Güneş gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, 'futbolda şike' davasında eski Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın beraat etmesiyle ilgili kaleme aldığı yazıda, "Bu davaları araçsallaştıran FETÖ’nün hedefleri iyi saptanmalı. Usül ile esas arasındaki ayrım meselesi de dikkatle tartışılmalı. Tüm duruşmalarda konuşulanlar irdelenmeli. Mesela 3 Temmuz olayında FETÖ’nün hedefi asla Fenerbahçe değildi. Direkt hedef Aziz Yıldırım’dı. Fenerbahçe’yi bitirmek değil Yıldırım bitirilmek isteniyordu. Bugün bakınca net anlaşılıyor ki FETÖ doğrudan Aziz Yıldırım’ı ortadan kaldırmak istedi" dedi.
3 Temmuz sürecinde bir Galatasaraylı olarak objektif olamadığını dile getiren Kütahyalı,"Aslında kimi meşhur FETÖ savcılarıyla Aziz Bey’in tavla arkadaşı olmasına rağmen neden Yıldırım’ı bitirmek istedi FETÖ?" diye sordu.
Kütahyalı, şöyle devam etti:
"Tüm bunlar, özellikle 3 Temmuz’un 10’uncu senesi olan 2021 senesinde geniş katılımlı forumlarla, panellerle, TV açık oturumlarıyla bana göre konuşulmalı ve tartışılmalı.
Ben Kasım 2013’ten itibaren esas yönünden görüşüm değişmemekle birlikte usül yönünden 3 Temmuz davasının çöktüğünü ve tüm sanıkların beraat alması gerektiğini ekranda haykırmaya başlamıştım.
Kendi adıma da bu süreçle ilgili ilk özeleştirimi Kasım 2013’te vermeye başladım.
3 Temmuz sürecinde “Usül esastan üstündür” temel hukuk ilkesini gözetmeyip sadece mazrufa baktık. Zarfa bakmadık. Bir Galatasaraylı olarak da objektif olamadım.
Tüm o dinlemeler ve şike meselesi de Aziz Yıldırım’ı yemenin bahanesiydi.
Kurt kuzuyu yemeye karar vermişti ve Aziz Yıldırım ve ekibinin şike yapmasının delillendirilmesi bir araçtı.
Kasım 2013’te ben bu süreç usül yönünden çökmüştür. İşin usülsüzlüğü üzerinde durulmalı. Aziz Yıldırım beraat etmelidir deyince beni ilk arayan “Sen Aziz Yıldırım’a çıkış yolu gösterdin” diyen meşhur FB yorumcusuydu.
17-25 Aralık sürecinde de biz kelle koltuk FETÖ ile savaşırken nerdeyse her gün beni ve eşim Nagehan’ı arayıp “Şöyle aslansın. Böyle kaplansın” diyen ama şimdi içinde sakladığı kin duygularına yenilen bana dair bu kinle utanmazca yalanlar söyleyip sonra da susup oturan aynı malum yorumcu."