Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından kurulan TBMM Depremleri Araştırma Komisyonu’nda dün, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkililerinin sunumları dinlendi.
Birgün'den Hüseyin Şimşek'in haberine göre, TBMM Deprem Araştırma Komisyonu toplantısında sunum yapan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürü Banu Aslan, denetçilerin sisteme giriş yaptıkları şifrelerini yapı denetim firmaları temsilcileri ile paylaştığını söyledi.
Aslan, yalnızca denetçilerin girebilecekleri sisteme, TC kimlik numaraları ile şifrelerini paylaştıkları için dışarıdan müdahale edilebildiğini bildirdi. Usulsüz işlemin detayları hakkında Aslan, şunları anlattı:
“Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak, üzerimize düşen görevler çerçevesinde Yapı İşleri Genel Müdürlüğü olarak biz de en az sektör kadar dinamiğiz, en az sektör kadar yani nerede bir gedik açmaya çalışıyorsa manipülatörler ya da istismarcılar diyeyim, anında orayı basarak kapatma gibi… Yani çipteki istismarı ben size söyleyeyim, şuydu, E-devlet şifresiyle TC kimlik numarasıyla RFID’ye girer adam ve o denetçi ona göre bakardı. TC kimlik numarasının birbirine verildiğini duyduk yani bu hiç beklenmeyecek, hiç düşünülmeyecek bir şeydir ama… Yapı denetim sistemi sıfır hatalı değil. Sistemi manipüle eden varsa, sorumluluğunu layıkıyla yerine getirmeyen kişiler varsa, en ağır cezayı almalı”
HAZIR KAŞELER VAR
AKP Sakarya Milletvekili Recep Uncuoğlu ise skandalın boyutunun daha da büyük olduğunu ortaya koydu. Bu firmaların ellerinde hazır kaşelerin de bulunduğunu anlatan Uncuoğlu, “TC kimliği verseler değil, bütün denetçilerin e-devlet şifreleri yapı denetim firmalarının elinde, ellerinde hazır kaşe, imzaları var. O şekilde, denetçiler e-devlet şifrelerini bile vermişler firmalara” sözleriyle anlattı.
Sorunun IP ataması yoluyla çözüldüğünü anlatan AKP’li milletvekili Recep Uncuoğlu, buna rağmen gelecek dönemlerde farklı usulsüzlüklerin yaşanabileceğini anlatarak şu ifadeleri kullandı:
“Bu beş ay öncenin olayı. Buna ASELSAN ile birlikte çok farklı bir sistem getirdik. Sadece koordinat atama değil IP atama gibi. Adamın kendi telefonu oraya giriş yaptığında o neredeydi, bunu anlayacak bir sistem geliştirdik. 1 ay önceydi, bu sistemi devreye koyduk. O istismarı kapattık. Yarın başka bir şey olabilir mi? Olabilir, hiç akla gelmeyecek istismar yöntemleri kullanılıyor.”
DEPREMLERE STOKSUZ YAKALANMIŞ
TBMM Araştırma Komisyonu’nda konuşan AFAD Başkanı Sezer, bir stok skandalının daha itirafını yaptı. Sezer, milyonlarca vatandaşın evsiz kaldığı deprem sürecinde stoklarında yalnızca 2 bin 400 adet konteyner duş ve tuvalet bulunduğunu söyledi. TBMM Araştırma Komisyonu’nda, yıkımın ardından etkin arama ve kurtarma çalışması yapmadığı, yaraların sarılmasında yeterli düzeyde faaliyet göstermediği yönünde eleştirilerin hedefinde yer alan Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) gündeme geldi. AFAD Başkanı Yunus Sezer’in katıldığı toplantıda, depremzedelerin tuvalet ihtiyaçlarının bile hala çözülemediği anlatıldı. 6 Şubat depremlerinden 13 milyondan fazla vatandaşın etkilendiği, milyonlarcasının yaşadığı yerden ayrıldığı ve hâlâ milyonlarca insanın çadır ve konteyner kentlerde yaşamlarını sürdürmeye çalıştıkları ifade ediliyor. Bu duruma karşı acil adımlar atması istenen AFAD’ın haftalar geçmesine rağmen seyyar tuvalet ve duş konusunda eksikliklerinin olduğu bildirildi. TBMM Deprem Araştırma Komisyonu’nda konuşan AFAD Başkanı Yunus Sezer, 6 Şubat’ta stoklarında yalnızca 2 bin 400 adet konteyner duş ve tuvalet bulunduğunu bildirdi. Bu stokları anında deprem bölgesine yönlendirdiklerini ifade eden Sezer, zaman geçtikçe sayının 24 bin 680’e yükseldiğini ifade etti. Muhalefet milletvekilleri, bu ifadelere “Hâlâ sayı çok eksik” yanıtın verdi.
2 milyon 4 bin 276 kişinin çadırlarda, 40 bin 788 kişinin konteynerlerde yaşamlarını sürdürdüğünü bildiren AFAD Başkanı Sezer, yağan yağmurların ardından su basan çadırların ise kendi çadırları olmadığını öne sürdü. AFAD çadırlarının “dünya standartlarında” olduğunu iddia eden Sezer, “Bizim çadırlarımızda beşik sistemi var. Gerçekten dünya standartlarının çok üzerinde çadırlar bunlar. Beşik sistemi var yani hiçbir yerden su almıyor bunlar, her tarafı kapalı fakat bazı çadırlarda, bağış olarak gelen diğer çadırlarda zemin üzerine bir tane şilte atılıyor, etrafı kapalı dolayısıyla burada sıkıntı yaşanıyor” diye konuştu.