Berfin BAKAY / KRT WEB
Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla KRT'ye konuştu. Oygür, kadına yönelik şiddete karşı önemlemlerin alındığı ama yeterli olmadığını söyledi. Konuyla ilgili devlet kurumlarının da ciddi bir çaba içinde olduklarını öne süren Oygür, "Salgın sürecinde dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadına karşı şiddetin arttığı bildirilmektedir. Kadına yönelik şiddetin önemli oranda aile içinde yaşandığı bir gerçekliktir. Salgın nedeniyle evde kalış süremiz çok uzamıştır. Zaten şiddet olan evde şiddetin artması beklenebilir durumdur. Ayrıca ciddi ekonomik zorluklar, ücretsiz izinler, işten çıkarmalar, işyerlerinin kapanması ve önümüzdeki belirsiz süreç, elbette ki şiddeti tetikleyecektir" dedi.
Oygür şu bilgileri verdi:
"İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün açıklamasına göre; Mart ayında geçtiğimiz yıla oranla aile içi şiddet %38,2 artış göstermiştir. Polis Akademisinin Mayıs raporu da kadına yönelik şiddetin arttığını belirtmektedir. İçişleri Bakanlığı ise 2020 yılının ilk 5 ayında şiddetin azaldığını belirtmiş, diğer yandan, 6284 sayılı Kanunun etkin uygulanması neticesinde şiddet uygulayanlara yönelik önleyici tedbir kararı verilen olguların 2019’un ilk 5 ayına oranla %59 arttığını bildirmiştir. 6284’ün giderek daha etkin uygulandığı doğrudur ama önleyici tedbir kararı verilen olguların geçen yıla oranla %59 artmış olması aynı zamanda olgulardaki artışı da göstermektedir."
Oygür, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 2016-2020 Ulusal Eylem Planı'nda şiddet failine psikososyal destek hizmeti verilmesi hâkimin takdirine bırakılmasının değişmesi gerektiğini söylerek şöyle devam etti;
"Kolluğa intikal etmiş bütün kadına yönelik şiddet olgularında şiddet uygulayanın veya uygulama tehlikesi olanın psikososyal destek programına alınmasını zorunlu kılacak mevzuat değişikliği öneriyoruz. Bu önerimizi, şiddet uygulayan erkeğin de sistemin mağduru olduğu ve köklü, derin sorunlar taşıdığı bilinciyle hazırladık ve aynı zamanda onun önüne daha onurlu bir yaşam seçeneği sunma yönüyle önemli buluyoruz. Ayrıca, erkeğin şiddet sorununun “sürekli büyüyen ve devamlılık gösteren” özelliğini çok iyi bilen ve bu nedenle kolluğa gitse bile dönüp dolaşıp yine şiddet içeren bir yaşamı sürdürmek zorunda kalacağını düşünerek kolluğa gitmekten çekinen kadınlarımızı da cesaretlendirmek açısından önerimizin değerli olduğu kanısındayız."
"KADINI 6284 SAYILI KANUN KORUR"
İstanbul Sözleşmesi tartışmaları hakkında da konuşan Oygür, sözleşmenin kadına yönelik şiddete karşı mücadelede adeta “teknik bir metindir” ifadesini kullandı. Oygür, "kadınımızı koruyan sözleşme değil 6284 sayılı Kanun ve ilgili diğer mevzuatımızdır. Kadınımızı Cumhuriyet Devrimlerinin koruduğunu söylemeyi ise gereksiz sayıyorum. Bu, en büyük gerçeğimizdir" ifadeşerini kullandı.
"KANUNLAR ETKİN UYGULANIRSA EKSİKLERİ GİDERİLEBİLİR"
Oygür şöyle konuştu:
"6284 Sayılı Kanunun yanında kadınımızı koruyan, başta Anayasamız olmak üzere birçok kanunumuz var. Yeni Türk Medeni Kanunu, Yeni Türk Ceza Kanunu en başta gelenleridir. Kanunlar etkin uygulandıkça, yani pratiğe geçince eksikleri de ortaya çıkmakta ve bunların giderilmesine yol açılmaktadır. Bu bakımdan hukukçularımızın çalışmaları çok değerlidir. "
"HAK ETTİKLERİ CEZALAR VERİLİYOR" İDDİASI
Son dönemde taciz ve tecavüz faillerine hak ettikleri cezaların verildiğini iddia eden Oygür, toplumda farkındalığın bu yönde arttığını ifade ediyor. Oygür, "Demokratik kitle örgütleri olarak bizim de yargı mensuplarını yüreklendirici tutum içinde olmamız önemlidir" dedi.
Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür