BIST 100 9.490 DOLAR 34,56 EURO 36,11 ALTIN 2.998,38
12° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Pelikan mı Erdoğan’dan çıkar, Erdoğan mı Pelikan’dan?

Pelikan Dosyası…

Tüm dünyada bilinen bir tanım. Çünkü Amerikalı ünlü yazar John Grisham’ın dünyada çok satan kitabının ismiydi.

Beyaz perdeye de uyarlandı. Başrollerini Julia Roberts ve Denzel Washington oynadı. Filmin gişe başarısı yüksekti. 1993 yapımı film 200 milyon dolara yakın gişe hasılatı elde etti. Artık kitap da film de kült. Ancak dünyanın aksine Türkiye’de “Pelikan Dosyası” denince artık akla başka bir şey geliyor. O da Pelikan Grubu.

Pelikan Grubu, resmi adı “Bosphorus Global” olan bir merkezin ortasında yer aldığı bir yapılanma. İsimleri 1 Mayıs 2016’da dönemin AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’na karşı bayrak açtıkları internet sitesinden geliyor: Pelikan Dosyası.

Davutoğlu’na Pelikan “Darbesi”

“Selam olsun!” diye başlayan yazıda hedef Davutoğlu’ydu. “Reisçiler”, “Hoca”yı ve “Hocacılar”ı hedef aldı.
hedef aldı. Yazıdan 4 gün sonra Davutoğlu istifa etti. 21 gün sonra artık AKP Genel Başkanı değildi.

O zaman çok tartışıldı: Erdoğan bu operasyonun neresindeydi? Yazıdan haberi var mıydı? Yazıyı önceden okumuş muydu? Yazının paylaşılmasını o mu istemişti? Her şey iki dudağından çıkan bir kelimeye bakan bir düzende buna ihtiyacı var mıydı? Davutoğlu bu yüzden mi görevden alındı?

Özetle AKP içerisinde Davutoğlu yönetimine karşı “darbe” yapıldı.

Aslında “darbe”nin ayak sesleri yazıdan iki gün önce net bir şekilde duyuluyordu. Çünkü AKP’li il ve ilçe başkanlarını atama yetkisi AKP Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) eliyle Davutoğlu’ndan alınıp MKYK’ya geri verilmişti. Bu yetki Erdoğan zamanında AKP Genel Başkanı’nın olmuştu.

Ak Pelikanlar

Tüm bu süreçlerin sonucunda ifşalar birbirini kovaladı. Pelikan Grubu’nun başında kim olduğu ortaya çıktı. Başta Hilâl Kaplan ve eski eşi Süheyb Öğüt’ün olduğu, genellikle Sabah Gazetesi etrafında toplanan gazetecilerden oluşan ama birçok medyanın da artık bir parçası olduğu bir yapılanma. Sabah gazetesi, A Haber ile birlikte Turkuvaz Medya’nın bir parçası. Başında da Berat Albayrak’ın ağabeyi Serhat Albayrak var.

Ve, tabii ki Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun. Altun’un Pelikancılarla yakınlığı bilinen bir gerçek. Nereden mi?

Örneğin İletişim Başkanlığı’nın kurduğu “Dezenformasyonla Mücadele Merkezi” isimli birimin başına Bosphorus Global ya da Türkçe adıyla Boğaziçi Kürsel İlişkiler Merkezi’nin eski Genel Koordinatörü İdris Kardaş getirildi.

Kardaş’ın görevi de Berat Albayrak’ın hacklenen e-postalarından biliniyor. O yazışmalarda Süheyb Öğüt, Berat Albayrak’tan derneğin masrafları için yıllık 1,7 milyon lira da istiyor, Kuzguncuk’taki yalının kirası da dahil.

Diğer yandan yine Pelikancıların Kuzguncuk’taki yalısında çektirdiği birçok fotoğrafı zamanında sosyal medya hesabından paylaşan Büşra Elsall isimli AKP’li sosyal medya “fenomeni”nin Altun’u savunduğu bir video çok popüler olmuştu. Hemen silmek zorunda kaldıkları videoda AKP’li “fenomen” dolaylı yoldan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ı hedef alıyordu, ki Altun ile Kalın’ın arasındaki “yetki” çekişmesi de bilinen bir konu.

