AKP’ye yakın isimlerin “Ahlakımız bozuluyor” cümleleriyle eleştirdiği internet üzerinden yayın yapan kuruluşlar, Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) denetimine alındı.
Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren düzenleme ile “Radyo, Televizyon ve İsteğe Bağlı Yayınların İnternet Ortamından Sunumu Hakkında Yönetmelik”te değişikliğe gidildi.
RTÜK bundan sonra internet üzerindeki denetimini arttıracak. İnternetten TV yayını yapmak isteyenlere 100 bin TL karşılığında lisans verecek. AKP'nin yeni düzenlemesi internetteki yayınları, basın özgürlüğünü boğma girişimi olarak değerlendirildi.
İSTEĞE BAĞLI YAYINLARDA SANSÜR OLAMAZ
Yeni yönetmeliği BirGün’e değerlendiren CHP RTÜK temsilcisi Faruk Bildirici, “Hiçbir şekilde yayın ve ifade özgürlüğünü engelleyici çaba içerisine girilmemesi gerekiyor. Medya özgürlüğü kısıtlanamaz” dedi.
RTÜK denetimine giren yayın kuruluşlarının “isteğe bağlı yayınlar” olduğunu vurgulayan Bildirici, “İsteğe bağlı yayıncılıkta tek kırmızı çizgi nefret söylemi, ayrımcılık, cinsiyetçilik, insan hakkı ihlali gibi evrensel değerler olması gerektiğini düşünüyorum. İnsanlar para verip belirli yayınları izlemeyi tercih ediyorlarsa o yayınlarda başka bir sınırlandırmaya ve denetime gitmek yanlış olur. Yönetmeliğin bu haliyle uygulanmaması için çaba göstereceğiz” dedi.
Bildirici Twitter hesabından da şu açıklamayı yaptı:
CHP’nin RTÜK Temsilcisi İlhan Taşcı, düzenlemeyle ilgili Odatv’ye konuştu. Taşcı, şu ifadeleri kullandı:
“Geçen yıl mart ayında TBMM’de yasa çıkmıştı. Ancak uygulama yönetmeliği ancak bugün, Resmi Gazete’de yayımlandı. Bu yönetmelikle birlikte radyo ve televizyonlarından ardından ilk kez internet mecrası ve isteğe bağılı yayınlar denetim altına alınacak.
İnternette yayın yapanlar 1 ay içerisinde lisans başvurusu yapmak zorunda. Eğer yapmazlarsa kaçak yayın yapmış sayılacak.
Medya ve yayıncılık alanında günden güne artan kısırlaşma ve çölleşmenin ardından yayıncılık internet mecrasına yöneldi. Ve bu alandaki yayınların bazıları dolu içerikleri ve nitelikleriyle öyle bir noktaya geldi ki, ana akım olarak adlandırılan kimi yayıncılardan bile çok izlenir dinlenir hale geldi.
Yayıncılık dünyasında oluşan baskı ve üzerine örtülen ölü toprağı deyim yerindeyse internet mecrasıyla silkelenip atıldı. Haliyle bu durum iktidar tarafının da rahatsızlığını arttırdı.”
“ÖZGÜRLÜK ALANINI TIKAYAN BİR YÖNETMELİK OLARAK TARİHE GEÇECEKTİR”
Taşcı açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Yazılı, görsel medya ve yayıncılığın sıkı denetim altına alındığı, ekran komiserlerinin canhıraş görev yaptığı, gazete manşetlerinin saray eşrafında belirlendiği ortamda internet boş geçilemezdi ki öyle de yapıldı. Uygulama yönetmeliği, özgürlük alanını tıkayan bir yönetmelik olarak tarihe geçecektir.
Artık interneti RTÜK gözetleyecek. Ancak sorun şu ki, RTÜK’ün teknik alt yapısı, insan kaynağının bu konuda yeterliliği tartışmalıdır. Göç yolda düzülecek ama subjektif ölçütlerle denetim yapılacak. Bu denetimin sınırı uygulamada belirlenecek.
Lisans aşamasını geçenler ise iktidarın istemediği, RTÜK’ün kimi zaman subjektif ölçütlerle yaklaşımı nedeniyle özgür bir yayıncılık yapamayacaklar.”
