Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan ziyareti dönüşünde iktidara yakın gazetecilere gündemde yer alan konulara ilişkin olarak açıklamalarda bulundu.
İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi'ye 'daha çok çocuk' tavsiyesi verdikten sonra "Çocuk çok önemli. Bak PKK’nın beş tane, 10 tane, 15 tane var" ifadesini kullanan Erdoğan, bu sözlerin muhalefet tarafından 'istismar' edildiğini ileri sürdü.
Cumhurbaşkanı; Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi'nin muhalefeti hedef göstererek yönelttiği "İzmir Milletvekilli Mehmet Ali Çelebi’nin AK Parti'ye katılım töreninde çok çocuk tavsiyesinde bulundunuz. Buradaki bir ifadeniz üzerinden HDP, CHP, Gelecek, Deva gibi partiler bunu istismar ettiler, 'Kürtlere yönelik söyledi' dediler. Kürtleri mi orada kastettiniz?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Ben her zaman açık açık en az 3 çocuk diyorum zaten. Bu benim gizli bir politikam değil ki. Böyle bir şeyi hiçbir zaman gizlemedim zaten. Orada da söylediğim çok açık ama onların istismarı bitmez. Onların istismarına cevap yetiştirmeye de gerek yok."
'KILIÇDAROĞLU' DİYALOĞU
- GAZETECİ: TOPU KARŞI ALANA YIKMAYA ÇALIŞIYOR
- ERDOĞAN: FUTBOLU ONDAN ÇOK ÇOK İYİ BİLİRİM
Erdoğan, devamındaki açıklamalarında yine başta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere muhalefet partilerine 'yüklendi.'; Ana muhalefet partisi liderine yaptığı "Hodri meydan, aday ol" çağrısıyla ilgili yöneltilen "Fakat Kılıçdaroğlu, bir futbol tabiriyle topu karşı alana yıkmaya çalışıyor. Değişik bir stratejisi var. Sizi televizyonda tartışmaya davet ediyor. Kaçak mı güreşiyor acaba kendisi?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Böyle sağa sola topu atmakla işi kurtaramaz. Zira futbolu ondan çok çok iyi bilirim. O, bu işin çok acemisi. Kim kalede, kim orta sahada, kim geri dörtlüde veya kim forvette oynaması gerekir bunu bilmez. Lefter’i kaleci olarak tanıtan bir adamdan bir şey olmaz."
HAMBURGERE TAKILI KALDI: BUNU BİZZAT KENDİSİ SÖYLEYİNCE BEN DE ŞOK OLDUM
CHP liderinin bilim insanlarıyla görüşmek üzere gerçekleştirdiği ABD ziyareti de Erdoğan'ın gündemindeydi.
Kılıçdaroğlu'nun hamburger yemesini bir kez daha konu edinen AKP lideri, "Kılıçdaroğlu, Amerika’da 8 saat boyunca neredeydi tartışması var. Hamburger yemeye gittiğini söyledi. Dün İYİ Parti'den bir açıklama geldi. Amerika’daki heyetten Genel Başkan Yardımcısı 'biz hamburger yemeye gelmedik' dedi. Hem ziyaretleri hem de bu karşılıklı yorumları nasıl okuyorsunuz?" şeklindeki soru üzerine şunları söyledi:
"Türkiye’de hamburgerci dükkanları filan bitmiş değil. Fakat yani bunu Kılıçdaroğlu’nun bizzat kendinden duymamış olsak ben bile 'gerçekten böyle bir şey oldu mu' derdim. Ama maalesef kendinden dinledik; yani bir benzin istasyonuna uğramışlar, orada bir hamburgerci dükkanı görünce orada yemişler. Bunu bizzat kendisi söyleyince gerçekten ben de şok oldum. Yani böyle bir şey yapmış olsan bile söylemeye gerek yok. Bu da siyasetin ne kadar acemisi olduğunu ortaya koyuyor.
