Türkiye'nin konuştuğu ve Aralarında Arda Turan, Muslera ve Emre Belözoğlu'n bulunduğu futbol dünyasının ünlü isimlerin de yer aldığı 'Fatih Terim Fonu' dolandırıcılığı davasında tutuklanan bankacı Seçil Erzan'ın tehditle çekildiği iddia edilen görüntülerinin kaynağı ortaya çıktı.
Halktv.com.tr yazarı Serpil Yılmaz, Erzan’ın gerek savcılıkta, gerekse de 20 Kasım’da yapılan ilk duruşmada verdiği ifadelerde; “Korkuyorum, ismini kesinlikle vermek istemiyorum” dediği kişiyi yazdı.
"MOCI" DİYE HİTAP EDİYORDU
Erzan'ın bu kişiyle ilgili verdiği tek ip ucunun Kapalıçarşı’da “tefecilik” yapan biri olduğunu ifade eden Yılmaz, kamuoyuna yansıyan görüntüyü çeken kişinin ise Erzan’ın “Moci” diye hitap ettiği Mojtama Haghaniolduğunu açıkladı.
Yılmaz'ın yazısının videoyla ilgili bölümü şöyle:
"Haghani ile görüştüm. Haghani söz konusu haberde iddia edildiğinin tersine o videoyu kendisinin çekip polise verdiğini söylüyor.
Ayrıca Kapalıçarşı esnafı değil, ticaretle uğraşan İran asıllı bir iş insanı olduğunu ve 18 yıldır Türkiye’de yaşadığını vurguluyor.
Seçil Erzan’a resmi bir belge olmadan, banka kaydı olmadan 200 bin doları vermesini ise eşi Seda ile Erzan’ın Kocaeli Üniversitesi’nden arkadaş olması nedeniyle kurdukları uzun yıllara dayanan dostlukları ile açıklıyor...
Haghani aksanlı Türkçesi ile malum videonun öyküsünü 'Haberlerde paylaşılan videoyu ben çektim. 9 Haziran 2023 günü Vatan Caddesi’nde Mali Şube’de polise verdiğim ifademde bunu belirttim. Videoyu teslim ettim. Videonun çekildiği sokak Seçil’in evinin önü. Arabanın camından görülen arazide, bir gayrimenkul projesi başlıyor. Boş ve terkedilmiş dağın başı bir yer değil.' diyerek anlatmaya başlıyor.
Erzan’ın videoya yansıyan yüzü gözü ağlamaktan şişmiş halini, sizin 'sorgucu' tutumunuzu nasıl açılarsınız diye sorduğumda, 7 Nisan gününe dönüyor:
- Seçil, Süleyman Amca dediği şahısla buluşturmak üzere bana 7 Nisan günü saat 16.00’a randevu verdi. O randevuya birlikte gidip, Süleyman beye borçlu olmadığım halde Seçil’e destek olmak için imzaladığım 14 milyon liralık senedi geri alacaktık.
- Görüşme Süleyman Aslan’ın Florya’daki ofisinde gerçekleşecekti. Bütün alacaklara farklı yerlerde saat 16.00’ya randevu vermiş.
- Eşim, Erzan’ın teyzesinin oğlu Tanın da olayı takip ediyordu. Ben İstanbul’da randevuya gideceğimi düşünürken Seçil’in Çorlu yolunda olduğu ve intihar edecek olmasından kuşkulanıldığı söylenildi.
- Arabama atlayıp Seçil’in annesinin evine gittiğimde Nazlı Can ile karşılaştım. 'Seçil’i bıraktım, gidiyorum' dedi. Bankanın BBDK’ya sunduğu çizelgede Nazlı Can’ın (Nazlı Can’ın fonun eski müşterilerden olduğu gösteriliyor. Eski ödemesinden 200 bin dolar artıya geçen Nazlı Can, son ödemesi olan 500 bin doları geri alamamış) kullandığı araçtaydı. İki araba arka arkaya gelmişlerdi. Nazlı Can diğer araçla evin önünden ayrıldı. Erzan aracında kaldı.
- Erzan’ın yanına gittim. 'Bana bunu nasıl yaparsın. Baban vefat ettiğinde, annen felç geçirdiğinde, her durumda senin yanında olduk.' diye sitem ettim. Perişan haldeydi, söyleyecek yalanı da kalmamıştı. Arabama doğru ilerlerken orada bulanan Erkan Ergene yanıma oturdu. O da Seçil’e 300 bin dolar kaptırmış. (Alacak listesine göre Ergene’ye önceki hesaplardan 330 bin dolar fazla ödeme yapılmış.) Çitfçiymiş. Erkan arabadan inince Seçil koşarak onun boşalttığı koltuğa oturdu. 'Ne konuştunuz' diye sormaya başladı. 'Bizi nasıl kandırdığını konuştuk. Borçlu olmadığımı kanıtlamam lazım. Bir video çekeyim' dedim. 'Tamam' dedi, itirafını videoya çektim. Konuşurken gayet rahat olduğu videodan da farkedilebilir..."