“RTÜK’ÜN İNTERNET ALANINDA NELER YAPABİLECEĞİNİN SINIRLARI DA EN AZ İNTERNET MECRASI KADAR UÇSUZ BUCAKSIZ OLACAKTIR”
İnternetteki özgürlük alanının sınırını iktidarın çizeceğini belirten Taşcı şunları kaydetti:
“Özgürlüğün sınırsız olmadığı evrensel kararlarla benimsenmiştir. Ancak sorun özgürlükte değil, sorun özgürlük alanının iktidar tarafından belirlenmesinde. iktidarın istediği, sarayın uygun gördüğü kadar ‘özgür’ yayın yapılabilecek olmasında.
Bu yönetmelik özgürlük alanını tıkayan bir denetim mecra alanı olarak tarihe geçecektir.
Youtube, Netflix, Periscope mevzuatın geniş yorumuyla her şekilde denetlenir, RTÜK radarına takılırlar. Belki de Türkiye, dünyanın pek çok ülkesinde yayıncılık yapan Netflix’i yasaklayan ilk ülke olabilir.
Zaten isteğe bağlı yayınların tercih edilmesinin altında yatan en önemli neden, nitelikli yayınların Türkiye’de yayınlanmamasıydı.
Artık isteğe bağlı platformlardaki filmlerde, programlarda bol bol bip duyacağız, mozaikler olacak çiçek, kuş kondurulacak.
Yabancı şarkı kliplerini, bu şarkıların sözlerini Türkçeye çevirerek denetleyen ve cezalandıran RTÜK’ün internet alanında neler yapabileceğinin sınırları da en az internet mecrası kadar uçsuz bucaksız olacaktır. Neler yaşanacağını, ne yasaklar geleceğini, hepsini uygulamada göreceğiz.”
RTÜK'TEKİ AKP'LİLERDE GÖRÜŞ AYRILIĞI
İnternetteki hangi ortamın nasıl denetleneceği konusunda RTÜK'teki iktidar partisi üyeleri arasında bile görüş ayrılıkları olduğu öğrenildi.
DÜZENLEMEDE NELER VAR
Radyo ve Televizyon Kurumu (RTÜK), İnternet üzerinden yayın yapan Netflix, BluTV ve Puhutv gibi internet televizyonlarına yeni düzenleme getirdi. Buna göre İnternet üzerinden yayın yapan televizyonların yurtiçi-yurtdışı kaynaklı olanları RTÜK denetimine dahil olacak ve bu kurumların yurtdışı kaynaklı olanları Türkiye’de şirket kurmak zorunda kalacak.
“Radyo, Televizyon ve İsteğe Bağlı Yayınların İnternet Ortamından Sunumu Hakkında Yönetmelik”le yapılan düzenlemeler bugün itibariyle Resmi Gazete'de yayınlanarak yasalaştı.
İNTERNET RADYOSU İÇİN 10 BİN TL İNTERNET TV İÇİN 100 BİN TL LİSANS PARASI
Yönetmeliğe göre yayınlarını internet üzerinde sunmak isteyen medya hizmet sağlayıcılarının RTÜK'ten yayın lisansı alması gerekiyor. Yayın lisansına başvuruları sadece ananomim şirketlerinin yapabileceğini belirten düzenlemede, lisans ücretleri de belirtildi. İnternet radyoları için lisans ücreti 10 bin TL, internet TV yayın lisansı için 100 bin lira istendi.
LİSANS ZORUNLULUĞU
İnternetten yayın yapmak için lisans almanın zorunlu hale getirildiği düzenlemede şunlar kaydedildi:
“Radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetlerini sadece internet ortamından sunmak isteyen medya hizmet sağlayıcılar Üst Kuruldan internet ortamından yayın lisansı almak zorundadır.
Bu Yönetmelikte belirtilen şartları sağlayan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlardan internet ortamından radyo yayını sunmak için talepte bulunanlara İNTERNET-RD yayın lisansı, internet ortamından televizyon yayını sunmak için talepte bulunanlara İNTERNET-TV yayın lisansı, internet ortamından isteğe bağlı yayın hizmeti sunmak için talepte bulunanlara İNTERNET-İBYH yayın lisansı verilir.
