Çocuklar ve gençler arasında ciddi bir sorun haline gelen oyun bağımlılığı ile ilgili değerlendirmede bulunan İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Psikiyatri Polikliniği'nden Uzm. Dr. Ezgi Karagöz Tanıgör, bilgisayar oyunlarının doğru ve amaca uygun dizayn edildiğinde eğitsel amaçla kullanılabildiğini kaydetti.
Dijital oyunların bazı olumlu davranışları da pekiştirebildiğini dile getiren Uzm. Dr. Tanıgör, "Çocuklar çok uzun süre oynadıklarında, bu oyun içeriklerine çok fazla maruz kaldıklarında oyun oynama bozukluğu ile karşılaştırmaktayız. Bu durum 'internet oyun bağımlılığı' olarak da biliniyor. Bu bağımlılık aile ilişkilerine zarar verebilir, akran ilişkilerini bozabilir, okul performansını düşürebilir. Bunun yanında öfke kontrol sorunları, depresif belirtilerle de ilişkilidir. Ek olarak sürekli oturmaya bağlı obeziteyle ve uyku sorunlarıyla karşılaşabiliyoruz. Uykuya dalmadaki güçlükler çocuğun ertesi günkü dikkatini ve okul performansını da düşürüyor. Bunun yanında görme sorunları, elde, kolda, uyuşukluk ve duruş bozuklukları gibi fiziksel belirtilerle de karşımıza çıkabiliyor" diye konuştu.
Oyunların süresinin yanında içeriğinin de çok önemli olduğuna dikkati çeken Uzm. Dr. Tanıgör, özellikle savaş içerikli oyunlarda çocukların saldırgan davranışların ödüllendirildiğini görebildiğini dile getirdi. Oyunların büyük bölümünde gerçek hayattaki gibi cezalandırma ya da ahlaki duyguların işlendiğini göremediklerini ifade eden Uzm. Dr. Tanıgör, çocuklara bir süre sınırlaması gerektiğini belirterek, "Özellikle 16-21 yaş grubu en fazla etkilenen gruptur. Erkek cinsiyetin daha fazla etkilendiğini görüyoruz. Ama gün geçtikçe yaş grubunun daha da düştüğünü görüyoruz. Özellikle uzun süre kullanımlarda ve bağımlılık durumunda daha fazla olumsuz etkilerle karşılaşıyoruz. Bu nedenle süre konusuna dikkat edilmeli. 0-3 yaş arası çocukların hiç maruz kalmaması gerekiyor. Ekran maruziyetini alabildiğince kısıtlı tutmalıyız. 3-6 yaş arası en fazla yarım saat izlemeli. 6-9 yaş arası 45 dakika ile sınırlandırılmalı. 9-12 yaş arası 1 saati geçmemeli, 12 yaştan sonra da 2 saati geçmemeli" ifadelerini kullandı.
Oyun bağımlılığına eşlik eden dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu, depresyon ve diğer psikiyatrik bozuklukların tedavisinin de önemli olduğunu belirten Uzm. Dr. Tanıgör, psikiyatri polikliniklerine başvuru yapan ailelerle ayrı görüştüklerini ve yapılabileceklerini anlattıklarını ifade etti. Dijital oyunlara uzun süre maruz kalan ve yine bağımlılık düzeyine varmış gençlerin izledikleri karakterle kendisini özdeşleştirdiğini ifade eden Uz. Dr. Tanıgör, "Çocuklar internet oyunlarında oluşturduğu karakterle özdeşim kurabiliyor. Özellikle oyunların gerçekçiliği arttıkça bu özdeşimin gücü de artabiliyor. Örneğin yeni sürümlerin yüklenmesi, 3 boyutlu oyunların çıkması özdeşimi daha da artırabiliyor. Ve bu durumda oyunun içeriği çok önemli. Saldırgan içerikli, savaş içerikli oyunlarda özellikle bir kat daha dikkat edilmesi gerekiyor" dedi.
Çocukların oyunların etkisinde kalarak davranış değişikliği gösterebildiğini belirten Uzm. Dr. Tanıgör, ailelerin süre sınırlamasının yanında çocuklarına rol model olabileceğini vurgulayarak, "Çocukların aile ilişkilerinin bozulmaya başladığı, uyku, iştah değişikliklerini gördüğümüz durumlarda bir kat daha dikkatli olmalıyız. Ama en başında daha bağımlılık haline gelmeden süre sınırlandırılması yapmak çok önemli. Çocuklara ödül olarak bunu sunmamak gerekli. Özellikle tatil ve yaz aylarında bunu görüyoruz. Ödül olarak verilip sınırsızca kullanıma izin verilmesi en sık yapılan yanlışlardan biridir. Bunun yanında ailelerin örnek davranışlarla rol model olmaları çok önemli. Ailenin de ekran kullanımını sınırlandırması çocuklara örnek olacaktır. Çocuğun yalnız kalmaması, masaüstü bilgisayarın tercih edilmesi, yine içeriklerin kontrol edilmesi, yaş grubuna uygun içeriklere sahip olması bizim için çok önemli. Özellikle ihtiyaç dışı ve kontrolsüz kullanımın önüne geçilmesini istiyoruz" diye konuştu.