında birçok kez bu duruma dikkat çekmişti: Derdi “Türkiye’yi kurtarmak” değil. Ama hayatta kalmak için kendisinin de parçası olduğu sistemi ifşa etmekten bir yere kadar çekinmiyor. Bunun sınırını da kendisinin ve ailesinin güvenliği belirliyor.