Aynı medya hizmet sağlayıcı kuruluş ancak bir radyo, bir televizyon ve bir isteğe bağlı yayın hizmeti sunabilir ve bu hizmetler için ayrı ayrı yayın lisansı almak zorundadır.”
YABANCI MEDYAYI DA KAPSIYOR
Yabancı içerik sağlayıcıları için de yeni düzenlemeler yapıldı:
“İçerik veya yer sağlayıcısının yurt dışında bulunmasına rağmen, Türkiye Cumhuriyetinin taraf olduğu Üst Kurulun görev alanına ilişkin uluslararası antlaşmalar ve 6112 sayılı Kanun hükümlerine aykırı yayın yaptığı Üst Kurulca tespit edilen bir başka ülkenin yargı yetkisi altındaki medya hizmet sağlayıcılarının veya platform işletmecilerinin yayın hizmetlerinin internet ortamından iletimi ile internet ortamından Türkçe olarak Türkiye’ye yönelik yayın yapan veya yayın dili Türkçe olmamakla birlikte Türkiye’ye yönelik ticari iletişim yayınlarına yer veren yayın kuruluşlarının yayın hizmetleri hakkında da bu Yönetmelik hükümleri uygulanır. Bu kuruluşların internet ortamındaki yayınlarına devam edebilmeleri için Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yargı yetkisi altındaki diğer kuruluşlar gibi Üst Kuruldan internet ortamından yayın lisansı, bu kapsamdaki platform işletmecilerinin de internet ortamından yayın iletim yetkisi alması zorunludur.”
YILLIK NET SATIŞLARININ BİNDE BEŞİNİ RTÜK ALACAK
Netflix, BluTV gibi abonelerine içerik sağlayanlardan da ayrıca para istendi:
"Yayın hizmetlerini abone ve/veya kullanıcılara ücret karşılığında ve koşullu erişim yoluyla sunan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlar yıllık net satışlarının binde beşini izleyen yılın Nisan ayı sonuna kadar Üst Kurula öderler."
Yönetmelikte, gereken şartları yerine getirmeyenlerin lisanslarının iptal edileceği, yayın durdurma uygulanacağı belirtildi.
İnternetteki yayınların da mahkeme kararıyla erişime engellenebileceği vurgulandı.
Çocuklarla ilgili de düzenleme getirildi:
"İnternet ortamından yayın lisansı verilen medya hizmet sağlayıcı kuruluşlar ile yayın iletim yetkisi verilen internet yayın platform işletmecileri, çocukların fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek türde yayınlara ebeveyn kontrolünü sağlayıcı tedbirleri almakla yükümlüdür.”
1 AY SÜRE VERİLDİ
Yayıncılara lisans almak için 1 ay süre verildi. Yönetmelikle şu hükümler getirildi:
“Karasal, uydu, kablolu veya diğer ortamlardan ilgili mevzuata uygun olarak Üst Kuruldan geçici yayın hakkı ve/veya yayın lisansı bulunan ve bu yayınlarını internet ortamından da sunan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlar bir ay içerisinde 7 nci maddenin üçüncü fıkrasında istenilen bilgi ve belgelerle birlikte 6 ncı maddenin birinci fıkrası uyarınca Üst Kurula başvuruda bulunmaları halinde yayınlarına internet ortamından da devam edebilirler.
Karasal, uydu, kablolu veya diğer ortamlardan geçici yayın hakkı ve/veya yayın lisansı bulunmadığı halde internet ortamından radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmeti sunan gerçek ve tüzel kişiler bir ay içerisinde internet ortamından yayın lisansı başvurusunda bulunmaları halinde yayın lisansı verilmesi işlemleri tamamlanıncaya kadar yayın hizmetlerini sunmaya devam edebilirler.
İnternet ortamından yayın hizmetlerinin iletimini gerçekleştiren platform işletmecileri yayın iletim yetkisi almak için bir ay içerisinde Üst Kurula başvurmak zorundadır. Bir ay içerisinde internet ortamından yayın iletim yetkisi başvurusunda bulunmaları halinde yayın iletim yetkisi verilmesi işlemleri tamamlanıncaya kadar yayın hizmetlerinin iletimini yapmaya devam edebilirler.”
