İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Ekrem İmamoğlu, YSK'nın Maltepe kararı sonrası saat 2. Koordinasyon merkezinde açıklama yaptı. AKP adayı Binali Yıldırım'ın basın toplantısındaki iddialara yanıt veren İmamoğlu Yıldırım'a peş peşe zor sorular sordu. İmamoğlu, seçimin iptal edilme ihtimali ile ilgili soruya ise, "Zihnimin bir hücresinde dahi iptali düşünmüyorum. Bu bağlamda bu seçimin bir an önce bitirilmesini bazı hoşlarına gitmeyen şeylerin değişebileceğine dair inanç insanları mutlu ediyor" diye yanıt verdi
İmamoğlu'nun açıklamalarından satır başları şu şekilde:
Türkiye'ye sermaye akışı neredeyse durdu. Bu kadar kötü durumda ekonomi. Ülkeden tersine bir sermaye akışı başladı. Türkiye'de yatırım yapan sermaye yurt dışına kaçıyor. Konkordato ilanı, iflaslar piyasanın şu anda en sıkıntılı tanımları.
Dövizdeki artışın baskısı, fiyat ve zam artışlarını kapımıza getirdi. Sadece son 1 haftada dolar karşısında TL yüzde 3'e yakın değer kaybetti. Hükümet bu sorunlara değil bu sorunların sonuçlarına dönük başka bir arayış içerisinde. Hükümet kriz çıkararak krizi unutturma peşinde.
Son 10 yılın en kötü işsizlik oranı yaşanıyor Türkiye'de. 3 gençten 1'si işsiz. 5 milyona doğru giden bir işsiz sayısına sahip Türkiye. Türkiye'nin bugün ekranlarını 2 saat boyunca işgal eden, sözüm ona çok önemli bir hususu açıklayacağını düşündüğümüz rakibimiz 2 saat boyunca somut bir delil, somut bir usulsüzlük size anlattı mı? Siz anladınız mı? Ben anlamadım.
Sormam gereken sorular var. Acelecilik yaptı diyor benim için, rakibimiz tam bir Yıldırım hızıyla saat 10:30'da 3 bin oyla seçimi ben kazandım dedi. Görmemişlik yaptı diyorlar benim için, seçimden yarım gün sonra tüm İstanbul'a 'gönül belediyeceliği kazandı' afişi asan ben olsaydım görmemiş olurdum.
Görmemişlik neymiş milletimize sormak istiyorum. Üzülerek bunları anlatıyorum. 2 saat içerisinde aktarılan veriler yalan yanlış, eksik.
Sayın Yıldırım'ın bıkkınlığı her şeyi anlatıyor. Kendi iddialarını bile anlatamaması bıkkınlığının bir göstergesi. Yıldırım'ın kendi iddialarını size madde madde anlatacağım.
Seçmen listeleri ile ilgili iddialar seçim öncesi döneme aittir, Türkiye dünyanın en güvenilir seçim sistemine sahiptir dediler. Bizim taşıma seçmen konusunda oluşan tüm kaygılarımızı reddettiler. Aynı evde 20 kişiyi nakleden anlayışı, biz bu ihbarlarımızı yaptığımızda reddedildi. bu iddialarda bulunan rakibimizin özellikle bu konuları dile getirmiş olması, seçim öncesi hiçbir işlem yapmamış olması, buradan bir şeyler elde etme çabasını anlamak mümkün değil.
YSK'nın sayılmış oylar geçerlidir demesine rağmen, geçersiz oylar tekrar sayılmıştır. Yetinmediler tekrar gerekçe üretmeye çalıştılar. Baız ilçelerde oyların tamamı sayıldı. Bütün bu yapılan işlemlere rağmen, YSK'nın kararlarına rağmen Yıldırım'ın seçimi 'murdar' ilan etmesi çok net söylüyorum hukuka saygısızlıktır.
Hani hukuka saygı gerekirdi? Hani ağırbaşlı olmak gerekirdi? Hani YSK'ya saygı duymak gerekirdi? 2 saatlik konuşma içerisinde bu kadar tezatı ben bir arada görmedim.
(Binali Yıldırım'ın "neden geçersiz oylar bizim lehimize çıkıyor" açıklamasına yanıt) Binali bey, kendi mantığını, akıl yürütmesini hukuki delil zannediyor. Reklam ajansınızla konuşun, bas mühürü AKP logosuna diye ilan yapmışlar, geçersiz oyların birçoğu logonun üstüne basılmış. Akıl yürütmesiyle bunu delil kabul ederek bir şeyler aramanın acizlik olduğunu buradan halkımıza duyurmak istiyorum."
Ben topluma iyi mesajlar vermiyormuşum, İstanbul'u hareketlendiriyormuşum... Hareketlendirdiğim doğru, beni gören İstanbullular gülümsüyor. Görmek istiyorsa sayın Yıldırım'ı pazara davet ediyorum, Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş maçına davet ediyorum. Beraber gidelim, hareketliliğin ne olduğunu görsün.
YSK'yı maça giderek nasıl baskı altında tutabilirim anlamış değilim. Seçimden sonra bu ülkenin bakanlarıyla özel toplantılar yapıyorsanız o YSK'ya baskı anlamına gelebilir. Şüphe doğurabilir. Ben toplumu pozitif anlamda hareketlendirecek bir karakterim, ama bu cennet vatanın içinde yaşan 82 milyon insanın kol kola olabilmesi içinde hiçbir hareketlilik yapmayı bilmem. Benim bildiğim hareketlilik bu.
