Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) partisinin grup toplantısında konuştu.
Pervin Buldan, tamamı eski tarihli sosyal medya paylaşımları nedeniyle verilen 4 yıl 11 ay 20 günlük hapis cezası Yargıtay 3. Dairesi'nce onanan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında karara tepki gösterdi.
HDP Eş Genel Başkanı Buldan, "Partili yargı sistemi kurdular, bu yargı düzeni ile seçim kampanyası yürütüyorlar. Canan Kaftancıoğlu'na verilen ceza da aynı mantığın sonucu. Kaybettikleri İstanbul seçiminin intikamını yargı eliyle almak için Kobani ve kapatma davasını açıklarını biliyoruz. Gezi davasında hukuksuzca ceza yağdırdılar. Yenilgiyi bir türlü hazmedemediler. Yargı süsü verilmiş siyasi kararları bir de hukuk diye halka yutturmaya kalkıştıklarını biliyoruz. AKP Genel Başkanı Gezi davası için 'Bizde yargı bağımsız, kusura bakmasın' dediler. Sanki ortada gerçek bir yargı, işleyen bir hukuk var!" ifadelerini kullandı.
Pervin Buldan açıklamaları şöyle oldu:
AYSEL DOĞAN'IN CENAZESİNDE YAŞANANLAR
Aysel Doğan'ın ölü, Aysel Tuğluk'un ise hasta bedenine savaş açan Kürt düşmanı iktidar bilmelidir ki, bu düşmanlıklarınızla asla sonuç alamacaksınız. Ne bize, ne halkımıza geri adım attıramayacaksınız. Sizin kötülük düzeni değil, Aysellerin barış rüyası yaşam bulacak.
Cenazede tanık olduğumuz bu saldırganlık ve ölü bedenden duyulan korku, kaybetmekte olan iktidarın siyasal psikolojisini ortaya koyuyor. Halkın karşısına çıkacakları yüzleri kalmadı. Ekonomik yıkımı, geçim derdini örtmek için her gün yeni bir hukuksuzlukla toplumun karşısına çıkıyorlar. Bunların gündemlerinde ülke sorunları yok, tek dertleri kendi rantları.
Cenazeye işkence yaptıran, ölüye saygısı olmayan bir zihniyet olarak tarihin karanlık sayfasında yerini aldılar.
PERVİN BULDAN'DAN KÜRTÇE KONSER VE TİYATRO YASAKLARINA TEPKİ
Bunların gündemlerinde ülke sorunları asla yoktur. Tek dertleri kendi koltukları, kendi rantlarıdır. Bir bakıyorsunuz muhalif siyasetçiye ceza veriliyor, bir bakıyorsunuz sosyal medya yasasını toplumun gündemine yerleştiriyorlar. Kürt düşmanlığında adeta yarış içerisindeler. 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı'ydı, etkinlikleri engellemeye çalıştırdılar. Halkımız her şeyere rağmen Kürt Dil Bayramı'nı kutladılar. Kocaeli Derince Belediyesi eliyle Aynur Doğan'ın konserini yasakladılar.
Çayırova Belediyesi, Amed Şehir Tiyatrosu'nun tiyatrosunu engelledi. Konser, tiyatro, etkinlik, miting yapmak yasak, tweet atmak yasak. Fiili bir OHAL uygulanıyor. İnkarcı iktidara diyorum ki, Kürt halkı sizin zihniyetinizdekilerle geçmişte nasıl mücadele ettiyse, bugün de aynı zihniyete karşı direnmesini biliyor ve başaracak.
Geçmişte de Kürt diline, şarkısına nasıl sahip çıkıldıysa bugün de Kürtler kendi diline daha fazla sahip çıkmaya devam edecek. Kürtçe yaşayacak, Kürtçe ezgiler daha gür çıkacak ama siz yok olacaksınız, silineceksiniz!
