Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Sedat Peker de gündeme getirmişti: SADAT'tan hakkındaki iddialara ilişkin tazminat davası

SADAT, gazeteci Orhan Gökdemir'in 2016 yılında yayımlanan bir yazısını gerekçe göstererek 'kurumun itibarının zedelendiğini' öne sürerek soL'a tazminat davası açtı. Orhan Gökdemir'in söz konusu yazıda yer verdiği, SADAT'ın Suriye'de cihatçı grupları eğittiği iddiasını Sedat Peker de gündeme getirmişti.

SADAT adlı oluşum, soL yazarı Orhan Gökdemir’in 2016 yılında yayımlanan bir yazısını gerekçe göstererek kurumun itibarının zarar gördüğünü öne sürüp tazminat davası açtı.

Aradan 6 yıl geçtikten sonra açılan dava ve davanın içeriği ise dikkatleri üzerine topladı.

Eski MİT’çi Mehmet Eymür’ün o dönem yaptığı bir konuşma ve SADAT hakkındaki iddialarını köşesine taşıyan Gökdemir, SADAT’ın kurucularının ‘irticai faaliyet’ dolayısıyla ordudan atıldığını, SADAT’ın başkanlık sistemini esas alan bir anayasa hazırladığını dile getirmiş, ilgili kurumun Suriye’ye gönderilen cihatçılarla ilişkisi olduğuna ilişkin Meclis gündemine de gelen iddialara yer vermişti.

Yazıda dikkat çeken detaylardan birisi, 15 Temmuz darbe girişiminden bir ay önce kaleme alınan bu yazıda, SADAT’ın önerdiği TSK modelinin, 15 Temmuz sonrası neredeyse birebir hayata geçmesi oldu.

Bu başlıkları dava konusu yapmasına karşın “Suriye muhalefetinden kendilerine silah temini için başvurulduğunu” söyleyen bizzat Tanrıverdi’ydi.

“Mehdi gelecek, ortamı buna göre hazırlamalıyız” sözleriyle tartışma konusu olan Tanrıverdi, ordudan irticai faaliyet nedeniyle değil, “kadrosuzluktan” atıldığını iddia etmişti. Anayasa hazırlığı ise zaten kurumun kendi açıkladığı bir faaliyetiydi.

Yazıdaki diğer iddialar Mehmet Eymür’ün SADAT’a ilişkin yaptığı açıklamaların aktarımı şeklindeyken, tüm bu tabloya karşın, 6 yıl sonra böyle bir dava açılması dikkat çekti.

Öte yandan yazıda “SADAT hazırlığı” olarak anlatılan her şey aradan geçen zaman içinde gerçekleşti. Milli Güvenlik Kurulu kaldırılmadı ama yapısı bütünüyle değişti. Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı'na bağlandı ve TSK yeniden yapılandırıldı. İç güvenlik İçişleri Bakanlığı’na, dışa karşı savunma da MSB’ye verildi. Jandarma Genel Komutanlığı’nın Genelkurmay’la organik bağı koparıldı. Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nden (MGSB) iç tehdit değerlendirmeleri kaldırıldı. YAŞ’ın yapısı değiştirildi ve bütün kararları yargıya açık hale getirildi. Askeri yüksek yargı kaldırıldı, askeri hâkimler üniformasız oldu. Bütün bunlar yazıda “SADAT Planı” olarak ele alınıyordu.

Öte yandan Mehmet Eymür’ün verdiği, SADAT’ın yeni bir anayasa taslağı hazırlayarak hem laik cumhuriyeti hem de TSK’yı tasfiye etmeye hazırladığı bilgisi doğrulandı. Bu iddialar hem basında hem Meclis’te tartışıldı.

Suriye’de cihatçıları eğittiği iddiası da onlarca kez yazıldı, tartışıldı. Sedat Peker de bunu doğruladı ve bu işlerde SADAT’la birlikte çalıştığını açıkladı.

Gökdemir’in dava konusu olan köşe yazısının ismi 'Darbe Havası'ydı.

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER