2020 yılı denetim komisyonu raporunu sunan AKP'li Meclis Üyesi Muhammet Kaynar İBB’nin borçlarını,düzenlediği bazı ihaleleri ve lüks yeme-içme organizasyonlarını eleştirdi.
“SÜT DAĞITIMI RENCİDE EDİCİ”
Sunumu sırasında İBB'nin Halk Süt projesi kapsamında sütü ihalesiz olarak kooperatiften alınmasını da eleştiri konusu yapan Kaynar “28 milyon liraya alınan sütün dağıtımı için 15 milyon lira harcandı. 61 araç kiralandı. Süt fakir vatandaşlarımızın kartlarına yüklenseydi 2 katı süt dağıtırdı. Aynı zamanda sosyal yardımın ruhuna aykırı şekilde vatandaşlarımız da rencide edilmeyecekti. Giydirilmiş araçlar bu vatandaşların kapısının önüne gittiğinde komşuları ve çevredekiler tarafından yardım aldığı ortaya çıkmış oluyor” dedi.
“BİNALİ YILDIRIM'IN RESMİNİ İSTİYORSANIZ KOYALIM”
Denetim Komisyonu raporuna muhalefet şerhini de CHP'li İBB Meclis Üyesi Ediz Zeyrek sundu. Zeyrek, AKP'nin halktan uzaklaştığını vurgulayarak şunları söyledi;
*Gariban halkın süt ihtiyacını karşılayan İBB'nin bütçesi 28.8 milyar. Bahsettiğiniz ihalede rakam 28 milyon 800 bin lira. Her tarafı zarar etse İBB'nin binde bir bütçesi. 130 bin yoksul ailenin çocuğuna süt taşıyoruz. Sosyal hizmetin her tarafı zarar olsa ne olur? Siz ne zaman unuttunuz bu halkın yoksulluğunu?
*Eğer Halk Süt arabalarında Binali Yıldırım'ın resmini istiyorsanız onu koyalım. Eğer reis-i cumhurun fotoğrafını istiyorsanız onu asalım. Yeter ki o mazlum çocuklara süt gitsin. İnsan gerçekten üzülüyor. Siyasi hatalar yapıyorlar, bize yarıyor ama onlar adına üzülüyorum.
Zeyrek, İBB’nin dezenfektan alımı ihalesi ile ilgili eleştirilere de “ Ne yapsaydık? Eski Bakanınız Ruhsar Pekcan’ın şirketinden mi alsaydık” yorumunu yaptı.
“İGDAŞ'IN TOPLADIĞI DOĞALGAZ PARALARINA NE OLDU?”
CHP Grup Sözcüsü Tarık Balyalı da AKP'nin eleştirilerine geçmiş döneme ilişkin çarpıcı bilgiler açıklayarak yanıt verdi.
İBB'nin geçmiş dönemde kötü yönetilmesi nedeniyle çok büyük bir borç altında olduğuna dikkat çeken Balyalı, İGDAŞ ile ilgili dikkat çeken bir açıklama yaptı.
İBB'nin İGDAŞ'a faizler dahil 2 milyar lira kadar borcu olduğunu hatırlatan Balyalı “İBB'nin kendi iştirakine niye borcu var? İGDAŞ'ın 2018 yılında ekim, kasım, aralık aylarında vatandaştan topladığı doğalgaz paraları ne oldu? İGDAŞ'a borcumuz olmasının tek bir sebebi var, 2018'in ekim-kasım-aralık aylarında vatandaştan toplanarak BOTAŞ'a ödenmesi gereken faturaların ödenmemesi ve seçim öncesinde İBB'ye aktarılması. Bu borcu şimdi biz ödüyoruz. Nasıl ödüyoruz? Faizi ile beraber ödüyoruz. İGDAŞ BOTAŞ'a borcunu ödeyebilsin diye borçlanma kararları çıkarttık. İstanbul halkının cebinden bu borç için en az 800 milyon lira faiz çıkacak. Bunları hiç düşünmeyeceksiniz, İstanbul halkının fatura paralarını büyükşehire aktarıp onları harcayacaksınız, İGDAŞ'ı BOTAŞ'a milyarlarca lira borçlandıracaksınız, sonra çıkacaksınız bize buradan borçlanma konusundan ders vereceksiniz” dedi.
“İSKİ'NİN PARALARI SEÇİM İÇİN KULLANILDI”
Balyalı, İBB'nin İSKİ'ye de 2018 yılından kalan yaklaşık 4 milyar lira borcu olduğunu belirterek “Seçim öncesinde İSKİ'nin kasasındaki paralar çekilip İBB'de seçimlerde kullanılmıştı. KİPTAŞ'ta da benzer şeyler vardı. Bu ülkenin ekonomisini biz yönetmiyoruz, biz sadece büyükşehir belediyesinin aldığımız ekonomisini yönetmeye çalışıyoruz. Özellikle 2016-2017'de metro ihaleleri yapıldığında Euro 3-3.5 liraydı. Bugün 10 lira. Bu kur farkını biz mi yaşattık, bu faizi biz mi yaşattık? Şimdi yapmış olduğunuz hatalı işlerle, ülkeyi kötü yönetmenizle, yaşattığınız döviz kriziyle biz 3-4 kat kur farkı ödüyoruz bunun borçlanmaya etkisi oluyor. Çıkıp diyorsunuz ki ‘borçlanma limitleri' doldu. Siz doldurdunuz, ülkenin ekonomisini doğru düzgün yönetseydiniz de o kurlar yine 3 lirada 3,5 lirada kalsaydı da biz bu kadar faizi dışarı ödemeseydik” dedi.
