Doların her geçen gün rekor üzerine rekor kırması ve enflasyonun artması sebebiyle Türk ekonomisi sıkıntılı günler yaşarken Reuters, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na sorular yöneltti. Analizde, "İki yıldan kısa bir süre kalan seçimlerden önce ekonomik büyümeyi artırmak isteyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, faizleri düşürmesi için TCMB üzerinde baskı oluşturmaya devam ediyor " ifadelerine yer verildi.
Reuters, Merkez Bankası’nın bir kur çöküşüne ve yükselen enflasyona rağmen bu hafta faiz oranlarını tekrar düşürmesinin beklendiğine dikkat çekti. Ajans tarafından yöneltilen bazı sorular şu şekilde:
FAZ İNDİRİMLERİ DEVAM EDEBİLİR Mİ?
Analizde, Merkez Bankası'nın ocak ayındaki duraklamadan önce bir kez daha faiz indirimine gideceğinin sinyalini verdiği vurgulandı. Reuters, “Erdoğan oranların ne kadar düşürülmesini istediğini belirtmedi, ancak indirimlere ihtiyaç olduğunu tekrarladı” ifadelerine yer verdi.
Ajans tarafından yapılan bir ankette hatırlatılarak analistlerin, bu hafta 100 baz puanlık bir indirim beklediği belirtildi.
TCMB'nin yabancı yatırımcılara yönelik düzenlediği toplantıya katılan bir kaynağın verdiği bilgiye göre, bir TCMB yetkilisi sorulan bir soru üzerine piyasalardaki çalkantılar düşünüldüğünde faiz oranlarının yüzde 15 seviyesinde sabit tutulması ihtimalinin yükseldiğini söyledi.
Reuters birçok analistin, "Neredeyse tüm merkez bankalarının para politikasını sıkılaştırdığı bu dönemde TCMB'nin zaten negatif olan reel faizi daha da düşürecek şekilde faiz indirmeye devam edeceğini düşünüyor" yorumuna yer verdi.
Reuters, “Erdoğan, önünü açmak için bu yıl Merkez Bankası ve Maliye Bakanlığı yöneticilerini kendisiyle benzer düşünen yetkililerle değiştirdi. Herkes onun düşük orana ilişkin görüşünü benimsedi” ifadelerini kullandı.
"RİSKLER NELERDİR?"
“Türkiye'nin kronik ticaret dengesizliği, liranın zayıflığının ithalat yoluyla daha yüksek enflasyona dönüşmesi anlamına geliyor” denilen analizde şunlar kaydedildi:
“TL’nin değer kaybını yansıtan,Türkiye üretici fiyat endeksi kasım ayında bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 55 arttı. Ekonomistler, manşet tüketici fiyatlarının gelecek yıl yüzde 30'a, yani resmi hedefin beş katına ulaşacağını tahmin ediyor.
Diğer bir risk de hem döviz hem de enflasyon oranlarının öngörülemezliği göz önüne alındığında, işletmelerin liradan kaçınmasıdır.
Daha uzak bir olasılık ise ülkenin toplam 12 aylık yaklaşık 170 milyar dolarlık finansman ihtiyacı göz önüne alındığında, şirketlerin dış borç yükümlülüklerini yerine getirememesidir.”
DESTEKÇİLERİ ERDOĞAN'A İNANÇLARINI YİTİRİYOR MU?
Kamuoyu anketlerine dikkat çekilen analizde, “Hem Erdoğan'ın hem de AKP’nin yıllardır popülerlikten görülmeyen bir düşüşe doğru kaydığını ve muhtemelen bazı potansiyel rakiplerine karşı cumhurbaşkanlığı seçimlerini ikinci turda kaybedeceğini gösteriyor” yorumu yapıldı.
Bazı AKP seçmenleri Reuters'e bir sonraki seçimde diğer partileri destekleyebileceklerini de söyledi.
TCMB TL'YE NE NE KADAR SÜRE DESTEK VEREBİLİR?
"'Sağlıksız fiyat oluşumları' nedeniyle TCMB'nin piyasaya daha ne kadar müdahale edeceği birçok faktöre bağlı olarak şekillenecek" ifadelerine yer veren Reuters şunları kaydetti:
"Müdahalenin süresi ve kapsamı zaten düşük tutardaki rezervlerden ne kadar harcanacağı, faiz oranlarının daha ne kadar düşürüleceği ve yurtiçi tasarruf sahiplerinin hali hazırda rekor seviyeye yakın seyreden 231 milyar dolarlık döviz mevduatlarını artırıp artırmayacağına bağlı olacak.
TCMB teknik olarak 124 milyar dolar rezerve sahip ancak bunun yalnızca 22 milyar dolarlık kısmı net rezerv ve kamu bankaları ile yaptığı swaplar hesaba katıldığında rezervleri eksi düzeyde.
Dolar TL 14.99 ile tarihi zirveye yükselirken, TCMB, bankacıların hesaplamalarına göre yalnızca pazartesi günü 2 ila 2.5 milyar dolar arasında satış yaparak TL'yi desteklemeye çalıştı. Yine bankacılar geçen iki haftada gerçekleşen üç müdahalede de 2.5 milyar dolar satıldığını tahmin ediyorlar."