Tunç, hakkında verilen yakalama kararına şu sözlerle tepki gösterdi:
“Hakkımda yeni bir davayla birlikte yakalama kararı çıkarıldığını öğreniyorum. Üstelik soruşturma aşaması tamamlanmadan nasıl oluyor da davaya dönüşmüş, anlamış değilim. Hukuk adına utançla karşılanacak bir durum. Twitter hesabımdan dava üstüne dava üretmeye devam ediyorlar. Efrîn operasyonuna işgal demişim. Yüz binlerce insanı evinden, toprağından söküp atmak ve yerine IŞİD bozuntusu yapıları yerleştirmek işgal değil de nedir? Bütün mesele; sınıra götürüp 'Afrin'e Gel' şarkısı söylettikleri Tatlıses ve Yavuz Bingöl yalakası gibi olmayı reddetmemdir. Bu zulüm ve zorbalık düzenine teslim olmayı, onursuzluk saymamdır. Ben ancak alçalmadan, onursuzluk etmeden yaşamayı suç sayıyorlarsa, suçluyum.”
Sanatçı Tunç’un 2016’dan 2018 yılına kadar sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı paylaşımlar suçlama konusu yapılırken, Tunç’un paylaştığı söz konusu paylaşımlar şöyle:
“* Suriye İnsan Hakları Gözlemevi: Türkiye'nin Afrin'e yönelik hava bombardımanda biri çocuk 8 sivil hayatını kaybetti.
*Suriye'de barışı sağlayacak olan, Suriye halklarının kendisidir. Afrin'e yönelik başlatılan bu saldırının haklı hiçbir gerekçesi olamaz. Kan ve ölüm kusan bir saldırıya 'Zeytin Dalı' adını verenler, büyük bir insanlık suçu işliyor. Bu suçun ortağı olmayacağız.
*Referandum! Kürt halkının kendi geleceğini belirleme hakkı meşrudur. Bunu bir 'tehdit' olarak görmek, akla ve insani hiçbir gerekçeye sığmaz.
*Öcalan '6 ayda bu sorunu çözeriz. Çözüm tek taraflı olmaz' mesajı ile umut yaratmıştır. Gereği yapılırsa akan kan durur.
*Öcalan, Bu kör bir savaştır. Kimsenin kimseyi yeneceği bir savaş değildir. 80 yıl daha devam edecek belki. Bu kan, gözyaşı dursun.”