CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP MYK'sına gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman ile eşi Ayça Dursun'un nikahtan sonraki adresi Cumhurbaşkanlığı Sarayı olmasına Öztrak, "Savcılar artık düğünü yapınca soluğu sarayda alıyorlar. Bunlar sarayın savcısı olmayı Cumhuriyet'in savcısı olmaya tercih ediyorlar" diyerek tepki gösterdi.
Öztrak, hükümetin salgında halkı suçlamasına tepki gösterdi. İktidarın salgını başarısız bir şekilde yürüttüğünü belirten Öztrak, "Bunlar 5 maskeyi dağıtamadı üstüne bir de İBAN vererek halktan para istediler" dedi.
Öztrak, Anayasa Mahkemesi Başkanı'nı hedef alan İçişleri Bakanı Soylu'ya sert çıktı, 'devlet ahlakı' hatırlatmasında bulundu.
Öztrak, "Saray'daki herkese iki günde bir test yapılıyor. Aşılarda da saraya öncelik verilecek. Biz bu torpil düzenine karşıyız" iddiasında bulundu.
Öztrak'ın açıklamalarından satırbaşları:
Kuryesinin verdiği mülakata göre Reza Zarrab İran ile Türkiye arasında 20 milyar dolar paraya aracılık etmiş, 800 milyon dolar rüşvet dağıtılmış. Böyle bir mülakatı, Türkiye'de kaç medya kuruluşu yapabilecek, bunu geçtik, yapılmış bu röportajı kaç medya kuruluşu görecektir?
Rüşvete konu alan Bakanlar Yüce Divan'da yargılansaydı bugün bunlar yaşanmazdı. Şehit kanları ile kurulmuş ülkemizin itibarı bu iktidar için bu kadar mı ucuz?
ŞENTOP'A ENİS BERBEROĞLU ÇAĞRISI
Öztrak, Anayasa Mahkemesi'nin milletvekilliği düşürülen Enis Berberoğlu hakkında hak ihlali kararı vermesine ilişkin TBMM Başkanı Mustafa Şentop'a çağrıda bulundu. Öztrak, "Şimdi sayın Şentop’a düşen bir görev var. Acilen Saray’ın kendisi üzerindeki vesayetini sonlandırmak, milli iradeye sahip çıkmak, milletvekilimiz Enis Berberoğlu’nun TBMM’ye dönmesini sağlamak" dedi.
Öztrak şunları söyledi:
"Anayasa mahkemesi, oybirliğiyle aldığı kararla, milletvekilliği düşürülen arkadaşımız Enis Berberoğlu’nun 'Seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının ihlal edildiğine' hükmetti. Buna sebep olan ne? Milletvekilimizin dokunulmazlığını görmezden gelerek, hukuksuz bir biçimde sürdürülen yargı sürecinin sonunda verilen hukuksuz karar ve bunun TBMM Genel Kurulu’nda okutulması. Kendisi de bir anayasa hukukçusu olan TBMM Başkanı Mustafa Şentop, uyarılarımızı dinlemedi. Onun yerine Saray’dan talimat almayı tercih etti. Şimdi sayın Şentop’a düşen bir görev var. Acilen Saray’ın kendisi üzerindeki vesayetini sonlandırmak, milli iradeye sahip çıkmak, milletvekilimiz Enis Berberoğlu’nun TBMM’ye dönmesini sağlamak. Bunu yapmazsa; sarayın emrinde olan bir TBMM başkanı olarak tarihteki yerini alacaktır.
Mustafa Şentop'tan bu konuya ilişkin önerilerimizi kendisine vermek amacıyla toplantı talep ettik. Yarın saat 14.00 üç arkadaşımız kendisine giderek bu toplantıyı yapacaklar. Beklentimiz, milletvekilimizin milletvekilliğinin bir an önce iade edilmesi suretiyle bu milli irade gaspının önüne geçmesidir."
SARAYIN BEKÇİSİ ALMIŞ ELİNE İPİNİ, “ASALIM DA ASALIM” DİYE, TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ’Nİ LİNÇ ETMEYE UĞRAŞIYOR
Öztrak, Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan koronavirüs vaka sayılarında çelişkiler olduğunu savundu. Öztrak, Eylü ayının ilk günlerine göre ağır hasta sayısının yüzde 35 arttığına dikkat çekerek "Yoğun bakım doluluk oranımız nasıl düşüyor?" diye sordu.
Sağlık Bakanlığı'nın yeni bir veri akış stratejisi oluşturması belirten Öztrak, şunları söyledi:
NASIL DÜŞTÜ
"Salgınla ilgili açıklanan verilerin bir kısmı artık açıklanmazken, verilerde matematikle açıklamakta güçlük çektiğimiz bazı hususlar da dikkati çekiyor. Yoğun bakım ve entübe edilen hasta sayıları nedense artık açıklanmıyor. Eylül’ün ilk günlerinde Sayın Bakan, 'Yoğun bakım doluluk oranımız yüzde 68' demişti. O günlerde ağır hasta sayımız ise 1.076 idi. Bugün ağır hasta sayımız 1.456. Ve Sağlık Bakanı /Yoğun bakımda doluluk oranımız yüzde 66/ diyor. Çok kısa sürede ağır hasta sayısı yüzde 35 artarken, yoğun bakım doluluk oranımız nasıl düşüyor?
KIŞ AYLARINDA NE YAPACAĞIZ
Yine bu yüzde 66 doluluk oranı, sadece yetişkin yoğun bakım yatak sayılarını mı kapsıyor? Yoksa yeni doğan yoğun bakım yatak sayıları da bu hesaba dâhil ediliyor mu? Türkiye’de yoğun bakım yatak sayılarının yaklaşık üçte biri yeni doğan bebekler için. Salgınla mücadelede, yeni doğan yoğun bakım odaları kullanılamayacağına göre, mevcut doluluk oranlarıyla kış aylarında ne yapacağız? Bu ve buna benzer soruların açıklığa kavuşturulması gerekiyor.
BAHÇELİ'YE TEPKİ
Tavsiyemiz yeni bir veri akış stratejisi oluşturulmasıdır. Bu verilerin bilimsel çalışmalara ve kamuoyu denetimine açık olmasıdır. Salgınla mücadelede ciddiyeti artırmamız gerektiği çok açık. Ama bakıyoruz, ülkeyi yöneten saray koalisyonu bu ciddiyetten çok uzak. Saray koalisyonun başı, salgın nedeniyle sadece halkı suçlarken, sarayın bekçisi de almış eline ipini, “Asalım da asalım” diye, Türk Tabipleri Birliği’ni linç etmeye uğraşıyor. Tüm dünya salgınla mücadele ediyor. Bunlar ise salgınla mücadele eden doktorlarımızla mücadele ediyor. Bu nasıl bir akıldır? Bu nasıl bir mantıktır?"