Çetin'in yaptığı açıklamalardan satır başları;
2009 yılında yeni kurulan bir belediye Çukurova, Seyhan'da işe yaramaz makina-teçhizatlarla kuruldu. Hiç bir zaman şikayetçi olmadım, zorluklarla başa çıkmak bizim görevimiz. O zamanın en kötü belediyesiydi, şuan iddia ederek konuşuyorum şuanda en az borçlu belediye Çukurova Belediyesi'dir. Artıda değiliz ama en az borçlu belediyeyiz. Tasarruf tedbirleri koyduk, makam araçlarını kaldırdık, kiralık araçları geri gönderdik. 5 buçuk yıldır
kendi özel aracını makam aracı yapan biriyim. Hiç bir müdürümde makam aracı yoktur. Havuzda 16 aracımız var, mesai saatlerinde müdürler görevlendirme ile araçları kullanır ve iş bitiminde araç havuza geri çekilir.
Belediyemize ne alınırsa alınsın bir çok firmadan teklif alınıyor, en kaliteliyi en ucuza alarak bu günlere geldik. Bütün belediyelerin zor durumda olduğunu biliyoruz, özellikle ilçe belediyelerin İller Bankası'ndan alacağı katkı
payının artacağı yönünde bilgi aldık. Ya bir yol bulacağız ya bir yol açacağız. Hangi kesime, partiye mensup olursa olsun tüm Çukurova halkının sorumluluğunu aldım.
Her gün sabah saat 7'de belediyedeyim. Gece gündüz çalışmaya devam ediyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm başarılı liderlere baktığımızda günde 15-16 saat çalışmışlar. O kadar çalışıyoruz ki, kendimi bir dönemde iki dönem başkanlık süresi geçirmiş gibi hissediyorum. Seçildiğimiz günden bu yana her hafta salı günü halk günü yapıyoruz, her hafta klavye başında sosyal medya üzerinden gelen soruları cevaplıyoruz. Haftada 3 gün 3 mahallede, mahalle toplantısı yapıyoruz. Kapımız ve telefonumuz devamlı açık. Siyaseti belediyeye hiç sokmadım. Müdürlerim içerisinde başka partilere gönül vermiş arkadaşlarımız var. Liyakate bakarız, görevini iyi yapıyorsa önemli olan budur. Elbette CHP'li olmaktan gurur duyuyorum ama seçim gecesi siyaset benim için biter.
Her şeyin bir vakti zamanı var, 39 yaşında büyükşehir adayı olarak eli havaya kaldırılmış bir insanım. Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile birlikte Türkiye Belediyeler Birliği Başkanlığı gibi bir hedefim var. Belediyeciliğin duayeni olarak anılan bir başkan olarak siyaseti bırakmak istiyorum. Meclis salonuna girdiğim anda önce AK Partili, MHP'li, İYİ Partili arkadaşlarımın elini sıkarım, bazen CHP'lilerin elini bile sıkmam. Bir ayrımcılık yapılacaksa pozitif ayrımcılık yapıyorum.
Hayatım boyunca tatil yapmadım. Yaz tatili diye bir şey yapmadım. Çok büyük bir aile şirketimiz vardı. 18 yaşıma geldiğimde kendimden yaşça büyük insanlarla ticari sözleşmeler imzaladım. Ankara Hukuk'u bitirdim, 4 yıl bir ceza avukatının yanında çalıştım. Biz feleğin çemberinde tur atmış adamız, avukatlık hobi alanım. Çiftçilik ve ticaretle uğraşan biri olarak belediye başkanlığında zorlanmadım. Ben tuttuğu işi kopartan bir insanım, ne iş yapıyorsam onu en iyi şekilde yapmalıyım. Müteahhitlik yapsam dedikodu çıkar ama narenciye ile başkanlığın bir ilgili yok. Belediye başkanlığı benim görevim ama para kazanmak da zorundayım. Ayağına çamur değmeyen adamdan belediye başkanı olmaz, Adana'nın sorunlarını bileceksin, çocukluğum Sarıyakup Mahallesi'nde geçti. Bir belediye başkanının yüreği de bileği de güçlü olacak. Yoksa adamı 'ham' yaparlar. Soner Çetin portakal bahçesi almış diyor birisi, sana mı soracağım? 1350 dönüm şükürler olsun yerim var. Kumar oynamıyorum, gece hayatım yok. yüzlerce dönüm arsa sattım, daire sattım, yazlığımı sattım. devlet bilir bu işleri, sana mı kaldı? sana ne? Haftanın 1 gününü kendi işime ayırıyorum, diğer günlerde Çukurova için köle gibi çalışıyorum. Önemli olan açken solcu olmak değil, para varken solcu kalabilmektir. Ataların bir lafı var, yol kes, adam kaldır, vicdanı elden bırakma. Çamur at izi kalsın mantığıyla hareket etmemek lazım. Bir yanlışım varsa, ne olursunuz gündeme getirin ama olmayan bir şeyi gündeme getirmeyin. Kul hakkı affedilmeyecek tek günahtır. Günahımı almayın. Elbette eleştirin, basın hürdür, yoksa demokrasi olmaz. Yöneticileri elbette eleştirecekler ama vicdanı da elden bırakmamak gerekiyor diye düşünüyorum.