Eskişehir’de Hz. Süleyman’ın kızı olduğunu ileri sürüp psikolojik rahatsızlığı bulunanlara kendi kanını içirerek, 13 milyon TL'lik dolandırıcılık yaptığı iddia edilen kadın ve 4 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı. 2'si tutuklu 4 sanık 121 yıl hapis istemi ile yargılanacak.
DÖRT HALİFE VE ERMİŞLERLE GÖRÜŞÜYORMUŞ!
Eskişehir’de ağustos ayında emniyet güçlerinin yoğun takibi sonucunda düzenlenen operasyonuyla yakalanan Sibel G. hakkında iddianame hazırlandı. 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, 27 kişinin dolandırıldıklarını iddia ederek şikayetçi olduğu öğrenildi.
İddianamede, tutuklu olarak yargılanan Sibel G.'nin dört halife ve ermiş kişiler ile görüştüğünü, peygamber soyundan geldiğini, kanının şifalı olduğunu, görünmeyen varlıklarla bağlantılarının olduğunu söyleyerek şikayetçileri ikna ettiği, enjektör ya da tabak içindeki kana yüzük bandırarak mağdurların vücutlarına sürdüğü belirtildi.
Sibel G.’nin ayrıca seanslar karşılığında para aldığı, sıkıntıların giderilmesi amacıyla kurban kesileceğini ve bu doğrultuda para vermeleri gerektiğini söylediği, bu yolla dini inançların sömürüldüğü ve nitelikli dolandırıcılık suçunun işlendiğinin anlaşıldığı ifade edildi.
SUÇ ORTAĞI, AVUKAT OĞLU
İddianamede, sanık Sibel G.'nin avukat oğlu Hamza G. ile birlikte hareket edip, peygamber soyundan geldiğini söyleyerek hasta yurttaşları tedavi etmeye çalıştığı belirtildi:
“Mağdurlar, Sevim D. ve Beyzat D.’nin evli oldukları, Sibel G. ile tanıştıkları, Sibel’in kendisinin peygamber soyundan geldiğini, mübarek insan olduğunu, hastaları iyileştirdiğini, büyüleri çözdüğünü beyan ettiğini ve Sibel G.’nin oğlu tutuklu sanıklardan Sadık Hamza G.’nin bu sırada Sibel G. ile eylem ve fikir birliği içinde olduğu anlaşılmıştır.”
İddianamenin devamında, “Mağdur Sevim D. ve Beyzat D., 2013 yılında şüpheli Sibel G. ile tanıştıktan sonra kendilerinin rahatsızlığının bulunduğunu söyledikleri, şüpheli Sibel G.’nin evli çifte seccade üzerinde durmasını söyleyerek sözde seans uyguladığı, seanslarda yumurta kırdığı ve elinde mühür dediği küçük bir cisimle karınlarına ve sırtlarına dokunduğu, ‘sizde büyü var, onu çözeceğiz’ dediği, çamaşır leğeninde kum birikintisi ve koyun kafatası ile kemiklerinin bulunduğu, bu alanı göstererek ‘çivileri sökerek sizi bu büyüden kurtaracağım’ dediği, anlaşılmıştır” denildi.
‘YAŞAM KOÇUYUM, TERAPİ YAPIYORUM’
Peygamber olduğunu söyleyerek nitelikli dolandırıcılık yaptığı iddia edilen Sibel G. ise ilk ifadesinde suçlamaları reddederek, “2014 yılında almış olduğum eğitime istinaden yaşam koçu olarak çalışıyorum. Yaşam koçuyum. Benim iş yerime gelen hastalara bir nevi terapi yapıyordum” dedi.
Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen iddianamede, sanıkların “dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle nitelikli dolandırıcılık” suçlarından ayrı ayrı cezalandırılmaları istenildi.
‘HZ. HÜSEYİNE BENZEMEK İÇİN ESTETİK YAPTIRIYORDU’
Ağustos ayından emniyet güçlerinin operasyonuyla yakalanan Sibel G., avukat oğlu Hamza G. ve 4 kişilik çete, kendilerine başvuran insanları kendi sözlerinden sışarı çıkamaz hale getirerek, iflas ettirdikleri öğrenildi.
Jandarma’da alınan ifadelerde, mağdur S.D. kendisini tedavi etme karşılığında Sibel G.’ye 2 bin 700 TL para ödediğini belirtti. S.D., “Bir mührü vardı. O mührü hastaların vücudunda gezdirerek sözde tedavi yapıyormuş. Sürekli kurban parası isterdi. Fakat o kurban paralarıyla kurban kesmek yerine estetik ameliyatlar oluyordu. Estetik ameliyatlarını Hz. Hüseyin’e benzemek için yapıyormuş” dediği öğrenildi.
’15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNİ ENGELLEMİŞ’
Ayrıca S.D.’nin ifadesinde Sibel G.’nin lüks bir yaşamı olduğunu ve çevresindekiler ko adı verdiği öğrenildi. İfadede ayrıca şu sözlere yer verildi:
“Yanındakiler sürekli Sibel G.’yi övüyordu. Sibel’in devlet sorunlarını dahi kanıyla karışım yaparak oluşturduğu suyu Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı ve Bakanlıkların kapısının önüne dökerek çözdüğünü söylüyorlardı. Hatta, sözde, 15 Temmuz darbe girişimini devletin rahatça bertaraf ettirmesini sağlamış. Oluşturdukları düzene ‘sistem’ diyorlardı. Yanında çalışanlardan kazandıklarının yüzde 10’unu sisteme aktarmasını istiyordu.”