Deprem öncesi Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin “Kolunu, bacağını, boynunu kırdık” dediği enflasyon sokaktaki vatandaşın gündelik hayatına bir türlü yansımadı.
Deprem sonrasında ise önce merkez bankasının 50 baz puan politika faizini düşürmesi, ardından TÜİK'in “Enflasyon düştü” diyerek verdiği rakamlar yoksulun ve dar gelirlinin yaşamında hiçbir değişikliğe yol açmadı.
Gıda ve tekstil sektöründe yüksek enflasyona bağlı artan üretim maliyetleri vatandaşları alternatif alanlara yönlendirmeye zorlamaya devam ediyor.
MECBURİCİ TERCİH: İKİNCİ EL
Sözcü'den Özgür Cebe'nin haberine göre, Diyarbakır'ın Sur ilçesindeki Urfakapı'da kaldırım ve sokaklara kurulan ikinci el ayakkabılara, dar gelirlinin uğrak yeri haline geldi.
Basit bir ayakkabının bile 500 liranın üzerinde olduğunu ifade eden vatandaşlar çareyi az kullanılmış veya yırtığı, söküğü dikilip onarılarak boyatılarak satışa sunulan ikinci el pazarındaki ayakkabıları tercih etmekte buluyor.
Vatandaşlar, burada da ikinci el ayakkabılar, botlar, mont ve ceketleri yeni ürünlere göre daha uygun fiyata satın alabiliyor.
Eski ceket ve kabanların yırtılan iç astarları değiştirilip satılırken, soğuk kış aylarında tercih edilen kullanılmış botlar da kopan topukları değiştirilip içine keçe bırakılarak boyanarak satılıyor.
ÖĞRENCİLER AĞIRLIKTA
Urfakapı'nın hemen girişindeki ikinci el ayakkabıları satan seyyar satıcı Nizamettin Nergiz, ayakkabıları yine kenar mahallelerde oturan yoksul ve dar gelirli vatandaşlardan satın aldığını, alıcılarının da yine okulların açılmasıyla dar gelirli yoksul ve öğrenci ağırlıklı kişiler olduğunu söyledi.
Nergiz, “Vatandaş ne yapsın. 500 liradan aşağı bir ayakkabı yok. Bir asgari ücretli baba 7-8 çocuğa bakıyor. Her birine bir ayakkabı alırsa zaten gitti maaşı. Ben 15 yıllık seyyar satıcıyım, ama hiçbir dönem böyle bir yoksulluk, böyle bir darlık görmedim” dedi.
SALÇA ALMAK İÇİN KIZININ ELBİSELERİNİ SATTI
14 yaşındaki engelli kızıyla birlikte pazara gelen Cahide Oğurlu'nun soğuk havada pazarcıyla yaptığı pazarlık ise yürek burktu.
Kızının 6 parçadan oluşan eski kıyafetlerini satmak için pazara getiren anneye pazarcının verdiği fiyat 35 lira oldu.
Para istemediğini, getirdiği elbiselere karşılık kendisine 5 kilo salça parası verilmesini isteyen kadının talebini pazarcı kabul etmedi, çünkü 5 kiloluk en ucuz salça zincir marketlerde bile 250 lira.
Pazarcılar, son dönemlerde eski kıyafet getirenlerin para yerine gıda ürünlerine karşı takas istediklerini belirttiler.
Yokluğu ve yoksulluğu iliklerine kadar yaşayan vatandaş dijital ekranlara yansıyan ve “Boynu kırılan” enflasyon rakamlarına ise hiç inanmıyor.