RTÜK TV kanallarına gönderdiği yazıda şu ifadelere yer verdi:
Son zamanlarda Çin Halk Cumhuriyeti'nde ortaya çıkan ve uluslararası bir salgın halini alan koronavirüsün sebep olduğu hastalık ve ölümler başta olmak üzere sağlıkla ilgili konularda birçok program veya haber bülteni yayınlanmaktadır. Sağlık programları veya haber bültenlerine konuk olarak katılan veya telefonla bağlanan uzmanlardan bir kısmının sarf ettiği yorumların kamuoyunu bilinçlendirmekten ziyade toplumda korku ve infiale sebep olduğu; halk sağlığının korunması ve geliştirilmesi noktasında amacından uzak yorumlara yer verilen bu tür yayınlarla kamusal yayıncılığın temel ilkelerinden biri olan toplumun haber alma özgürlüğünün sağlanması amacından uzaklaşıldığı; gerek uzmanlarca yapılan yayın denetimleri esnasında gerekse de Sağlık Bakanlığı yetkilileri tarafından tespit edilmiştir.
Yukarıda bahsedilen yayınların bazılarının Bakanlığın bu politikasına da zarar verebileceği değerlendirilmektedir.
Açıklanan sebeplerle yayıncı kuruluşların muhtemel mağduriyetlerinin önüne geçilebilmesi için konuk olarak görüşlerine başvurulacak uzmanların seçiminde Sağlık Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği veya Üst Kurulumuz Sağlık Masası Birimlerinden İzleme ve Değerlendirme Daire Başkan Yardımcısı Dr. Hülya Köksal ile her zaman iletişime geçebilecekleri hususunda bilgilerinizi rica ederim.
RTÜK'ün TV kanallarına gönderdiği notu Twitter hesabından paylaşan eski CHP Milletvekili Barış Yarkadaş şunları kaydetti:
Bu sanırım TV tarihimizde bir ilk... Sakıncalı bir öneri... TV'ler sadece Sağlık Bakanlığı'nın önerdiği isimlere yer verirse, medya kamu adına denetimi nasıl yapacak? Örneğin; dün İran Sağlık Bakan Yardımcısı'nın başına gelenleri gördük. Bakan kürsüde "İran'da sıkıntı yok" derken, hemen yanında bulunan yardımcısı, "resmî görüş"e rağmen kameralar önünde hastalığıyla boğuşuyordu. Bu yüzden RTÜK'ün önerisi yanlıştır. Medya kamu adına tüm soruları, "sorumlu yayıncılık" anlayışı çerçevesinde gündeme getirmek ve resmî görüşün dışındaki bakış açılarını da bir ayna gibi topluma ve yöneticilere yansıtmak zorundadır.
RTÜK'e baksak; dün geceki Halk TV yayınında Sağlık Bakanlığı ile THY arasındaki kopukluğu gündeme getiremeyecek, Türkiye'de yaşanan 3M adlı maskenin karaborsaya düştüğü ve fiyatının on kat birden arttığını konuşamayacaktık. Oysa ki; tehlike artık kapımıza dayandı ve biz hazırlıklı değiliz. Dün geceki yayında da sordum: Şu an birçok hastanemizde bırakın hastaları; personel için bile maske stoku yok. Bu eksiği gidermek için herhangi bir çalışma yapılıyor mu? Hastanelerimizde CoronaVirüs vakaları için kaç solunum cihazı ayrıldı?
RTÜK'e kalsa TV'ler sadece uzmanları çağıracak ve halka tavsiye sunmalarını isteyecek.Peki o halde; dün gece de gündeme getirdiğimiz soruları kim soracak? Örneğin; yoğun bakım ünitelerinin sayısı yeterli mi? Kaç negatif basınç odası hazırlandı? Bu soruları kim nerede soracak?