Avrupa Birliği Radyasyon Ölçüm Haritaları´nın son 24 saatlik verilerine göre, Ordu´da dün 12.00 ile 04.00 saatleri arasında radyasyon oranlarının ani yükseldiği öne sürüldü. Konunun sosyal medyada paylaşılarak yayılması üzerine AFAD ekipleri harekete geçerek, kentin çeşitli yerlerinde radyasyon ölçümü yapmaya başladı.
ORDU VALİLİĞİ’NDEN AÇIKLAMA
Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Ordu Valiliği, radyasyon değerleri yönünden kentte endişe edici bir durumun söz konusu olmadığını belirtti. Açıklamada şöyle denildi:
“Avrupa Birliği Ortak Araştırma Merkezi´nin, Radyoaktivite Çevresel İzleme Haritasına göre Ordu´daki radyasyon değerlerinin kabul edilebilir düzeyin çok üstünde olduğu yolunda, sosyal medyada birtakım bilgiler ve paylaşımlar yer almaktadır. Sosyal medyada yer alan paylaşımlar üzerine, İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğümüzün KBRN ekibi tarafından şehrimizin 5 değişik noktasında ve Meteoroloji İstasyon Müdürlüğü bahçesinde bulunan cihaz çevresinde ölçümler yapılmıştır. Normal değer olan miliradyan 50 iken, ilimizin muhtelif bölgelerinde yapılan ölçümlerin ortalama değeri, mikroradyan 40 çıkmıştır. Yapılan ölçüm sonunda çıkan değerlerin, normal değerlerin çok çok altında olduğu görülmüştür. Radyasyon değerleri yönünden ilimizde endişe edici bir durum söz konusu değildir.”
‘KONUYU TAKİP EDİYORUZ’
Fizik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Abdullah Zararsız da konuyu yakından takip ettiklerini ifade ederek, “Avrupa Birliği radyasyon ölçüm haritalarında ani yükseliş görülüyor ama kısa sürüyor. Orada bir kaynak olsa belli bir sürede dozun devam etmesi gerekirdi. Elektronik gürültü olduğunu düşünüyoruz. AFAD da ölçümlerini yapıyor. Konuyu takip ediyoruz ve gerekli durumda açıklama yapacağız” dedi.
‘TEHLİKELİ DURUM GÖRÜNMÜYOR’
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Fen Fakültesi Fizik Bölümü Atom ve Molekül Anabilim Dalı´ndan Prof. Dr. Uğur Çevik ise verilerin 2 microsievert olduğunu ve tehlikeli bir durum arz etmediğini belirterek şunları söyledi:
“Röntgen çektirdiğimizde bunun 100 katı radyasyonu zaten alıyoruz. Etrafımızdaki radyasyonu ölçtüğümüzde bile olabilecek bir radyasyon oranıdır. Sadece harita üzerinden net bir şey söylenemez. Bölgede ölçüm yapılması gerekiyor. 2 microsievertlik dozu benim laboratuarımda da görebiliriz. Çok da dikkate alınacak rakamlar olmadığını ve sosyal medyada abartıldığını ve panik yaratıldığını düşünüyorum. Harita üzerindeki rakamlar normal bir radyasyon doz seviyesidir ve tehlike olarak kabul edilecek bir durum yok. Bizim normal yaşadığımız bir ortamda da bunu ölçsek 30-40 milisievert gibi rakamları gözlemleyebiliriz. Yer sarsıntıları ile radyasyon ilişkisi yüksektir. Radon gazı ölçümleriyle deprem ilişkisini kuruyoruz. Bildiğim kadarıyla Ordu´da böyle bir durum yok.”
‘METEOROLOJİK KAYNAKLI OLABİLİR’
Verilerin ciddi bir durumu işaret etmediğini aktaran KTÜ Fen Fakültesi Fizik Bölümü Atom ve Molekül Fiziği Anabilim Dalı’nda görevli Prof. Dr. Gökhan Apaydın ise “Rakamlar ciddi bir oranda değil ama sızıntı veya yapay radyoaktif atık kaynağı varsa bu atığın yeri tespit edilip radyoaktivite düzeyinin detektörlerle ölçülmesi gerekir. Sadece haritaya bakılarak net bir şey söylenemez. Sayısal veriye ulaştırılabilmesi için laboratuvar ortamına taşınması gerekir. O süreçten sonra bir harita çıkartılabilir. Nanosievert düzeyinde olması sebebiyle düşük bir değere denk geliyor ve insan sağlığını tehdit edecek bir doz değil. Durumun meteorolojik durum kaynaklı olduğunu düşünüyorum” diyerek tehlikeli bir durum olmadığını söyledi.
RAKAMLAR TEHLİKELİ DEĞİL
KTÜ Fen Fakültesi Fizik Bölümü´nden Nükleer Fizik Uzmanı Prof. Dr. Belgin Küçükömeroğlu, rakamların ciddi bir durumu göstermediğine işaret etti. Küçükömeroğlu, “İnsan sağlığını tehdit edebilecek radyasyon dozu yıllık 2,40 milisievert´tir. Microsievert çok daha düşük bir dozdur ve buradaki verilere dayanarak ciddi bir durum olmadığı söylenebilir. Konunun sebebinin araştırılması gerek ancak rakamlar ciddi bir durumu göstermiyor. Kum fırtınaları ve bulutların yoğun sirkülâsyonu da ihtimaller arasındadır. Radyasyon, yağmur bulutlarıyla taşınır ama bunun gerçekleşmesi için bir olay veya kazanın yaşanması gerekiyor” ifadelerinde bulundu.