Tabii bir de onunla kalmadı. Yapılmakta olan Türken Foundation binasının karşısına geçip orada çekim yaptı. Buradan da aile kavramına yönelik bizim şu anda ileri sürdüğümüz teze, güya tersinden bir yaklaşımla sataştı; 'Önce sen kendi ailenin, kızlarının, oğlunun buraya yapmış olduğu destekleri açıkla' gibi bir yaklaşımın içerisine giriyor. Bu da hukuk bilmezliğin, aile kavramını tanımazlığın bu adamda ne kadar ileri olduğunu gösteriyor.
'TAZMİNATLARI KOPARIYORUZ'
Biz aile kavramını inşallah bu başörtüsü meselesiyle ilgili çalışmanın içerisine alacağız. Arkadaşlarımızla gerek ilgili kamu görevlileri gerek akademisyenlerle geniş bir çalışma yaptık. Bu çalışmayı da arkadaşlarımız nihayete erdirdiler. En son dün akşam da bana sundular, gördük, baktık. Kısa zamanda bunu da kamuoyuna inşallah sunacağız. Tabii bu kadar açtığımız davalardan bundan tazminatları koparıyoruz. Şimdi bundan da yine tazminatı koparacağımıza inanıyorum. Türken Foundation, yine bundan şöyle bir miktar para alacak."
Erdoğan'a yöneltilen diğer sorular ve yanıtları şöyle:
- Konut fiyatlarında son dönemde yaşanan fahiş fiyatların önüne geçmek için Cumhuriyet tarihinin en büyük Sosyal Konut Projesini hayata geçirdiniz, İlk Evim İlk İşyerim Projesinde bu hafta 25 Ekim’de temeller atılacak. Tabi vatandaşların yoğun ilgisi var ilk günden bu yana. Diğer yandan muhalefetin de bu konuya ilişkin projenin tamamlanamayacağı ve gerçekleşemeyeceği yönünde iddiaları var. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bunlarda yalan dolan çok çok fazla. Zira şu an itibarıyla bizim sadece TOKİ’de bitirip sahiplerine teslim ettiğimiz konut sayısı yaklaşık 1 milyon 170 bin. Yapılmakta olan demiyorum, bitirip de sahiplerine teslim ettiğimiz... Şimdi ise gerek konut gerek işyeri gerekse arsa noktasında yeni bir adım atıyoruz. İlk etapta 1 milyon arsa planladık. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız, Türkiye’nin dört bir yanında hangi bölgede ne kadar parsel, arsa ayıracağız, bunların çalışmalarını yaptı ve inşallah bunların teslimini de kura ile sahiplerine yapacağız. Bunun gerçekleştirilememesi için, yapılmaması için hiçbir sebep yok. Çünkü bizim icraatlarımızın ulaştığı yere bunların hayalleri dahi ulaşamaz. Biz bunu yaptık. Eserimiz ortada. Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Biz eserlerimizle konuşuyoruz. Olay bu kadar basit.
- “Muhafazakâr devrimciyim” ifadeniz çok konuşuldu, çok tartışıldı. Muhafazakâr bir devrimci neye muhaliftir? Bir muhafazakâr devrimci neyin yanında ve neyin karşısındadır?
Biz muhafazakâr devrimciyiz. Milli ve manevi değerlerimize tavizsiz şekilde sahip çıkan; haklarımızı, menfaatlerimizi her şartta koruyan yanımızla muhafazakârız. Ülkemiz için eser ve hizmet siyasetinden demokrasi, hak ve özgürlüklere, her alanda devrim niteliğinde adımlar atan; dünyadaki zulme ve adaletsizliklere itiraz eden yanımızla da devrimciyiz.
Yakıp yıkan, taş üstüne taş koymayan sözde devrimciliğin aksine; kendi medeniyetinin değerlerinden yana olarak sürekli okuyan, çalışan, üreten, imar eden, geliştiren ve atılım içinde olan gerçek bir devrimciliktir bu. Muhafazakâr devrimcilik işte budur. Bu anlamda özellikle gençlerimize Nuri Pakdil’in eserlerini okumalarını tavsiye ediyorum. Ben merhum Nuri ağabeyimizin aynı zamanda talebesi durumundaydım. A Haber de zaman zaman Nuri ağabeyi anlatırken onun bu konudaki duruşuna da işaret ediyor.