NTV'nin haberine göre, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sıla Akhan, "Polikliniğe her hafta 1-2 tane yeni hasta geliyor. Bunların bir kısmı gerçekten hastalığın başında olan kişiler bir kısmı da çok geç tanıda olan insanlar. Aslında bambaşka şikayetlerle bambaşka bölümlerde buluyoruz. Çünkü o hastaneye o tetkik için yatmış oluyor ve HIV enfeksiyonun pozitif olduğunu görüyoruz. Bu konuda çalışan hekimlere ulaştığı için onlar için sayısı fazla. Ama tabii ki sıradışı bir fazlalık ve bir yandan da test yapılmasını teşvik açısından önemli. Çünkü enfeksiyonu olup da bulaştırmaya devam eden, aynı zamanda bilmeyen çok kişi var. Onedenle gizli pandemi gibi konuşuluyor bizim aramızda da" diye konuştu.
Salgın sürecinde HIV testi yaptıranların sayısının da azaldığı belirtiliyor.
"Damgalanma ve ayrımcılığa maruz kalma korkusu" hastalıktan şüphe duyanların da testten uzak durmasına, tanı almamasına neden olduğunu söyleyen Prof. Dr. Akhan, "HIV öyle bir enfeksiyon ki 10 yıl hiçbir şikayet yapmadan normal hayatın sürdürülmesini sağlıyor. Ama bu şekilde devam ederken immün sistemi yıpratıyor. Sürekli bir savaş oluyor. İmmün yaşlanma deniyor buna. Eğer 10 yılı geçirmişse hastanın geri dönüşü çok zor oluyor. Mutlaka üzerine gidilmesi gereken anonim test merkezleri olsun insanlar rahatlıkla bunu çünkü bu da bir mücadele" uyarısında bulundu.
HIV, bağışıklık yetmezliğine neden oluyor. Erken teşhis ve düzenli tedavi, hastaların hayatlarını olağan şekilde sürdürmesini sağlıyor. Türkiye'de geçen yılın verilerine göre, HIV ile yaşayan 35 bin 807 kişi var. HIV'in neden olduğu enfeksiyonunun ileri evresi ise AIDS olarak adlandırılıyor.