Önce Pelikan, Sonra Erdoğan

Tüm bu uzun girizgâh neden?

Son bir ayda iki konu dikkat çekiciydi.

Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra yardımların geç gitmesi, askerin sahaya geç inmesi, arama kurtarma çalışmalarının geç gitmesi tartışılırken Sabah’tan Hilâl Kaplan 20 Şubat’ta bir yazı kaleme aldı. Başlığı “CHP’nin kentsel dönüşüme direnmesi can aldı”ydı. Kısacası kentsel dönüşüm adı altında rant için yapılan inşaatlara karşı çıkmanın can aldığını söyledi. Gündem de oldu bu yazı.

Daha yazının mürekkebi kurumadan Erdoğan Kahramanmaraş’ta Hilâl Kaplan’ın verdiği pası aldı. Önce “Ülkemizde yıllarca kentsel dönüşüm ve TOKİ projelerine karşı çıkan zihniyetin artık bu inadından vazgeçeceğine inanıyorum” dedi.

Aynı söyleme ertesi gün de devam etti. Bu sefer doğrudan CHP’yi hedef aldı. Osmaniye’deki konuşmasında “Adana’da bir tanesi çıkmış kentsel dönüşüme ‘Biz karşıyız’ diyor. Kim bu? CHP’den bir belediye başkanı. Kentsel dönüşüm olmazsa olmazdır. Bunun bedellerini ödüyoruz” dedi.

Erdoğan’ın bu konuşmasıyla sinyal verildi. İktidara yakın tüm medya Erdoğan’ın eski kentsel dönüşüm konuşmalarını yayımlamaya başladı. İktidara yakın sosyal medya hesapları ve gazeteciler de önceden hazırlanmış alt yazılı videoları paylaşmaya başladı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun trolleri olduğu öne sürülen “Ebabil Harekatı” da bu akıma katıldı.

Yani bunu ilk dile getiren Erdoğan değil, Pelikan Grubu’nun en önemli isimlerinden Hilâl Kaplan’dı.

Bir başka örnek. Özellikle CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olarak açıklanmasının ardından iktidara yakın medya “altılı koalisyon” demeye başladı. Bu medyanın başını A Haber ve Sabah Gazetesi çekti.

İktidara yakın medya iktidarın ortaklığına ittifak derken, Altılı Masa’ya uzun süre zaten “koalisyon” söylemini kullanıyordu. Ancak “altılı koalisyon” tamlaması bir anda ortaya çıktı. 11 Mart’ta AKP İl Başkanlarına seçim mesajı veren Erdoğan da bu kez “altılı koalisyon” tanımını kullandı. Yani yine Pelikan’ın arkasından geldi Erdoğan.

Artık Sadece Bir Kuş Değil

Normal şartlarda iktidara yakın medyanın ortak tanım kullanması, aynı manşetleri atması artık bilinen bir durum. Daha önce birçok kez Erdoğan’ın bu medyanın söylemini belirlediği de görüldü. Fahrettin Altun’dan veya çalışanlarından giden Whatsapp mesajları Reuters’ın haberlerine bile yansıdı. Altun da bunlara “algı operasyonu” dedi.

Ancak algı operasyonu da artık doğrudan Altun ile ilişkileri olan Pelikancılardan geliyor anlaşılan. Erdoğan’ın söylemi de doğrudan kendi konuşmalarında değil başka bir yerde belirleniyor. Tabii ki “Erdoğan bunun bir parçası değil, ondan habersiz belirleniyor” denilemez. “Pelikan Dosyası” ilk yayımlandığında kısır döngüye giren tartışmaları hatırlatır ve çok gerçekçi de olmaz.

Yine de açıklamalara bakınca seçimlerden önce ortada bir paradigma değişimi olduğu gözüküyor.