Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 10 kentte yıkıma neden olan depremlerle ilgili gazeteci İsmail Saymaz’a açıklamalarda bulundu.
Koca, depremden en çok etkilenen ilin Hatay olduğunu söyleyerek “Hatay diğer iller kadar diyebiliriz. Binaların üçte ikisinin kullanılmaz olması nedeniyle diğer illere göre iki üç kat fazla. Fakat operasyon ve müdahale zorluğu anlamında belki 10, belki 15 kat daha fazla” dedi.
Koca, enkazda bulunmayan veya enkazdan çıkarıldıktan sonra nereye götürüldüğü bilinmeyen kişilere ilişkin “Hatay’da cesetleri ikinci günden itibaren mezarlığa götürdük. Orada savcılık ve Adli Tıp uzmanları soğutucu tırlar bulundurarak, cesetleri üç güne kadar bekleterek, gelen birisi olmazsa, resimleri dahil olmak üzere arşivlendi, numara verilerek defnedildi. Kimlik tespiti yapılamayan var. 500 küsur. DNA örnekleri alınıyor. Bu biraz zaman alıyor. Nereye nasıl defnedildiği biliniyor. Hangi noktadan ceset geldi, o bilgiyi de işlemeye çalıştık” diye konuştu.
Deprem bölgesinde yeni kurulan hastanelerde çatlakların oluştuğunu ifade eden Koca, “Yenilerden yıkılan yok. Hafif hasarlı, yeniler. Hafiften kastımız ne; taşıyıcı sistemde sorun yok ama duvarda çatlaklar var. Bunlar olabilir. Önemli olan, ana taşıyıcıda sorun olmaması. Devlet Hastanesi 40 yıllık bina. Yeni yönetmelikle yapılmayan binalar. Kamunun da özelin de vatandaşın da bu tip binaları oldukça fazla. Mesela Ankara’da Sami Ulus ve Dışkapı hastaneleri var. Onların yerine 600’er yataklı hastane planlıyoruz. Eski binalar olduğu için yıkıp yapmak gerekiyor. Bunu genelleştirmek lazım” ifadelerine yer verdi.
Bakan Koca’nın Saymaz’a yaptığı açıklamalar şöyle:
"İskenderun Devlet Hastanesi’nin hasar tespiti yapıldı. Kullanılabilir raporu çıktı. Üçüncü-dördüncü deprem yaşanmış olması çalışanlar ve hastalar açısından panik havası oluşturuyor. O nedenle hasar tespiti yapılıncaya kadar hastaların güvenli bir ortama naklini planladık. İskenderun’daki hastalarımızı izolatörlerin yapıldığı Dörtyol Devlet Hastanesi’ne aldık.
Üniversitede ise acil ve ana binayı kullanıyorduk. Hafif hasarlı binaydı. Hastaları Dörtyol ve Adana’ya naklettik. Oranın da kullanılabilir raporu çıktı. Birkaç gün içinde servisleri kullanır hale getireceğiz. İkisinde de sahra hastanemiz olduğu için acil hastalara ilk müdahaleler yapılmaya devam edildi.
İl dışına naklettiğimiz hasta sayısı ne kadar, biliyor musunuz? 51 bin 200’ü geçti. Böyle bir operasyon olamaz. Hatay’dan Adana’ya karayoluyla, İskenderun’dan da ağırlıklı Mersin’e… İskenderun’a naklettiğimiz hasta sayısı 7 bini, Adana’ya 6 bini buldu. Ağırlıklı Adana, Mersin, Ankara ve İstanbul şeklinde. Havadan 2 bin, karayoluyla 48 bin 800’e yakın. Deniz yoluyla İskenderun’dan Mersin’e 327 hasta nakledildi.
Şu an ceset olmadığından emin olunca arama kurtarma faaliyetleri sonlandırılıyor. Arama kurtarmanın devam ettiği Hatay’da iki-üç bina gibi kaldı. Birkaç gün içinde bitmiş olur.
