Birgün'den Nisa Küçük'ün haberine göre, Psikolojik destek almak giderek daha “lüks” bir ihtiyaca dönüşüyor. Derinleşen ekonomik kriz, belirsizlik, güvencesizlik ve salgın ruh sağlığını etkiliyor ancak psikolojik destek ve tedavi almak isteyen yurttaşlar bu hizmetlere ekonomik güçlükler nedeniyle ulaşamıyor. Psikolojik desteğe ulaşmak güçleştikçe kontrolsüz ilaç kullanımı da artıyor.
Anadolu Üniversitesi (ANDÜ) Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi Hilal Bektaş, psikolojik destek almak istediğini söyledi. Devlet hastanelerinde yoğunluktan kaynaklı gerekli özenin gösterilemediğini kaydeden Bektaş, “Kısa bir süre önce devlet hastanesindeki bir psikiyatriste gittim. Kaygı, uyku ve odaklanma problemlerimi anlattıktan sonra doktor, ‘İlaç yazmamı mı istiyorsun?’ diye sordu. Ben oraya yaşadığım ve hissettiğim sorunları anlatıp çözüm yolunu öğrenmek için gittim. İlaç tedavisine gerek olup olmadığını doktorun bana sorması ve gerek duysa dahi bu kanıya 15 dakikada varması biraz ilginç geldi” dedi. Doktorun kendisine ilaç verdiğini aktaran Bektaş, “Doktorun yazdığı ilacı iki hafta kullandım ama ilaç beni kötü etkiledi. Psikiyatrist 15 dakika bile dinlemeden ilaç yazıp gönderdiği için bir kez daha psikiyatriste gitmek istemedim” diye konuştu.
SEANS BİR AYLIK KREDİM
Online psikolojik destek uygulamalarından bir psikolog bulduğunu aktaran Bektaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sorunlarım devam ettiği için psikoloğa gitme kararı aldım ama seanslar çok pahalı. Geçtiğimiz günlerde bir kliniği aradım ve bir saatlik seansın 650 TL olduğunu öğrenince teşekkür edip kapadım. Öğrenciyim, kredi ile geçinmeye çalışıyorum ve bir saatlik seans bir aylık kredim kadar. Ayda üç seansı karşılayabilecek param olsa zaten psikoloğa gitmeme gerek kalmazdı diye düşünüyorum. Bilinen klinikler çok pahalı diye online psikolojik destek alabileceğim uygulamalara baktım. Bir uygulamadan bütçeme göre bir psikolog buldum ancak çok verimli olmadı. Görüştüğüm kişinin uzman olup olmadığı konusunda tereddütlerim olduğu için seanslara devam etmedim. Sağlıklı bir danışmanlık almak için paranızın olması gerek. Dışarıya çıkıp bir şeyler yiyip içtiğimde ‘Bu parayı harcıyorum ama yarın ne yiyip ne içeceğim?’ diye düşünüyorum. Bunları düşünmek bile sağlıklı bir psikoloji bırakmıyor. Mahvedilmiş bir nesil olduğumuzu düşünüyorum. Benim de çevremdeki arkadaşlarım da gelecekten hiçbir beklentisi, umudu yok.”
ÖNEMSEYEN YOK
Bir muhasebe bürosunda çalışan Ahmet D, altı ay önce kendini kötü hissettiği için psikoloğa gittiğini anlattı. Ahmet D, “Ankara’da seansı 200 TL olan bir psikoloğa gidiyordum. Seanslar zamlanınca tedaviyi bırakmak zorunda kaldım. Asgari ücret alıyorum ve kirada oturuyorum. Ayda iki defa psikoloğa gitmek çok lüks oldu. Oysa psikolojik destek almak temel bir hak ve bu hakkın ücretsiz olması gerek. Psikolojik olarak kendinizi çok iyi hissetmediğinizde ve buna verecek paranız olmadığınızda kendinizi daha kötü hissediyorsunuz. Sağlık sistemimiz psikolojik sağlığımıza çok önem vermiyor. Bu sorunu dert edinen hiçbir yetkili yok” ifadelerini kullandı.
OLDUKÇA MALİYETLİ
Uzman Klinik Psikolog Öznur Yüksel ise ruhsal bir sıkıntıda psikolojik destek alınmasının çok önemli olduğunu söyledi. Ruh sağlığının genel sağlıkla ilişkili olduğuna dikkat çeken Yüksel, "Yapılan araştırmalarda psikolojik rahatsızlıkların yaygınlığı ve kronikleşme eğilimi göz önüne alındığında, psikolojik destek hizmetlerinin birincil şekilde ele aınlmasının gerekliliği doğuyor. Türkiye’de hastane temelli ruh sağlığı çalışmaları daha yaygın. Bireyler destek alabilmek için hastanelerin psikolojik destek birimlerine başvuruyor" dedi.
Kısa süreli görüşmelerle ve semptomatik tedavilerle sürecin üstesinden gelinmeye çalışıldığını belirten Öznur, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Uzun süreli terapötik bir hizmet hastanelerde çok sınırlı. Özel danışmanlık merkezlerinde ise böyle bir hizmetten yararlanmak oldukça maliyetli.Toplumsal temelli ruh sağlığı hizmetleri için atılan politik adımlar hızlandırılmalı. Hastane temelli hizmetten ziyade, bireylerin kolay ulaşabileceği yerel ruh sağlığı merkezleri kurulmalı. Ruh sağlığı yasası ülkemizde halen yok, hem ruh sağlığı çalışanlarını hem hastaları koruyan ve destekleyen kapsamlı bir yasa ivedilikle ele alınmalı.Terapötik destek almanın zamansal ve ulaşımsal zorluğu, bireyleri antidepresan kullanımına motive edebiliyor. Bireylerin ilaçtan hızlıca etki göreceği yani neredeyse mucizevi şekilde olumsuz duyguları ortadan kaldırması gibi bir genel görüşten etkilenen bireyler bilinçsizce, hekim denetimi olmaksızın antidepresan kullanımına yöneliyor. Bireylerde ortaya çıkabilecek bir psikolojik rahatsızlığın önlenmesi için koruyucu ruh sağlığı hizmetlerinin geliştirilmesi gerekir. Psikolojik rahatsızlık yaşayan bireylerin işlev kayıplarının hem mesleki hem sosyal etkilerinin önlenmesi, böylece ikincil psikolojik zorlukların engellenmesi ancak doğru bir psikolojik yardımla mümkün olabilir. Ayrıca yaşamsal krizin kronik bir hastalığa evrilmemesi için bireyin baş etme becerileri geliştirmesi ya da kronik bir rahatsızlığı olan bireyin topluma kazandırılması aynı şekilde psikolojik yardımla olabilir."