'INSTAGRAM , TWİTTER VE FACEBOOK'U DA BAĞLAYIN OLSUN BİTSİN'
KRT Genel Müdürü, ANKA Genel Koordinatörü Adnan Bulut RTÜK'ün kararına tepki gösterdi. Bulut Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "İnternet tv platformları RTÜK denetimi altına alındı. Netflix, BluTV ve Puhutv artık RTÜK kontrolünde. İnstagram, twitter ve Facebook'u da bağlayın olsun bitsin." ifadelerini kullandı.
“MUHALEFET YAPACAKSA CEZAEVİ BİLGİSİ OLSUN İSTENİYOR”
Karara ilişkin bir değerlendirme yapan İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, bu durumu ifade özgürlüğüne getirilen yeni kısıtlama olarak yorumladı. Durakoğlu, şunları söyledi:
“Türkiye'de ifade özgürlüğünün giderek daralmakta olduğu ve özellikle de Sözcü ve Cumhuriyet davaları ile bütün medya dünyasına verilen gözdağının giderek gözaltılara dönüştüğü yaşanan bir gerçekliktir. Medyanın ‘oluşturulan' ekonomik güçle el değiştirmesi ve giderek sadece muhalif kesimin değil, ana akımın da yok edilmesi karşısında, kendisini ifade etmek isteyen kesimler için elde kalan tek mecra konumundaki internet ortamının da denetim adı altında sansüre tabi tutulması, hak temelli bakış açılarının kabul edebileceği bir sonuç değildir.”
Durakoğlu, “Muhalefet yapacaksa cezaevi bilgisine de sahip olmalarını isteyen, ancak bu şekilde yayıncı hüviyeti kazanabileceği bir paketle karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.
TBMM BİR KEZ DAHA BAYPAS EDİLDİ
Avukat Celal Ülgen, “Kapsamı ve içerdiği konuların daha çok tartışma yaratacağı görünen bu yönetmelik aslında internet yayıncılığına takılmış bir kelepçe niteliği taşımaktadır” diyerek kararı şöyle değerlendirdi: “İnternet ortamındaki özgür yayıncılık frekansa bağlı yayıncılık gibi görülmekte ve RTÜK'ün denetimine geçmektedir. Bu düzenlemenin kanunla değil bir yönetmelik ile olması ayrıca TBMM'nin bir kez daha baypas edilmesine neden olmuştur.”
‘SANSÜR YASASINA DÖNÜŞECEK'
RTÜK'ün denetiminin ilerde iktidar partisini desteklemeyen, muhalif kanallar için sansür yasasına dönüşeceğini belirten, Doç. Dr. Murat Volkan Dülger, “Dünyanın her yerinde bu denetim uygulanıyor. Ancak Türkiye pratiğine baktığımızda tüm dünyada getirilen düzenlemenin yayın politikalarını belirlemek, sansür için, muhalefetin sesini kısmak için kullandığı görülüyor” dedi.
SANSÜR YASASI
“Alınan kararın sansür yasasına dönüşeceğini düşünüyorum” diyen Dülger, şunları kaydetti: “SÖZCÜ gibi internet üzerinden yayın yapan, muhalif olan, iktidar partisini desteklemeyen kanalların hepsini etkileyecektir. İnsanları hukuka aykırı yöntemler bulmaya sevk edecektir ama düşünceyi yok etmek mümkün değil”
‘DENETİM BOŞLUĞU VARDI”
İnternet üzerinden yayın yapan kanallarla ilgili bir denetim boşluğu olduğunu söyleyen Hukukçu Dr. Rezan Epözdemir, “RTÜK denetim ve kontrol mekanizmasını işletmesi, yurt dışında yayın yapan televizyon kanallarının Türkiye'de merkezlerinin bulunması ve RTÜK'ten lisans alma zorunluluğunu olumlu buluyorum. Gerekçesi ise, televizyonlardan farklı olarak internet yayıncılığında bir denetim ve kontrol mekanizmasının olmaması nedeniyle yayınların sınırsız olması ve yer yer suç teşkil edilen görüntün ve ifade yayınlaması olmasıydı. Esas değerlendirilmesi gereken husus RTÜK'ün bunu yaparken dengeyi kurması, ölçülü olması gerçekten hukuk ve adaletin tecellisi için yaptırım sürecini işletmesi temel mesele bu” ifadelerini kullandı.