“İMAMOĞLU KENDİ ŞİRKETİNDEN DEZENFEKTAN ALMADI”
Dezenfektan ihalesi konusuna da değinen Balyalı “Ekrem İmamoğlu'nun kendi şirketinden İBB'ye dezenfektan ya da maske sattığını görmedik. Kendi şirketinden kendi bakanlığına dezenfektan sattığı için Ticaret Bakanı istifa etti ya da görevden alındı. Arkadaşlardan tek kelime çıkmadı. Şimdi o farklı fiyatlardaki dezenfektana laf eden arkadaşların daha şundan bir ay önce istifa eden Ticaret Bakanı'na da o samimiyet içersinde iki kelime laf etmelerini isterdim” dedi.
VAKFIN DİVAN TOPLANTISINA 171 BİN LİRA
İBB'nin çok bilinen bir vakfın ortaokul ve lise başkanlarının divan toplantısı için 31 Mart seçimlerinden hemen önce Haliç Kongre Merkezi'ni tahsis ettiğini, teknik, ulaşım ve yemek giderlerini de karşılandığını anlatan Balyalı belediye kasasından bu iş için 171 bin 137 lira çıktığını söyledi.
“HANEDAN ÜYELERİ 5 YILDIZLI OTELDE AĞIRLANDI”
Balyalı Sultan 2. Abdülhamit Han'ın yurt dışında ve Türkiye'de bulunan hanedan üyelerinin de 2018 yılında 5 yıldızlı otellerde ağırlandığını, bunun için İBB tarafından 764 bin 497 TL ödendiğini söyledi. İngiliz Lordlar Kamarası üyelerinin de İBB tarafından yüzbinlerce liraya 5 yıldızlı otelde ağırlandığını aktardı.
“BENİM YEMEĞİMİ KİM YEDİ?”
Balyalı 2018 yılında düzenlenen protokol iftarına da dikkat çekti. İBB'nin protokol iftarına 3 milyon 272 bin 111 lira ödendiğini açıklayan Balyalı “ Bunu da doğal karşılayalım. Ama burada ayrıcalıklı ve garip durumlar var. 3 bin kişilik iftarlara katılan kişi sayısı bin 838. Bu kişilerden bir tanesi benim. Ama ben katılmadım yemeğe. Ama listede ismim var. Listede Doğan bey ve Mesut Kösedağı da var. Bir tanesi de Ekrem İmamoğlu. Bizim gelmediğimiz yemeklere, iftarlara gelmişiz gibi ödeme yapılmış. Ben şimdi soruyorum; Benim yemeğimi kim yedi? Hemen söyleyeyim kimin yediğini. Mesela Ak Parti'nin Genel Başkan Yardımcıları, Ak Parti il yönetimi, gençlik ve kadın kolları, Ak Parti ilçe başkanları, ilçe kadın kolları. Yine bazı vakıf, dernekler ve onların temsilcileri. Ak Partililer kendi aralarında iftar yapmışlar, bunu da İBB'ye ödetmişler” diye konuştu.
“İKTİDAR 4 MASKEYİ DAĞITAMADI”
Dezenfektan ve maske alımı ihaleleri ile eleştiriler ile ilgili şunları söyledi:
*Markete giriyorsunuz bütün sütlerin, peynirlerin fiyatı aynı mı? Hepsinin kendine göre özellikleri var, markası var, modeli var. Dezenfektan da maske de böyle. Kullanıldığı yere göre özellikleri var. Bunları hiç hesaba katmadan hepsi birbirinin kopyasıymış gibi ve hepsi aynı zamanda yapılmış gibi bakılıyor.
*Pandemi sürecinde maskeye ulaşmakta çok zorluk çektiğimiz zamanlar oldu. Merkezi iktidar 4 maskeyi aylarca nasıl dağıtacağını tartıştı, dağıtamadı. Biz bu süreçte İBB olarak İstanbul halkına ihtiyacı olan maskeyi ulaştırmak için olağanüstü çaba sarf etmişiz. Hiç objektif bir değerlendirme yapmadan Muhammed bey eleştiri yapıyor.
“CHP'YE BİR TANE ARAÇ VERİLMİŞ Mİ?”
Balyalı kiralık araç konusuyla ilgili de “2018 yılında 1512 tane kiralık binek aracımız varmış, bugün itibariyle binek araç sayısı 969 düşmüştür ki, sadece binek araç sayısında azalma bile son derece önemlidir. Azalmaların hepsi de makam araçlarına yapılmıştır, hizmet araçlarından yapılamamıştır. Arkadaşlar incelemişlerdir CHP İl Başkanlığı'na, CHP'nin TBMM'de ki Grup Başkan Vekilliğine, CHP'nin Genel Başkan Yardımcılarına, CHP'nin yandaş vakıflarına, yandaş derneklerine bir tane araç kiraladığımızı bulabilmişler mi ? Bulamazlar. Bütün Türkiye biliyor geçmiş dönemde, AKP İl Başkanlığına, AKP İlçe Başkanlıkların, AKP TBMM Grup Başkan Vekilliklerine, AKP'nin Genel Başkan Yardımcılıklarına, AKP'nin gençlik kollarına, yandaş vakıflara, derneklere, spor kulüplerine, ne kadar binek araç, makam aracı, lüks araç, otobüs verildiğini hepimiz biliyoruz” ifadelerini kullandı.(Sözcü)