BIST 100 9.640 DOLAR 34,65 EURO 36,66 ALTIN 2.942,05
10° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

RTÜK üyesinden 'şiddet' başvurusu 

RTÜK üyesinden 'şiddet' başvurusu 

Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) 16 bin 514 izleyicinin ekrandaki şiddetten şikayetçi olmasına karşın, 8 aydır tek bir şiddet dosyasını görüşemediği ortaya çıkmıştı. Kurumun CHP'li üyesi İlhan Taşcı harekete geçerek RTÜK başkanlığına dilekçe yazdı.

Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) 16 bin 514 izleyicinin ekrandaki şiddetten şikayetçi olmasına karşın, 8 aydır tek bir şiddet dosyasını görüşmediği ortaya çıkması kamuoyundan tepki çekmişti.

Televizyon içeriklerine ilişkin izleyici şikâyetlerinde ilk sırayı “şiddeti özendirici veya kanıksatıcı yayınlar” aldığı anlaşılmıştı.

RTÜK’ün CHP Kontenjanından seçilen üyesi İlhan Taşcı bu tespit üzerine harekete geçti. RTÜK Başkanlığına bir dilekçe yazan Taşcı, Emine Bulut cinayetini hatırlatarak RTÜK’ün artık harekete geçmesi gerektiğini istedi.

RTÜK şikayet dosyalarını kanal ayırmadan işleme alması ve görüşmesi gerektiğini belirten Taşcı, dilekçesinde şu ifadeleri kullandı:

“1 Ocak 2019 tarihinden 28 Ağustos 2019 tarihine kadar, ihbar/şikayet kanalları aracılığıyla RTÜK İletişim Merkezi’ne televizyonlardaki şiddetle ilgili 16 bin 514 şikayet geldiği belirlenmiştir. Bu şikayetlerin yüzde 90’ının dizilerle ilgili olması da RTÜK’ün harekete geçmesinin gerekliliğini ortaya koyan somut bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır.

Fiziksel şiddetten psikolojik şiddete, ekonomik şiddetten cinsel şiddete kadar her türlü şiddet değişik kanallarda, farklı içeriklerle yayınlanmaktadır. Son dönemlerde şiddetin dozunun giderek arttığı, neredeyse ekranlarda şiddet yarışına girildiğini gözlemlemek için herhangi bir dizinin izlenmesi dahi yeterli olacaktır.

Genelde şiddetin kendisi özelde de kadına şiddet, kadın cinayetleri toplumun tüm kesimlerinin yakınmasına yol açmaktadır. Ekranların her türlü şiddetten arındırılması beklentisi de farklı kanallar aracılığıyla, değişik ortamlarda ama benzer şikayetlerle dile getirilmektedir.

RTÜK’e ulaşan 1 Ocak-28 Ağustos 2019 şikayet döneminde Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun verilerine göre 285 kadın, erkekler tarafından öldürüldü. Bu verilerin de yalnızca kamuoyuna yansımış olan kadın cinayetleriyle sınırlı olduğu göz ardı edilmemelidir.

Yalnızca 8 aylık bir zaman diliminde dahi bu denli çarpıcı bir tablo karşısında hiçbir kurumun duyarsız kalacağı düşünülemez.

6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun da ekranlardan şiddetin temizlenmesi konusunda Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’na bir sorumluluk yüklemektedir. RTÜK kendisine verilen bu sorumluluk ve görevden kaçamaz, kaçmamalıdır.

Bu itibarla RTÜK Üst Kurulu, tüm ekranları birini diğerinden ayırmaksızın, taraf tutmaksızın tamamını yasal ve ilkesel bir yaklaşımla denetlemelidir. 6112 Sayılı Yasa’nın yaptırıma bağladığı her türlü “suçla” ilgili yayınlara ilişkin raporlar İzleme Uzmanları tarafından hazırlanmalı, yasayla yetkili kılınmış olan RTÜK Başkanı da bu dosyaları görüşülmek üzere Üst Kurul gündemine taşınmalıdır. 9 Üyeden oluşan Üst Kurul gündemine hakim bir şekilde, dosyaları tek tek görüşerek karara bağlamalıdır.

Şiddet, cinayet benzeri olaylar yaşandıktan sonra kurum ve kuruluşların yaşananları kınaması toplumun beklentilerini karşılamamaktadır. Bireyler ve toplum, kurumlardan kendi üzerlerine düşeni yapmalarını, gerekli hukuki, siyasi sorumluluk içeren somut adımları atmalarını beklemektedir; tıpkı İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması gibi.

Toplumda giderek yayınlaşan, görünürlüğü artan şiddete karşı çözüm noktasında tek başına yeterli olmamakla birlikte kendi yasal sorumluluğu açısından RTÜK bir dakika dahi beklemeksizin ekranları şiddetten arındırmak için yalnızca cezalandırma yöntemiyle de sınırlı kalmayacak biçimde harekete geçmelidir. RTÜK’ün genelde şiddet, özelde kadına, güçsüze, dezavantajlı gruplara karşı her türlü şiddetle savaşıma girmesi hem hukuki sorumluluğudur, hem de toplumun Üst Kurul’dan beklentisidir. Bu kapsamda hareket edilirken, yalnızca şiddeti değil, aynı zamanda şiddeti körükleyen toplumsal unsurları da televizyonlardan temizlemek gerekmektedir.

Emine Bulut cinayetinin son olması dileğiyle, izleyicilerden/yurttaşlardan gelen her türlü şiddet şikayetini hangi kanalda, kime yönelik olduğuna bakmaksızın değerlendirilerek hazırlanan raporların, RTÜK Başkanlığı tarafından ivedilikle Üst Kurul gündemine alınmasını arz ve talep ederim.”