“MUHALİF GÖRÜŞLER SUSTURULMAYA SİNDİRİLMEYE ÇALIŞILMAMALIDIR”
Yönetmeliğin uygulanma biçiminin düzenlemenin iyi niyetle yapılıp yapılmadığının göstergesi olacağını anlatan Avukat Feyza Altun ise, “Televizyon kanallarının ve gazetelerin son yıllarda karşılaşmış olduğu baskı, sindirme politikaları karşısında internete yönelmiş olması, internetin doğası gereği kolay erişilebilir olması ve sansür mekanizmasının daha az olması hasebiyle tercih edilir olması bu düzenleme ile tekrar sansür tehdidi ile karşı karşıya kalmıştır. Bu yönetmeliğin gelecekte nasıl uygulanacağı, düzenlemenin iyi niyetle yapılıp yapılmadığı konusunda gösterge olacaktır. Anayasa Mahkemesinin basın ve ifade özgürlüğü kararları baz alınarak SÖZCÜ ve benzeri muhalif görüşler susturulmaya sindirilmeye çalışılmamalıdır. Yönetmeliğin ifade özgürlüğünü engelleme yönünde kullanılmaması gerekmektedir” diye konuştu.
‘SANSÜR İKLİMİ YAYGINLAŞACAK’
RTÜK'ün zamanla yürütmenin medya üzerindeki baskı enstrümanlarından biri olduğunu anlatan avukat Abdullah Onur Eyüboğlu, “Sadece internet üzerinden yayınlanmak üzere diziler çekildi kısaca kendi sektörünü oluşturdu. RTÜK'ün ulusal ve yerel yayın yapan televizyon ve radyolar üzerinde mevcut denetim ve sansür uygulamasını internet üzerinden yayın yapan radyo ve televizyonlara da yönelteceğini düşündüğümüzde sansür ikliminin daha da yaygınlaşacağını, çok sesli ve çok renkli olan internet ortamının durağan ve tek düze hale geleceğini öngörmek çok da zor değildir. Yasal düzenleme açısından bakarsak portalların çoğunun yurtdışı kaynaklı olduğunu ve servis sağlayıcıların da yine yurt dışı menşeili olduğunu görürüz. Bu tip platformlar Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uymaya zorlanamaz, bu zorlama bu platformların piyasadan çekilmesiyle sonuçlanır. Denetim elbette ki olmalıdır ancak sansürün her türlüsüne karşı birlikte hareket etmemiz gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
YOUTUBE YASAĞIN DIŞINDA
RTÜK'ün internetten yayın yapan kanallar üzerinde ciddi bir denetim kurmasının ardından Youtube'un bu denetime tabii olup olmadığı merak konusu oldu. Yönetmeliğe göre Youtube denetimin dışında.
Aynı zamanda bir sosyal paylaşım sitesi olan Youtube, RTÜK denetimine tabii değil. Youtube üzerinden kanal açıp yayın yapan isimlerin 100 bin TL’lik lisans ücretini ödemesine gerek yok. RTÜK ilgili Youtube linkinin kaldırılması için erişim engeli talebinde de bulunamayacak.
NETFLİX'DEN İLK AÇIKLAMA
Çıkarılan yeni yasa sonrasında dijital platform üzerinden yayın yapan kanalların yoğun bir şekilde sansüre uğrayacağı ve aralarında Netflix’in de bulunduğu bazı firmaların zor durumda kalacağı söylenmişti. Netflix’den yapılan ilk açıklama şu şekilde oldu.
“İnternet yayınlarına yönelik getirilen düzenlemeyi yakından takip ediyoruz. Türkiye bizim için çok önemli bir pazar. Bu nedenle Türk yetenekleriyle birlikte film ve dizi sektörüne yatırım yapmaya, üyelerimizin bu içeriklere keyifle ulaşmalarını sağlamaya devam etmek istiyoruz.”