Organize kötülük dedi... Ben ruhumda kötülük bilmem. İhanet, ihtiras, kin, nefret bilmem. Nasıl bunu uydurdular? Açık söyleyeyim başkalarını kendileri gibi gören bir anlayış söylebilir bunu. Şu anda sizin yaptığınız halkın iradesine karşı organize kötülüktür.
İnsanların Türkiye'de yaşadıkları ekonomik sorunlarında bu ülkeye vakit kaybettirmeyin, insanları yalan yanlış şeylerle aldatmayın.
Maltepe'de 2 hakimin imzasıyla olayı çıkaranlar, kim oldukları yazılmış tutanakta. Olay çıkaran CHP'liler diyorlar. Alın okuyun. Yayınlayın bunu yandaşlar. Şu belgenin yandaşlığı olmaz.
Biz sayım yapılsın diye çırpınıyorum. Artık süreyi uzatmayın. Sayımı biz engellemiyoruz. Onun da belgesi burada. Muhalif olanlar kim belli, hangi partiye aitler belli.
Üzülerek, 15 günü de bitirdik. Günler su gibi akıyor. Türkiye tarihinde ülkenin bu kadar meşgul edildiği bir başka seçim yok. Kucaklamaya hazır olduğum AKP'ye oy veren vatandaşlarıma seslenmek istiyorum: 1994 yılında bu şehirde bir seçim oldu, bu seçimi kazanan kişiye karar vericiler görevi teslim ettiler. 2002 yılında AK Parti seçimi kazandı, yine o dönemin karar vericileri AK Parti'ye görevi teslim etti. Bu demokrasidir. Demokrasiyi sıkıntıya uğratanları lütfen görsünler. Özellikle bir an için düşünün, ben sizin adayınız olsaydım ne düşünürdünüz? Bunu düşünün yeter. Her birinizi kucaklıyorum. İstanbul'un sorunlarını, yoksulluğunu biliyorum.
Meclismiş, şuymuş buymuş... Bu ülkeye hizmet noktasında uzlaşamayan, anlaşmama gayretini kendi partizanlık duygusu içerisinde taşımaya çalışan her fert 16 milyon İstanbullunun önünde afişe edilecektir. Yol CHP, İYİ Parti yolu değildir, artık ben İstanbul İttifakı'nın belediye başkanıyım. Vakit kaybettiriliyor. Artık İstanbul'a hizmet zamanıdır. Hak, hukuk, adaletin başlatıldığı bir dönem olacak. Ülkenin sorunlarına odaklanın. Ulusal ve uluslararası sorunlara odaklanın. İstanbul seçimlerinde kazananın elini sıkın, tebrik edin. Hep beraber bu ülkeye hizmet edelim. Halkımızı artık meşgul etmenin anlamı yok, hepinize teşekkür ediyorum.
SORU-CEVAP
"Seçimden sonra yurt dışından tebrik telefonu aldınız mı?" sorusu üzerine, "Yurt dışından asla medet ummadım. Beni yurt dışından arayıp tebrik eden de olmadı. Yurt dışından bazı ülkelerin başbakanları, cumhurbaşkanları, cumhurbaşkanını arayıp tebrik ettiler. Ben İstanbul halkından medet umdum, çare umdum. Onlarla kol kola oldum. İnandığım sürecin yılmaz bekçiliğini yapıyorum. Hak, hukuk adaletin yerine gelmesi için çabalıyorum."
Yeniden sayılan sandıklarla ilgili olarak, "YSK Maltepe'de yapılan sayımları kabul etti. Bundan sonra yapılacak sayımın da en hızlı şekilde yapılması hususunda ilçe seçim kuruluna yetki verildiğini biliyorum. Biz böyle bir kararın hukuken verileceğini de arkadaşlarım bana iletmişti. Sandık sayımının hızlanması noktasında her iki hakimin de önerisi vardı. Burada bir aykırılık yok. Sandık kurulu üyeleri süreci yavaşlatma adına işbirliği yaptılar.
Biz de YSK'nın süreci netleştirmesini arzu ediyoruz. Ülke zarar görüyor, elde hiçbir veri yok. 14 bin farkla süreç tamamlanmış olacak. Bu kadar net bir süreç. İnşallah YSK en yakın zamanda kararını netleştirir, milletçe huzurlu bir şekilde önümüze bakarız."
"Yeniden seçim olur mu" sorusu üzerine şunları kaydetti: "Biz bazı şeyleri düşünmenin bile demokrasiye zarar vereceğini düşünüyoruz. Birileri kaybetti diye seçimin yenilenmesini düşünmenin bile demokrasiye zarar vereceğini düşünüyoruz. Beynimin bir köşesinde dahi bu ihtimali beslemiyorum. Bu seçime saygı duymayı başaramazsak Türkiye'nin sandık mücadelesini sıkıntıya sokmuş oluruz."
Çocukların bile gözlerinde umudu görüyorum. Hoşlarına gitmeyen şeylerin değişebileceğine duyulan inanç toplumda morale sebep oluyor.