PERVİN BULDAN: KORKU VE SİNDİRME SİYASETİ, YARGI KUMPASLARI ÜRETMEYE DEVAM EDİYORLAR
Bu iktidar gittiğinizde hepiniz o koltuklardan düşeceksiniz. Dün Amedli taraftarlara gazla ve tazyikli sularla saldırdılar. Stadyumun dolu olmasına tahammül edemediler. Nevruzun sancısını yaşadıklarını görüyoruz. Eğer amacınız halkla, Amedliler ile maç yapmaksa, Nevruz'da bir maç yapmaya kalkıştınız, 1 milyona 0 yenildiniz. Daha neyin peşinde olduğunuzu sormak isteriz. Yenilgiye doymadınız mı?
Bunların Kürt düşmanlığı sadece içeride değil, uluslararası alanda da devam ediyor. Diplomasilerini de Kürt karşıtlığı üzerinden yaptıklarını görüyoruz. Dış politikada bunları yaparken içeride de sığınmacılar üzerinden nefret iklimini körüklemeye, toplumsal talepleri bastırmak için korku ve sindirme siyaseti, yargı kumpasları üretmeye devam ediyorlar.
PERVİN BULDAN'DAN CHP İSTANBUL İL BAŞKANI CANAN KAFTANCIOĞLU'NA VERİLEN CEZAYA TEPKİ
Partili yargı sistemi kurdular, bu yargı düzeni ile seçim kampanyası yürütüyorlar. Canan Kaftancıoğlu'na verilen ceza da aynı mantığın sonucu. Kaybettikleri İstanbul seçiminin intikamını yargı eliyle almak için Kobani ve kapatma davasını açıklarını biliyoruz. Gezi davasında hukuksuzca ceza yağdırdılar.
Yenilgiyi bir türlü hazmedemediler. Yargı süsü verilmiş siyasi kararları bir de hukuk diye halka yutturmaya kalkıştıklarını biliyoruz. AKP Genel Başkanı Gezi davası için 'Bizde yargı bağımsız, kusura bakmasın' dediler. Sanki ortada gerçek bir yargı, işleyen bir hukuk var!
Bağımsız dediğiniz yargının elindeki Kaşıkçı dosyasını bir balya dolar için satan siz değil misiniz? BAE'den döviz gelsin diye kendi içinizde kaç gündür birbirinizi yiyorsunuz.
Hukukun üstünlüğü endeksinde Türkiye'yi 139 ülke arasından 117. sıraya yerleştiren, sizin hukuksuzluklarınız değil mi? Geçin bu lafları! Sizdeki bağımsız yargı ve hukukun üstünlüğü asla değil. Sizdeki, yalanın, hukuksuzluğun, kumpasların üstünlüğü. O kararlar mahkemede değil sarayda verilmektedir.
PERVİN BULDAN: BU KARANLIĞI DURDURMANIN YOLU BİRLİKTE MÜCADELEDEN GEÇİYOR
Siyaseten yaşadığınız erimeyi yargı gücüyle durdurmaya çalıştığını görüyoruz. Uçan kuştan korktuğunuzu biliyoruz ama nafile. Ne yaparsanız yapın, gideceksiniz! Ne siyasi mahkemeleriniz, ne SADAT'larınız ne kumpaslarınız sizi kurtarmaya yetmeyecek.
Bu karanlığı durdurmanın yolu birlikte mücadeleden geçiyor. Siyasal muhalefet tam bir yol ayrımında. HDP ve demokrasi güçleri saldırıya uğrarken, belediyelerimize kayyım atanırken çekingen davrananlar, ama fakat diyenler bu saldırı dalgasının bizzat muhatabıdır. Sessizlik, karanlığı büyütür, ortak ve güçlü refleks aydınlığı artırır. İktidarın kendi bekası için yürüttüğü savaş politikasına karşı sessizlik, bu baskı rejiminin devamına hizmettir.