İlk gün için söylüyorum, kimi köyüne götürmek zorunda kaldı. Hangi imkanı bulabildiyse öyle götüren olmuştur. Burada 250’ye yakın cenaze arabası görev aldı. Hem dolaşıldı hem de enkaz çalışması yapılan yerlere konmaya çalışıldı. Ciddi bir sıkıntı yoktu ceset torbası açısından. Hatta kefenlenme noktasında ceset torbasını beyaz yapın dedik.
"UMKE ENKAZ VARSA ORADA BULUNUR"
İlk gelen UMKE ekibi oldu, biliyorsunuz. Birçok ilden gelmiş oldular. Hatay’daki en büyük sorun, hastanelerin kullanılamamasıydı. UMKE, enkaz varsa orada bulunur. Bu sefer hastalara hastane bahçesinde hizmet ettiler. Bunun getirdiği bir organizasyon bozukluğu olduysa bir şey diyemem.
SALGIN HASTALIK RİSKİ
Şu an salgın hastalık riski yok. Salgın olursa Hatay’da olabilir. Hatay’da havalar bir-bir buçuk ay sonra ısınacak. Tedbirleri yoğunlaştırıyoruz. Ne yapmak gerekiyor? Bir, güvenilir suyun sağlanması. İki, güvenilir gıdanın sağlanması. Üç, hijyenik WC’lerin sağlanması. Çöp dahil olmak üzere ilaçlamanın yaygın yapılması.
Şimdi çeşmeler oluşturuluyor 200 noktada. İçilmesi anlamında değil, temizlik anlamında. Duş kabinleri oluşturuluyor. Çöp yaygın toplanıyor. İlaçlama yaygın yapılıyor. Kireçleme dahil… Bu tedbirleri ne kadar yoğunlaştırabilirsek salgını o kadar önlemiş oluruz. Çeşme ve ana kaynakta yaygın klorlama ve mikrobiyolojik analiz yapılıyor. Bir sorun yok. Şebeke suyunun bu safhada yalnızca temizlikte kullanılmasını söylüyoruz.
İLAÇ VE DOKTOR SORUNU
Çadır ve konteynır kentlerde sağlık hizmeti veriyoruz. Artı, üç-dört kat nüfus köylere kaydı. Oralarda 100 araçla her gün tarıyoruz köyleri. Tararken ilaç, hijyen seti, dezenfektan, hasta ve çocuk bezi dağıtıyoruz. Ayrıca 75 yaş üstü vatandaşı, evde bakım alan yaşlıları ve kronik hastaların bir kısmını bulunduğu yere giderek, taramadan geçiriyoruz.
Covid’te Alo 184 hattımız vardı. İnsanların ilaç ve sağlık sorunu varsa, o hattı arayabilmesini sağlamak üzere, altyapısı bitti, bugün yarın devreye sokacağız. Deprem Sağlık Hattı gibi bir isim olabilir. Arayacaklar, “Şu noktadayım, şu ilacıma erişemedim” diyecek. Kim sağlık hizmeti veriyorsa o arkadaşların ya da seyyar aracın muayene etmesini ve ilaç vermesini sağlamak istiyoruz.
SAYMAZ: SAKALLARINIZI NİYE KESMEDİNİZ?
Nasıl ifade edeyim, bilemiyorum. Doğrusu, hissiyatım şu: 10 binlerce canımızı kaybetmişiz. Şu an, yıkılmış bir hastanemizin ve altında kalan sağlık çalışanlarımızın olduğu, 400’ü geçen hekim ve sağlık çalışanımızın hayatını kaybettiği bir felaketten bahsediyoruz. Arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. Defin işlemi bitmiş değil. Yasımız devam ediyor. Anadolu’da cenaze sahibi definden sonra sakalını keser. Benim, doğrusu arama kurtarma faaliyetleri bitmeden kesmek içimden gelmiyor, kesemedim."